Öne Çıkanlar MUHTARLAR YARDIM KERVANINA KATILDILAR TEOG ŞAMPİYONLARINDAN ZİYARET

Bu haber kez okundu.

DEĞİRMENDERE'DE İKİNCİ BİR MAĞARA
 Prehisitorik dönemine ait olduğu sanılan mağaranın uzunluğu takriben 200 metre. Yöre halkının mağaraya verdiği isim ise; Ballık...

Göksun Belediye Başkanı Yard.Doç.Dr.Ramazan Hurç, Mağara'nın ortaya çıkış öyküsü ile mağara hakkındaki bilgileri bizlerle paylaştı. Aşağıdaki satırlar tamamen Başkan Ramazan Hurç'a ait.


"2012 yazında aslen Söğüt Ovalı olduğunu söyleyen şimdi ise Fransa’da çalıştıklarını ifade eden Abbas ve Nazmiye KAVALI çift beni ziyaret ettiler.  Sohbet sırasında eski yerleşim yerlerinin tarihi özelliklerini sordum. Ballık mağarasını bütün özellikleri ile anlattılar. Ben de o günlerde yeni kuruluşu gerçekleşen Göksun Turizm ve Tanıtma Derneğinin açılış konuşmasında Ballık mağarasından söz ettim.

Daha sonra Ekim 2012 Salı günü Aslan Özmen, Güngör Köleli, Aksu Muhabiri Ali Fatih Aydın, Değirmendereli Halil İbrahim Alkan ve ben Ramazan Hurç öğleye yakın Güngör Kaleli’nin Toros taksisi ile yola çıktık.

Türkmenkoca Ballık Mağaralarını iki bölümde değerlendirmek mümkündür.  Türkmenkoca yaylasından Ballık düzlüğüne inen rampanın hemen sağ tarafında üç adet mağara görünmektedir. Bu mağaralar derinliği olmayan doğal kaya mağaralarıdır.


Bu mağaraların hemen aşağı doğru yaklaşık iki yüz metre ilerisinde yine sağda kayaların altında küçük bir delik görünmektedir.  Ekibimizle bu mağaranın önünde durduk. Bir ara mağaraya girip girmemekte tereddüt ettik. Güngör Kölelinin teşvikiyle mağaraya dar bir girişten çömelerek girdik. Girişten sonra ayağa kalkarak üç dört kişinin yanyana sığacağı tavanı yüksek bir koridordan ışıldak ve el fenerinin aydınlığında ilerlemeye başladık. Her ileri adım atışımda mağaranın cazibesi beni büyülüyordu. Tahminen 70-80 m. İlerlediğimizde büyük bir alana rastladık. Yaklaşık 300 kişi alacak genişlikte bir alandır. Buraya arana denilmekteymiş. Eski insanlar toplantı ve eğlencelerini burada yaparlarmış. İlerledikçe mağara görselliğini daha da ihtişamla sunmaya devam ediyordu. İnsan gövdesinden kalın sarkıklar taşlaşmış durum almıştı. Kim bilir kaç bin yıldır su akmıyordu.  Sonra büyük kayaların engeliyle karşılaştık ve geri döndük. Mağarada yarasalar uçuşarak büyük bir gösteri şovundaydı. Kimileri de kayalara sımsıkı sarılmış öylece istirahatlerindeydiler.

PREHİSTORİK DÖNEMİNE AİT

Bu ilginç öyküye sahip mağara ile ilgili olarak, Hurç daha sonra şu bilgileri verdi; "Daha sonra Söğüt Ovasında eskiden burada yerleşik olarak yaşarken şimdilerde yaylacı olarak kalan bir aileye Ballık Mağarasını sorduğumda; mağarayı çok iyi bildiklerini, içine girdiklerini ve tüm özelliklerini bize söylediler. Daha sonra Mehmet Ali (17 yaş) diye bilinen oğullarını bize rehber olarak verdiler. Mehmet Ali mağaranın girişinin güneyden olduğunu söyledi. Yaklaşık on metre yüksekliğinde bir tırmanıştan sonra mağaraya girdiler. İçindeki suyun kurumuş olduğunu söylediler.

Böylece mağaranın giriş ve çıkışını tanımış olduk. Mağara takriben 150-200 m. Uzunluğunda. Taşıdığı özellikler itibariyle prehistorik döneme ait olduğu sanılmaktadır. Tarih bilimcileri, turizm işletmecileri, coğrafya bilimcileri ve sağlık bilimciler ve dinler tarihi bilimcileri tarafından incelenerek tescil edilmelidir."

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol