Gün geçmiyor ki kadınlara tacizler, tecavüzler ve cinayetler eksik olmasın. Bitti denilecekken, yasa çıkacak iken, buraya kadar denilmişken, bakıyorsunuz televizyonlarda her gün tacizler, tecavüz sonrası işlenen cinayetlerin ardı arkası kesilmiyor.

Yargı önüne çıktığında da, kravat takanlar, iyi hal indiriminden paçayı kurtarıyor, iyi mi?

Son örnek mi istiyorsunuz, işte Diyarbakır’da, 14 yaşındaki kızın başına taşla vurarak bayıltıp, tecavüz eden sapık ve sanığa, mahkeme salonunda ‘saygın duruşundan’ ötürü verilen ceza indirimi veriliyor.

Neymiş, sessiz sedasız durmuş, kravat takmış, boynunu bükmüş, verilen cezaya arazıyım ama pişmanım der gibi saf duruş sergilemiş.

*

Kimse kusura bakmasın. Rahat değil kadınlar. Evli olsan bir türlü, dul olsan bir başka türlü. Bu memlekette kadın olmak suçmuş gibi, satılık veya kiralık mal gibi bakıyor insanlar. Biz kadınlar bundan rahatsız oluyoruz.

Bir şey daha istiyoruz, kadına tacizler, tecavüzler ve peşinden gelen cinayetler son bulsun dedikçe, istedikçe, yazdıkça, nasıl oluyorsa devamı geliyor. Dizi film gibi, birbirini takip ediyor. Televizyonlar, gazeteler bu tür iğrenç haberleri vermekten ne usanıyorlar, ne yoruluyorlar.

Belki onlar da işini yapıyorlar ama toplum gerginlik içinde. Aileler muzdarip, aileler huzursuz, aileler tedirgin.

Kadınlar, kızlar rahat değil. Sokakta rahat değil, caddede rahat değil.

Parkta, bahçede hiç rahat yok onlara.

*

Adam tecavüz etmiş, cinayet işlemiş. Hakim karşısında süklüm püklüm durunca, kravatı da var ya, hakim de acıyor mutlaka, ceza indirimi uygulanıyor.

Anlamakta zorluk çekiyoruz. Biz suçluyu salondaki hali ile mi yargılıyoruz ya da suçu işlediği zamandaki durumu ile mi, bilen varsa haber eylesin!

Önceleri iyi hal indirimi vardı, doğru. Ceket giyip kravat taktınız mı, kafadan alırsınız indirimi. Hele ayakkabı da boyalı ise, saçlarınız taralı ve traşlı iseniz, neredeyse ceza bile vermeyecekler erkeklere.

*

Derken, ‘tahrik indirimi’ girdi hayatımıza. Mesela bir bayan, tayt giydiyse, yalnız yaşamında saçlarını dalgalandırarak yürüyor, mini etek giyiyorsa, bu tacizi, tecavüzü gerektiren hususlar mıdır?

Hani kadın ve giyim-kuşam özgürlüğü nerede kaldı?

Sonra, şu saygın duruş denilen kavrama bir anlam veremiyorum. Kadın kuruluşlarının hiçbiri de anlam veremedi ihtimaldir.

Ceza indirimine gerekçe gösterilen saygın duruşun tarifi nedir, nasıldır. Onu da bilmiyorum inanın. Sapık ve sanık kimseler, yani erkekler, gömlek koluna manşet mi takıyor ya da dışarıda saygın, efendi, terbiyeli bir mahallede mi oturuyor da, yargı bu karara varıyor.

Çözebilmiş değilim.

Bu ölümler durdurulmalı.

Hepimizin de kızı, eşi var. Ceza verilirken cinsiyet ayrımı ve saygın duruş ne ise bitsin. Ölen canlara oluyor, geride kalanlara oluyor.

Yazık değil mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol