banner1483

Uzun uzadıya yazmaya gerek yok, insanoğlunun sosyalleşmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Belediyeler, sadece teknik anlamda hizmet vermezler. Herşey asfalt, kilit parke, park-bahçe değil. Sosyal belediyecilik de insanlar için gerekli. Sosyal belediyeciliğin ucu açık, tarifi uzun ve alanı geniş. Bunlardan birinin de festivaller olduğu bilinen gerçek iken, bu tür etkinliklerin il ve ilçelerin tanıtımında önemli rol olduğu da unutulmamalı.

Hatırlayın, pandemiden önce, İzmir’in bir ilçesinde ‘ot festivali’ yapılmıştı.

Bu düşünceden yola çıkarak, önce efsane halk ozanımız Aşık Mahsuni Şerif anısına düzenlenen Elbistan Müzik Festivali hafta başında başladı, birçok şarkıcı-sanatçı geldi. İlk gün Mustafa Ceceli, pazartesi günü de kaprisleriyle milleti canından bezdiren, platform önünde kimseyi istemeyip, basını dahi neredeyse kovmaktan beter eden Haluk Levent için yaptığını saygısızlık olarak yorumluyorum.

Şarkı söylemiyor, bağırıyordu sanki.

*

Ertesi gece, festival alanı tıklım tıklım. İl olabilmesi için tüm potansiyele sahip, nüfusu 200 bine yaklaşan Elbistan halkı sosyal etkinliklere aç, bu yüzden festival alanında adım atacak yer yok. Gençler sevdikleri şarkıcıları  yakından görmek için neredeyse birbirlerini ezecek hale gelirken, bir çocuk rahatsızlanıyor, platform alanında olan Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz, hemen müdahale ediyor, çocuğu kucaklayıp ambulansa taşıyor ve hastaneye kadar gidip çocuğun sağlık durumu ile yakından ilgileniyor.

Bu insani, vicdani bir davranış. Başkan sayın Gürbüz’ü alkışlıyor, tebrik ediyorum.

*

Festivalle devam edecek olursam; Demet Akalın diye bir şarkıcı varmış. Tarzım değil. O da festival kadrosunda. Ancak ses düzenini ve teknik donanımı yeterli bulmadığından konserini iptal etmiş.

Merak ettim, acaba kendisi yeterli miydi, kendi sesini bir kontrol ediyor muydu arada, sormak isterim.

Bazıları da dalgasını geçmiş, ‘Kim bu? Tüzün’de mi, Pehlivan’da mı çalışmış?’ diye ti’ye almışlar. Konserinin iptal edilişini isabetli bulanlar da çıkmış. ‘Çok gerekliydi sanki?’ diyenler de. Ben bile bu yaşta ondan daha güzel şarkılar söylerim, ki o kadar da iddialıyım!

*

Neyse… Bu şarkıcı kadın tutmuş dondurmamıza laf sokuşturmuş. Konsere gelip gelmemesi, şarkı ruhundan uzak sesiyle insanların müzik ruhuna işkence çektirmesi beni ilgilendirmez de, ama MADO’ya laf sokuşturmasına tahammül edemezdim. ‘Ulan MADO, bir dondurmanı yedim, zıkkım olsun bir daha yersem!’ demiş sosyal medya hesabında.

Oysa MADO’dan başka dondurma markalarımız da vardı. Senin damak zevkini bilmediğimiz için tercih yapamıyoruz. Nerede ne yedin bilemem de, Maraş’a gelen MADO dondurmasını tatmadan, yemeden gitmez!

Yeseydin, sevseydin, tiryakisi olurdun! Çünkü MADO bir dünya markası, gelen yerli ve yabancı turistler MADO’ya uğramadan gitmezlerdi. Sen de gelseydin Maraş’a, Erdal Bey seni memnun eder, dondurmayı da çatal kaşıkla değil, belki de yalayarak yer, daha çok beğenirdin!

Tabi tercihlerine, zevklerine ve keyfine karışacak değilim. Ama konseri iptal ettiğine, gelmediğine üzüldüm desem yalan söylerim!

*

Elbistan’a gittiğimde, tanıdık tanımadık bazı insanlarla sohbet etme imkânı bulduğumda, belediyelerin bu festival tutkusuna anlam veremeyenlerin de çıktığına şahit oldum. Önce Afşin, sonra Elbistan, Andırın ve Nurhak ilçelerimizde de şarkılı-türkülü ve yörenin kültürel-tarihi mirasının da tanıtımı anlamında festivaller düzenlediler, düzenliyorlar.

Bu işler için belediyelerin bütçesi yetmez. Belediyeler bu sosyal etkinlikler için genellikle sponsor bulurlar. Bunu sayın Mehmet Gürbüz kaç yerde, kaç kere izah etti.

Ki doğruydu.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol