banner1483

Daha bir ay olmamıştı görevlendirilmesi. Ama hareketlerine, konuşmalarına, vücud diline baktım, sanki önceden bir altyapı oluşturmuş hali, tavrı vardı. Doluydu, kendinden emindi, güven duygusu içindeydi.

Beklemediğim bir performans sergileyince, seçimin, diğer ifade ile atamanın tesadüf olmadığını anladım.

Değerli meslektaşım Neşe Yıldızhan ile yayına başladığımızda, konuğumuzu stüdyoya aldığımızda, açılışta, yaklaşık milletvekilliği için MHP il başkanlığından ayrılan arkadaşın yerine kimlerin monte edileceğine dair kısa bir yorumda bulundum. Bazı isimler vardı, kamuoyunda adı geçenleri bırakın, giden arkadaşın yönetiminde olan veya tavsiye ettiği biri varsa, o olacaktı.

Muhtemelen, bugün-yarın Ya İsmail Çevik, ya Hüseyin Çiçek MHP il başkanı olarak atanacak. Sürpriz olur mu, olur. Çünkü ihtimaller her zaman vardır ve olmalıdır.

Ve bu da benim iddiam, MHP’nin Kahramanmaraş birinci sıra milletvekili adayı, Doç. Dr. Zühal Karakoç Dora olacaktır. Layık ve yakışır kızımıza.

*

Bu kısa bilgiden sonra gelelim İYİ Parti Onikişubat İlçe Başkanı sevgili Av. Osman Ay’a.

26 Kasım’da geldi göreve. Dedim ya, daha bir ay bile olmadan, kendini ispat ettirmiş, kabul ettirmiş tavırları, içi dolu konuşmaları bende İYİ intiba bıraktı.

Sohbetin ağırlığı millet İttifakının önemsediği ve mutlaka getirmek istediği Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme olacaktı, lakin konular o kadar çoktu ki, Osman Ay, kısa kesmek, bu meseleyi daha geniş şekilde bir başka canlı yayında anlatma gereği duydu.

O’na, Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, liderleri Meral Akşener’e, ’Altılı masayı terk et, bize gel’ çağrısını nasıl yorumlayacağını sorduk, gülümsedi, “Mümkün değil, çünkü bizi millet çağırıyor!” demekle yetinmişti.

Kurtlar, Önsen ve Yeşilyurt mahallerindeki imar uygulamalarına getirdi sözü, burada alengirli işlerin döndüğünü, 2.800 dönümlük alanda usulsüzlüklerin yaşandığını anlattı.

Havaalanı başlı başına bir rezaletti, dertti. Herhalde bir program yapılsa, konu da sadece zamanında inmeyen, kalkmayan ve iptal edilen uçak seferlerine ayrılsa, yeterdi. Ay, iktidarın, siyasilerin ve bürokrasinin bu sorunu mutlaka halletmesinden yana olduğunu söyledi.

Bir de kirli su meselesi vardı. Döngel mahallesinde. Bu mahalle sakinleri, Tekir’in Ardıç suyunu isterken, ‘Sularımıza kanalizasyon karışıyor, insanlarımız hastanelere taşınıyor, pet şişe suyu içmek zorunda kalıyoruz. KASKİ sesimize kulak vermeli’ şikâyetlerini dile getirdi.

*

Gündemdeki mesele, Hiranur Vakfı yöneticileri, çocuk istismarı vardı. Sapıklığı, çocuk evliliklerini, taciz ve tecavüzleri onaylamak mümkün değildi. Ancak ülkede tarikat adı altında faaliyet sürdüren vakıf ve derneklerin de iktidarın arka bahçesi olduğundan dem vuran Ay, 6 yaşındaki çocuğun baba, anne ve eşi olduğu söylenen sapığa gerekli cezanın verilmesinden yanaydı.

Çocuk istismarı ülkeyi ahtapot gibi sarıp sarmıştı.

Ve kabul edilemezdi.

*

Ekonomiden şikâyet etmeyen yok. İnsanlar günümüzde yükselen dövize, şişkin elektrik, su, doğalgaz faturalarından çok cebine bakıyordu. İnsanların geçim sıkıntısı vardı ve alım gücü her geçen gün düşüyordu.

Ülkenin ve yerelin sorunlarına dibine kadar vakıf olduğuna kanaat getirdiğim Başkan Ay, bu ve diğer meseleleri o kadar nezih bir dille anlatıyordu ki tane tane, dinlerken yorulmuyorduk.

Canlı yayının bir başka meselesi de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na verilen ceza idi. Karar siyasi mi, hukuki mi tartışması sürerken, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in bu hadiseden dolayı prim yaptığını belirtmeden geçemeyen Başkan Ay, özellikle parlamenter sistem üzerinde durulması gerektiğini, tek adam rejiminin ülkeye zarar verdiğini, kurtuluşun parlamenter sistemde olduğunu yineledi kaçıncı kez.

Ve sürekli tek başına iktidarı dillendirmeden de yapamadı.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol