Hafta içi havanın güzel olması beni etkiledi ve isime yürüyerek gitmek istedim ise gidiyorken Kıbrıs Meydanında bir bayanın çocuğuyla konuşmasına şahit oldum. Çocuk annesine ‘burası nere!’ diye sorduğunda annesinin; ‘Burası küçük Kahramanmaraş, bunlar da bu şehirde yaşayan insanlar’  cümlesi, beni rahatsız etti.

Kahramanmaraş büyükşehir olduğunu daha bilmeyen bayan, ‘Bizim İstanbul daha kalabalık’ demesi hiç hoşuma gitmese de, kentsel dönüşümün başladığı Kahramanmaraş’ta, inşaatların devam ettiği Avrupa’dan Kahramanmaraş’a gelen yabancıların akın ettiği, kentin tarih zenginliği, dokusu ve kendine mahsus kültürel ve sosyal yaşamı yanında, havasını suyunu, lezzetli yemeklerini tatmak için akın akın insanların geldiğini bilmeyen bayan, küçük, gelişmemiş ve köy ortamında olarak dillendiriyordu güzel Kahramanmaraş’ı.

Yabancılara sahip çıkan Kahramanmaraş halkı, kültürüyle misafirperverliği ile ünlenmişi kahraman bir kentin insanları, şunları aşılıyordu gelenlere: “Çarsımız çok güzel ve buram burama tarihi kokuyor.  İnsanlarımız sıcakkanlı ve yabancılara karşı anlayışlı, yardım severdirler. Hangi şehre gitseniz,  susadığınız zaman, zaten kentin muhtelif yerlerinde çeşmeler şarıl şarıl akarken, marketten su temin etmeniz mümkün.”

*

Kahramanmaraş’ın dondurması meşhur. Bu tamam. El sanatları, yemek kültürü, son senelerde restore edilerek günümüze kazandırılan tarihi konakları, insanları bu şehre cezbedebilmek için yeterli unsurlar iken, bir dondurma kenti olan bu tarihi şehirde, insanlar dondurma yemeden gitmiyor, kayıtsız kalmıyor.

Her tarafı barajlarla, yani sularla çevrili olan şehirde, bir kere su sıkıntısı da yok. Üstelik de komşu ilimiz Gaziantep’in suyu bile Kahramanmaraş’tan (Kartalkaya barajından) gidiyor iken, her nedense Kahramanmarışın insanı, kentin sahipsiz olduğundan yakınır durur.

Bir anlamda vatandaş haklı. O kadar güzellikleri içinde barındıran Kahramanmaraş’ın yol sorunu öncelikli mesele gösterilirken, bir sanayi şehri olan Kahramanmaraş, bacasız sanayi dediğimiz turizmi canlandırmak için gayret göstermeli.

Barajlarımız, yaylalarımız, sularımız, dağlarımız ve ovalarımız yanında, kayak merkezi olmaya müsait alanlarımız varken, bunları görmezden gelen siyasiler, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşları, bu şehirde yaşadıklarını unutmamalıdır.

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol