Özgecan’ın hunharca katledilişi üzerinden bir hafta geçti. Mezarında, etleri bile çürümeye başlamışken, kamuoyunun onu öldüren caniye tepkisi sürüyor. Bu ne caniliktir, bu ne vahşettir, bu ne gözü dönmüşlüktür.

Daha 20 yaşındaydı Özgecan Aslan. Maruz kaldıklarını ve tepkileri okudukça, duydukça içim acıyor, yüreğim burkuluyor, isyan ediyorum, lanet ediyorum.

Bir insana tecavüze yeltenmek, olmadı hunharca öldürmek, olmadı DNA izlerini ortadan kaldırmak için ellerini vücudundan ayırmak, yetmedi yakmak… Bu nasıl bir insanlık, bu nasıl tarif edilemez canavarlık anlayan varsa beri gelsin.

Günümüzde kadın, kız çocuğu olmak zor. Bunları duydukça topluma olan korkularım daha da büyüyor. Çünkü kadına, çocuğa yönelik şiddet dur-durak bilmiyor, sınır tanımıyor iken bir gün sizin ya da kardeşinizin, evladınızın başına gelmeyeceğinin bir garantisi olabilir mi?

Bu günlerde öyle salgın haline geldi ki, az gelişmiş ülkelerin de, gelişmiş ülkelerin de ortak paydası, ortak belası olup çıktı kadına şiddet. Cahili de, okumuşu da her an erkek egemen toplumun terörünün kurbanı olabiliyor.

TOPLUM İÇİN AYAĞA KALK ÇAĞRISI

Demem o ki, Özgecan’ın başına gelenler,  kadın hakları konusunda uykuya yatırılmış toplum için bir ‘kalk!’ çağrısı olabilir. Acıyla biliyoruz ki, Özgecan ne ilk ne de son kurban olacaktır. Haberleri izliyor, gazeteleri takip ediyorsanız görmeniz mümkün, her gün bir yerlerde, değişik coğrafyalarda birileri bir yerde kadına tecavüz ediyor, diğeri dayak yiyor, başka birileri tacize uğruyor.

Şundan eminim, kadınlara yönelik şiddet haberleri karşısında hemcinslerinin eylemlerinden utanç duyan erkeklerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Günlük olaylara bakıyorum,  sanki istatistik tutar gibiyim, kadın daha çok tanıdığı kişilerin, eşinin, partnerinin, sevgilisinin,  hatta ailesinden diğer kadınların kurbanı oluyor, olmaya da devam edecek görünüyor.

FARKLI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ!

Çocuklar, bizim yetiştiğimiz gibi yetişmiyor. Anne, baba, ev, arkadaş, sosyal çevre dışında önemli bir yön verici var; bunun adı da; sosyal medya.

Yani, takip edilenler, rol modeller. Milyonlarca takipçisi olan şarkıcılar, oyuncular, moda avcıları, haberciler, fotografçılar. Kadına yönelik şiddetin son bulması yolunda toplumsal bilinçlendirmede onlara ciddi rol düşüyor. O nedenle söylediklerini önceden tartmaları gerekiyor.

Bitirecek olursam, bir bayan olarak kadına şiddeti kınıyorum, lanetliyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol