Öne Çıkanlar BAŞKAN TOPBAŞ ANILARINI TAZELEDİ AYDIN; KILAVUZLU SULAMASINI BİTİRECEĞİZ Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye SAHADA ÇALIŞIYORUZ! baskan

Bu haber kez okundu.

ÇARMAN; “ZORU SEVER, KAYBETMEYİ SEVMEM!”

Mehmet Çarman aynı zaman da avukattı. Girdiği davaları hep kazandığı için miydi, kendine özgüveni fazla mıydı? Bize şunu söyledi; “Bizim meslekte şöyle bir söz vardır, ‘dava kaybetmeyen avukat, hiç dava alamamış demektir’ yapım gereği kaybedeceğime inandığım hiçbir davayı almam. Bir iş alıyorsunuz, ancak süreç farklı işleyebiliyor. Ama kesin olan şu, seçiciyim. Kazanmayı kendime ilke edindim. Yüzde yüz değilse de, yakın.”

2013’te okulu bitirmiş, bir senelik staj dönemi ardından 2014 yılında resmen avukatlığa başlamış. 6. yılındaydı.

AVUKATLIK MI KOLAY, SİYASET Mİ ZOR?

Tabi her mesleğin kendine göre riskleri, kolay yanı var. Ama siyaset farklı bir meslek. O nedenle sorumuzu bu minval üzere sorduk, hangisi zor, hangisi kolay diye. Gülümsedi, bizi şaşırtan bir cevap verdi; “Her ikisi de zor. Zor ama güzel yanları da yok değil. Kolay meslek yok, o bakımdan zoru seviyorum, ikisini de seviyorum. Bence asıl mesele, severek yapma meselesi. Hangi iş olursa olsun, severek yaparsanız, zoru kolaya çevirebilirsiniz.”

DÜŞMANLAŞTIRAN DEĞİL, BİRLEŞTİREN OLMAK!

O sevmek kavramı vardı ya, bütün sorunların çözümünde sevmek vardı. Adaylığını açıkladığı gün şunu söylemişti, “Alın terinin, liyakatin ve emeğin değerini bu ulu çınarın (Atatürk ve CHP’yi kast diyordu) gölgesinde savunmak, öne çıkartmak için aday oldum. İnsanları farklılıklarıyla düşmanlaştıran değil, birleştirenlerden olmak için buradayım!”

Bunu açmasını istedik, ne demek istemişti; “Hepimizin bir mozaiği var, ki biz onun birer parçasıyız.  O mozaikte Türkü, Kürdü, Alevisi, Sünnisi, Lazı olmadığı takdirde o mozaiğin bir yanı yarım kalır. Asıl sorun ülkenin bugün içinde bulunduğu kaos ortamı. İşsizlik, enflasyon, geçim, kötü giden iç ve dış siyaset, mezhepsele bakışlar ve inanışlar… Bunların bizim partimizde, benim tabiatımda yeri yoktur. O bakımdan birleştiren olmayı hedefledik!”

BASIN İLE BİR ARAYA GELEC EK Mİ?

Genç ve idealist bir yapısı var İlçe Başkanı Çarman’ın. Özgüveni fazla. Basına bakış açısını sorduk. Basın ile bir araya gelecek miydi, yerel ve genel konular konusunda düşüncelerini kamuoyu ile paylaşacak mıydı? Söylediği şu oldu; “Bunlar tabi ki olacak, ama daha yerimize yeni oturduk, yönetim belirlenecek, görev dağılımı yapılacak. Basınsız siyaset tabi ki olmaz.”

BÖLGENİN SORUNLARINA NE KADAR VAKIF?

Yola çıkarken yiyeceğimizi tedarik ediyor, aracımızın bakımını yaptırıyor, akaryakıtını sağlıyoruz. Hazırlıklı olma anlamında. Başkan Çarman da adaylığını açıklamadan, yola çıkmadan ilçesi olan Dulkadiroğlu’nun sorunlarını, ihtiyaçlarını tespit etmiş, bir dosya haline getirmiş miydi? Haliyle partili partisiz bölge halkına hizmet edecek, hitap edecekti. Dedi ki; “Zaten dışarıdan, Ankara’dan gelmedik, bölgenin insanıyız. Tabi ki bölgemizin sorunları var. Tabi ki sorun tespiti yaptık, elbette gördüğümüz sorunlar var. Ulaşım, altyapı ve güvenlik gibi sorunlar öncelikli.”

Bir başka soru daha; Aktif olacak mıydı? “Elimizden geldiğince… Biz iktidar partisi değiliz. Maddi açıdan da iktidarın nimetlerinden yararlanmıyoruz. Muhalefet olmak her yerde, hele hele Maraş’ta daha zor. Elimiz kolumuz bağlı olsa da, yapabileceğimiz her şeyi yapmak istiyoruz.” diye cevap verdi.

İYİ ANILMAK VE BİR DÖNEM BAŞKANLIK…

Siyasilerin ve yerel yöneticilerin ortak düşüncesi, iz ve eser bırakmak, iyi anılmak. Herkes  aday olurken bir dönem üstlendiği işi götüreceğini söylese de, bunu ikinci, üçüncü dönemler takip eder. Kendisi aynı düşüncede miydi; “Zaman ne gösterir bilememde, niyetim başkanlık görevimi bir dönem yapmak. Bu süreci iyi kullanıp, partimin ve halkımın yararına, iyi işler yaparak tamamlamak!” dedi.

KADINA ŞİDDET İÇİN NE DİYORDU?

Gazetelerin üçüncü sayfalarına insan bakmaya iğreniyor. Kadına taciz ve istismarları, kadın cinayetleri, kadına yapılan kötü muamele. Son günlerde hızla artan sosyal çatışma… Bunlar Türkiye’nin gerçeği. Hem avukat, hem siyasetçi olarak bu konuda neler düşünüyordu? Cevap verdi; “Şili’de başlayan, şarkılı danslı protestoları izledik hep birlikte. O şarkıdaki bazı sözcükler, iktidar kanadında tepkiyle karşılandı. Uluslararası bir şarkıydı. Mecliste, CHP gurubu tarafından sıralara vurularak tekrarlanınca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tüm yasaları harekete geçirebileceğini söyledi, açıkçası tehdit etti. Yasaların kadını güvence altına alması lazım. 6284 sayılı kanun bunun için çalışmalı. Yaptırım var ama yetersiz. Kadın ancak ölünce kadın olduğu hatırlanıyor. Sebep ve sonuç ilişkisine bakmak lazım. Kadının her platforma korunması gerek. Onlar bizim değerimiz, gerçeklerimiz. Yasalar da kağıt üzerinde kalıyor aslında. Yaptırım gücü olan kanunlar çıkartılmalı. Özetle, kadına şiddeti, kalkan eli kesinlikle tasvip etmiyoruz.”

PARTİ İÇİ ÇEKİŞMELER, REKABET…

Bunları normal karşılıyor Başkan Çarman. Rekabet tabi ki olacak, ilişkileri geliştirir ve güçlendirir. Rekabete boyutunu dedikodu boyutuna taşımama gerektiğine inanıyor. “Rekabete varım, ama dedikodu ile yürütülen siyasete, bel altı vuruşlara, özel hayata müdahaleye razı değilim. İnsanların hangi nedenlerle olursa olsun, yıpratılmasına, itibarsızlaştırılmasına karşıyım.”

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol