Öne Çıkanlar Arafatta olmak MUHTARLAR YARDIM KERVANINA KATILDILAR KAMEK BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞUYOR MUHAMMED GEVHER TEOG ŞAMPİYONLARINDAN ZİYARET

Bu haber kez okundu.

ŞİŞMALIKLA GELEN HASTALIKLAR

SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Sınav, Şehitkamil Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansın açılışında yaptığı konuşmada, üniversitelerin üç ana görevi bulunduğunu belirterek, “İlk görevi eğitim, üst düzey eğitim. İkinci görevi; yeni bilgiler üretmek için bilimsel araştırmalar yapar.Üçüncü görevi iseo bilgileri halkın hizmetine sunar, farkındalık yaratmaya çalışır” dedi.

Halka açık konferanslar düzenlemelerindeki amacın bu farkındalığı yaratmak olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sınav, SANKOÜniversitesi olarak alanında iyi bir kariyer yapmış uluslararası başarıları olan bir Türk akademisyeni her ay konuk ettiklerini anımsattı.

Prof. Dr. Sınav, “BizSANKO Holding’in sosyal sorumluluk projesi olarak kurulan bir üniversiteyiz. Bir sağlık üniversitesiyiz. Sosyal sorumluluğumuzun bir parçası olan halka açık konferanslarımız devam edecek” diye konuştu.

Gürol Tunçman, MD, PhD ise tüm dünyadaolduğu gibi ülkemizde de şişmanlığın giderek artan bir sağlık problemi olduğuna dikkati çekti.

Tunçman, DünyaSağlıkTeşkilatı (WHO) verilerine göreTürkiye’de 2010 yılında 18 yaşüstü nüfusun yüzde 20.4’üşişman iken, 4 yıl gibi kısa bir süredebu oranın yüzde 22.9’a çıktığını bildirdi.

“Türkiye CumhuriyetiSağlıkBakanlığı’nın tüm toplumu inceleyerek yayınladığı‘Türkiye Beslenme ve SağlıkAraştırması-2010’çalışma raporuna göre bu oran yüzde 30.3, bölgelere ayrılarak bakıldığındaGüneydoğu Anadolu’da yüzde 22.9” diyen Tunçman, bu artışın temel sebeplerini “Beslenme alışkanlıklarımızdakideğişiklik (yüksek enerji ve kalorili besinler, şekerli içecekler vs.) ve hareketsizlik” olarak sıraladı.

“Seneler içinde televizyonlar incelirken karşısında oturan bizler şişmanlıyoruz” diyen Tunçman “Yapılan bir araştırmayagöre televizyon önünde hareketsiz geçirilenzamanınfazlalığı ile çocuklardagörülenşişmanlıkdoğruorantılı. Artık yürümüyoruz, iş/alışveriş merkezlerine gittiğimizdekapıya en yakın yere park etmeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

Tunçman “Hal böyle olunca da, zaman içinde besinlerle aldığımız ile güniçinde tükettiğimiz enerji farkıartıyor ve şişmanlıyoruz. Başkahastalıklara veya verilen ilaçlarabağlı olarak gelişenşişmanlık, bu genellemenin dışında tabii ki ama zaten genel toplumda bunun oranının yiyerek şişmanlayanlaragöresayısıçok fazla değil” diyerek, beslenmeye dayalı şişmanlığa işaret etti.

 

ŞİŞMANLIĞIN ÖLÇÜSÜ

Şişmanlığın ölçüsünün “Beden Kitle İndeksi” (BKİ) olduğuna vurgu yapan Tunçman, sözlerini şöyle sürdürdü:

“BKİ çok kolay hesaplanır;  kilonuzu, metre cinsinden boyunuzun karesine bölüyorsunuz  (kg/m2). Buna göre elde ettiğiniz sayı size BKİ’nizi veriyor. Yaptığınız hesaba göre BKİ 18.5-24.9arasında ise normal kilolusunuz. Hafif toplu yada fazla kilolu aralığı 25-29.9. 30 ve üzerideğişik derecelerde olmak üzereşişman olarak kabul ediliyor. Hepimizin kendi BKİ’ni bilmemiz önemli zira şişmanlıkönlenebilir bir ölüm sebebidir ve derecesine göreömrü 2-10 yıl azaltabilmektedir.

Tüketemediğimiz enerji karaciğerde glikojen olarak depolandığı gibi vücudumuzda da yağ olarak depolanıyor. Son yıllardayapılanaraştırmalardan biliyoruz ki, aslındayağ dokusu sadece bir depo değil, hormonlar salgılayan bir organ gibi de çalışıyor ve hormonlarınbüyük bir kısmınınmiktarıgenişleyenyağ kitlesiyle beraber artıyor. Bu artan hormonlardan birisi de yağ asidi bağlayıcı protein ailesinden olan aP2.

Harvard Üniversitesi’ndeyanındaçalıştığım Prof.Dr. Hotamisligil’inlaboratuvarında yirmi yıldır bu adipokinüzerinearaştırmalaryapılıyor. Yaklaşık 10.000 kişininkanındayaptığımız bir çalışmadabu adipokin seviyesinin BKİ ile orantılı olarak arttığınısaptadık. Daha da ilginci, bazı insanlarda bu proteinin DNA kodunda olan spesifik bir değişikliğin (polimorfizm), bu adipokininyağ dokusundaki miktarınıazalttığınıgördük.”

Beslenme ve Epidemiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. EricRimm ile ortaklaşa yaptıkları bir başkaçalışmaya değinen Tunçman, şu bilgileri paylaştı:

“Bu çalışma sonucu aP2’si az olan insanlarla normal olanlarıkarşılaştırdığımızdaçokönemlişeyler bulduk. Polimorfizmi olan insanlarda kalp krizi gibi kardiyovasküler hadise görülmeolasılığı daha düşük. Bu polimorfik insan şişman olsa bile kalp hastalığıgörülmeşansı daha az. Böylece insanlarda yağ dokusundan salınan,şişmanlık ve onunla birlikte gelişen diyabet ve kalp hastalıklarındaönemlirolü olan bir adipokinbulmuş olduk. aP2’yi daha çok anlayabilmek için benim de içindeolduğum bir grup araştırmacı Prof.Dr. GokhanHotamışlıgil’inönderliğindeyoğun olarak çalışıyoruz.

Araştırmalar sonucuelde edeceğimiz bilgileri insanlarınfaydalanabileceği hale dönüştürmeyi amaçlıyoruz. Diğerülkelerdeolduğu gibi,ülkemizde desağlık verileri incelendiğindekişileri hekime götüren başlıca sağlıksorunlarıolarak kalp hastalıkları, tansiyon yüksekliği, solunum sistemi hastalıkları, seker hastalığı ve kanser karsımızaçıkmaktadır. Bu hastalıkların ortak paydasındaşişmanlığı bulmakşaşırtıcıdeğil.

Şişmanlıksonucuvücudumuzdahücre ve buna bağlı olarakda metabolizma düzeyindezaman içindemeydana gelip birikendeğişikliklersaydığımızsağlıksorunlarınazemin hazırlayabilecek kapasitededir. Bu nedenle, sağlıklı bir toplum olmak istiyorsak atılacak ilk ve önemliadımlardan birisişişmanlığın kendi başına bir hastalık olduğunugörmektir.”

Sunumunun ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Tunçman’a, konferansın bitiminde Prof. Dr. Sınav tarafından hediye takdim edildi.

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol