YAĞCI; ÜZERİME OYNUYORLAR!

Her hafta pazartesi günü yayınlanan KENT KULİSİ - Mehmet Fiskeci ile baş başa canlı yayın programında konuşan işadamı, Akın Ekmek Fabrikası sahibi Akın Yağcı, pandemi dahil, bazı kurum ve isimlerce üzerine oyunların oynandığını, pandemi sürecinde yaşadığı mağduriyetler bir yana, yapılan baskıları ve dayatmaları hak etmediğini söyledi; “Ben sorumluluğumu bilen, işimi ciddi yapan, işletmemde hijyene, pandemi kurallarını dikkat eden bir esnafım. Lakin üzerime çok geliyorlar!” dedi.

Uzun seneler Anavatan Partisinde, siyasetin efsane ismi Ali Doğan’ın devlet bakanı olduğu dönemlerde siyaset yaptığını, o günkü siyaset anlayışı ile bugünkü siyaset anlayışı arasında güç, hizmet ve partiye vefa arasında uçurum olduğuna işaret ederek, Gazeteci Fiskeci’nin “Her dönemde partiler kendi zenginlerini yaratırlar, siz Anavatan Partisi iktidarında zengin olanlardan değil misiniz?” sorusuna; “Aksine, biz siyaseti çıkarsız, beklentisiz yaptık. Hep cebimizden ödedik, zamanımızı, emeğimizi ve gençliğimizi partiye harcadık ama zengin olmadık. Fakat o zaman siyasette seviye, kalite ve saygı vardı. Şimdi, günümüz siyasetinde bunlar yok!” kıyaslamasında bulundu.

TİCARET VE SANAYİ ODASI SAHİP ÇIKMADI

Pandemi sebebiyle insanların yaşamı alt üst olur, özel hayat kalmaz ve hayatımıza yapılan müdahalelerle aileler, esnaf mağdur olurken, hayata dair hikâyelerden yola çıkılarak, yaşamından kısa kesitler de aktaran işadamı Akın Yağcı, yaşadığı mağduriyetleri, uğradığı haksızlıkları dile getirirken, “Üzerime çok geldiler, benimle çok uğraştılar. TSO üyesi olarak sıkıntımı, derdimi yönetime anlattıysam da, sadece dinlediler, olaya müdahil olmak bir yana, kulak arkası ettiler” diye konuştu, bir anlamda Ticaret ve Sanayi Odasını kendisine sahip çıkmamakla suçladı.

Yağcı, uğradığı haksızlıkları dile getirmek, sorununa çözüm aramak düşüncesiyle Tarım İl Müdürü Mustafa Bozkurt’a da gittiğini, duyarlılığından ve hassasiyetinden ötürü İl Müdürü Bozkurt’a teşekkür ettiğine dikkat çekti;

DENETLEMELERDE ÇİFTE STANDART YAŞANDI

Cumhurbaşkanının tavsiye ve temennileri doğrultusunda işçi çıkartmadığını, çalışanlar için, şehir için, ülke için katma değer yaratmak adına direndiğini söyleyen işadamı Yağcı, buna rağmen denetlemelerde uygulanan mobing ve çifte standarttan ötürü kendisine mağduriyet yaşatanları başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere, İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına şikâyet etti, denetleme adı altında gelenleri kurum ve kurum temsilcilerini art niyetli, takıntılı ve bahane üretim merkezi unsurlarına benzetti. Buna rağmen gelecek için umudunu yitirmediğini, hayata dair daha bu şehir için çok hikâyeler yazacağının altını çizdi.

AİLEMDEN TEPKİ ALDIM, AMA PES ETMEK YOKTU!

“Fırın benim ekmek teknem, iş kapım” diyen işadamına; “Bu kadar haksızlığa uğradınız, mağduriyet yaşadınız. Canınız sıkıldığında, çalışanlarınız da bundan etkilendiğinde, eşiniz veya çocuklarınızın artık bu işi bırakması yönünde baskı, tavsiyeleri olup olmadığı…” şeklindeki soruya ise; “Doğru, ailemden tepki aldım,  canımdan bezdirdiler, huzurumu bozdular. Evet, eşim ve çocuklarım işi bırakmamı önerdiler de. Hayır dedim, pes etmeyecektim. Kapatsam ne yapacaktım? Direnecek, mücadele edecektim. Nihayetinde bu fırın benim ekmek teknemdi. Üzerime oynayanları, bana mağduriyet yaşatanları Allah’a havale ediyorum” diyerek sözlerine nokta koydu.