Hemen, bir yenilgi ile, deplasmanda kaybedilen 3 puan yüzünden,  senelerin sporcusunu,  Kahramanmaraşspor’un kaptanlığını yapmış, takımı zamanında başarı ile temsil etmiş adamı, teknik patron Recep Aydemir’i gönderdiler, yerine üniversite camiasından spor hocası Tuyfun Şirin’i getirdiler.

Sanki Tayfun Şirin’in elinde sihirli değnek var. Bir tahammül etmeyi bile başaramadınız, bilemediniz, öğrenemediniz.  Bu alışkanlık, bu kötü huyu kimden kaptıysanız! Ha, dileriz Tayfun Hoca başarılı olur, dileriz bizi mahcup eder, inşallah! Ancak, anam bana gız diyor ama umudum ız…

Zaten her yenilgiden sonra,  günahkar, bir suçlu, bir hedef tahtası her zaman aranır, ki bunun da başını her daim teknik patronlar çeker. Taraftardan küfürü yiyen onlar, başkandan ve diğerlerinden fırçayı onlar yer, kamuoyu zaten kurbanlık koyun arıyor, ver Allah’ın verdiğine deyip, eleştirir durur da, yöneticiler ‘ayranım ekşi’ demezler. Onlar balik,  onlar padişahın püsküllü oğulları.

Zaten her zaman, takımın başkanı sütten çıkmış ak kaşık olur, as başkanları zaten sabi, suçu suduru olmaz, menejer diye tutukların komisyoncu, futbolcuyu getirir, komisyonunu alır, kendi işine, çıkarına bakar, ki takımın aldığı sonuçlar pek de umurunda olmaz. Taraftar desen zaten günahsız toplum, varsa yoksa, tek suçlu teknik adam. Vur kellesini gitsin!

*

Süper ligde de büyük takımlar yeniliyor, ama sezon içinde kimse teknik adamı göndermeyi düşünmüyor. Gerek Büyükşehir Belediyespor,  gerekse Kahramanmaraşspor,  geçmişte, her sezonda birkaç değil, 4-5 teknik adam değiştirince, takımın, oyuncuların, taraftarın kimyası bozuldu. Üst üste alınan yenilgiler, bozulan moraller, takımın içine girdiği maddi bunalımlar, neticeyi doğurdu, takım  PTT 1. Liginden 2. Lige düştü.

Bu kafa ile giderlerse, 3. Lige düşerler mi, Allah korusun! Kimse istemez. Ancak görünen dağın uzağı olmuyor.

Biz isteriz ki, her iki takımımız da başarıdan başarıya koşsun, galip gelsin, süper ligde top koştursun. Bizim diğer kentin takımlarından neyimiz eksik. Bir Akhisar’a bakın, Manisa’nın ilçesi, Fenerbahçe’yi yeniyor, adamlar gündemden düşmüyor. Fenerbahçe yenildi diye kıyamet mi kopuyor, hayır. Ama tedbirlerini alıyorlar, oyuncularını ve taraftarı motive edecek açıklamalar yapıyorlar, hemen teknik patronlarını günah keçisi ilan edip, kapının önüne koymuyorlar.

*

Şimdi de teknik adam Orhan Şerit istenmeyen adam ilan edilmiş. Zaten sezon açılışında da taraftarın hışımına uğramış, yuhalanmıştı. O da duruyor ne hikmetse. Taraftar istemiyor, takım başarısız, alınan sonuçlar ortada, ne diye durur, anlamak mümkün değilken, sporun içinde olan arkadaşlarımızın yorumu daha farklı. “Orhan Şerit bu takıma ortak,  içerde dünya kadar alacağı var, takım hangi sonucu alırsa alsın, yönetim onu göndermez, gönderemez!” gibi hiç de şık olmayan yorumlar döşenince, insanın da aklına ‘acabaa…’ demek düşüyor.

Hani Nasrettin Hoca’nın evine hırsız girmiş, ne varsa alıp götürünce, komşuları, “kapını niye kapatmadın, kapıya niye kilit takmadın, neden ihmalkâr davrandın!” deyince, nüktedan adam da komşularına, “Yahu, hep beni suçlarsınız da, hırsızın hiç mi kabahati yok!” deyivermiş.

Bizimkisi, söylemek istediğimiz de o hesap işte.

Ve ben sizlerin dokuz ay, onbeş günlük olduğunuzdan bile kuşku duyuyorum!

NOT: Bu arada, takımımız dün Gölbaşı’nda, 3 golle 3 puan almayı bildi. Tebrik ediyorum. Dilerim bu başarı sürekli olur.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol