İşi gücü bıraktık, sanki başka derdimiz, sorunumuz yokmuş gibi, Aleyna Tilki’nin konserinin iptalini konuşuyoruz. Başka konulara gıran girdi sanki.

Yahu işsizlik almış başını gitmiş, üniversite mezunları açıkta ve boşta, ekonomi iyi değil, esnaf kan ağlıyor, mutfaklarda yangın var, biberimiz bile komşuya gitti gidiyor, dondurmamız dahi elden kaçmak üzere iken, biz nelerle uğraşıyoruz.

Bu şehirden sorumlu olduğunu ileri süren, iddia eden siyasiler, bürokratlar ve sivil toplum kuruluşları bu kentin değerleri, sorunları için gıkını çıkartamazken, kafayı Aleyna Tilki’ye takmışlar.

Kim bunlar, çakallar…

Neymiş efendim, Aleyna Tilki’nin kıyafeti bize göre değilmiş. Bizim kültürümüze, geleneklerimize, Sütçü İmam’ın korunlarına yakışmazmış. O bakımdan şehrimizden def olup gitsinmiş, ne konseriymiş!

Peki, madem öyle, aha böyle…

*

Sen, ben, biz, öteki, hepimiz...

Hatırlayın, şimdi Kale’miz kapalı. Ne zaman açılacak, aslına bakılırsa kim kapattı, neden kapandı, ne zaman yerli ve yabancı turistlerin ziyaretlerine açılacak belli değilken, kafayı buna takmıyorsun da, Tlki’nin kıyafeti seni bozdu mu?

Kalkmış mahallenin namus bekçiliğine soyunuyorsun.

Bu kadının giyim-kuşum tarzını, stilini biliyordunuz. Olsun… Müziği beni ilgilendirmez, tarzım da değil, ama unutmayın, bu kızın 2,5 milyon takipçisi var. Gelseydi, konser verseydi ne olurdu, kıyamet mi kopardı, bir yeriniz mi eksilirdi?

Tamam, kalede bayrak altında Bozkurt heykelimiz vardı. Büyük lider, Mustafa Kemal Atatürk, milli mücadele sonrasında 7 Türkmen şehrinin kalesine, kale girişine Bozkurt heykelinin yerleştirilmesini istiyor.

Sen bu heykel senelerdir belediye hangarında, deposunda atıl vaziyette yatarken, beklerken, sen tutup Aleyna Tilki’nin kıyafetiyle uğraşıyorsun. Uğraşsana Bozkurt heykelinden hak ettiği yerde değil, neden bizi, soyumuzu, geçmişimizi temsil eden bu heykel yerinde yok?

Sorgulasana, takipçisi olsana! Yok, yok… Varsa yoksa Aleyna Tilki. Sen necisin, çakal.

*

Sen her haltı ye, hovardalığını yap, eyvallah… İçkini iç, bağ evlerindeki aleminden geri kalma, vergini kaçır, sıkışınca bilmem kimin torunuyum de, bu şehrin ali sorunları için kılını kıpırdatama, (bu şehrin baronları, ağa babaları) neymiş efendim, Aleyna Tilki’nin kıyafeti bize göre değilmiş. Sütçü İmam’ın ruhu incinirmiş.

Sen kendi kıçındaki pisliği görme, başkasının gözündeki çapağa laf yetiştir.

Samimiyetsiz seni…

Bak kardeşim, (kardeşim bile değilsin de, neyse…) müzik evrenseldir. Kızı sev sevme, şarkılarını dinle, dinleme… Ama gelseydi ölür müydün? Şehrin, üniversitemizin reklamı olurdu. Şimdi konseri iptal ettiniz, ne geçti elinize. Bu şarkıcı kız, gittiği yerde sana iyi mi diyecek. Seni rezil edecek, küçük düşürecek, silikon kafa, faşist olmakla itham edecek!

Daldan dala atlıyorum, sinirlerim tepemde…

*

O bozkurt heykeli şimdi belediyenin deposunda, çürüyor. İsmi lazım değil, geçmiş belediye başkan yardımcılarından biri, mesele gündeme geldiğinde, iddia o ki, ‘Bu itin orada ne işi var!’ deyip kaldırıp atmışlar, geçmişlerine, tarihlerine ihanet etmişlerdi. Bu utançla yaşamanız gerekirken, sen tut Tilki’nin bacağı ile şarkısı ile uğraş, dur!

Eğitim-öğretim kalitesi yerlerde sürünürken, eğitimcilerin, eğitim camiasının aldığı karara bak! Zaten bu şehri sosyal medya idare ediyor. Sosyal medyada ne yapıldı ise, bürokratlar, siyasiler, belediye başkanları ona göre kendilerine yön, şehre de ayar veriyorlar.

Bakın, o Bozkurt heykeli senelerdir yerinde yok!

Girin Google amcaya, Burdur Tefenni ilçesi Bozkurt Heykeli’ yazın, bakın orada neler okuyacaksınız, neler. Ve okuyunca da herhalde utanacak, yerin dibine gireceksiniz.

Şayet utanmanız varsa tabi.

NOT: Kale'deki Bozkurt Heykeli için asıl yorum, düşünce, sevgili dost Suat silahlı'nın düşünceleri ve bilgileri... Önümüzdeki hafta...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol