Değerli meslektaşım Yener Atlı, yakında çıkacak olan 2. kitabı için benden önsöz yazmamı istedi.

Adı da farklı. ‘Maraşlı New York’ta yaşasaydı…’

Ne demek, mesleğe senelerini vermiş biri dost için iki kelamın sözü mü olurdu. İşte, kitabında çıkacak o yazı…

*

Bu zamanda, insanların okuma alışkanlığını yitirdiği dönemlerde kitap yazmak, eser vücuda getirmek, ki buna ekonomik nedenleri de ilave ederseniz büyük cesaret ister.

Medeni cesaret hem de… Ee, bu da sevgili Yener’de fazlasıyla var.

*

Daha ilk eseri olan ‘Best Of Maras’ masamızdan (ki o eserinde ben de varım) kütüphanemize yeni koymuştuk ki, sevgili Yener Atlı ikinci eserini ‘Maraşlı NewYork’ta yaşasaydı’yı çıkartamaya hazırlanıyor.

O’nu okumak nargile içimi tadında. Usta kalem deriz ya, ondan işte. Aykırı dili, gerçekçi dili ile özdeşleşince, yazılarındaki lezzet Maraş dondurması kıvamında olduğundan, okurken yorulmadığınız gibi, verilen mesajı da yazı ile birlikte iyi okumak gerektiğini düşünen birisi olarak, Atlı’yı engel, güzergah tanımadan sürekli koşan süvariye benzetirim.

*

Bu Atlı süvari, hedefine koşarken yol üzerinde bulduklarını da yarı yolda bırakmazken, şimdi de Maraş’a sığmıyormuş gibi kafayı NewYork’a takmış.

Zaten taktığı adam iflah olmuyordu, olmamıştı. Bakalım Amerika elinden ne çekecek, insan merak ediyor. Allah vere de geldiğinden Biden’in haberi olmaya!

Adam zaten gıcığın önde gideni…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol