Silahı sevmem. Korkarım silahtan. Sudan, elektrikten, bıçaktan… Bu fobilerimden, bu korkularımdan kurtulmak, sakınmak için de her şeyi yaparım. Stresli yaşam ortamında, sıkıcı ve ekonominin de iyi gitmediği, bu yüzden insanların buhran geçirdiği saatlerde, silah, bıçak çok tehlikeli sonuçlar doğurur.

Allah muhafaza!

Siyasetçiler, belediye başkanları nişan almadan ateş etmeyi seviyorlar. O bakımdan çoğu karavana… Yani havaya atış. Olan mermiye, o merminin parasına oluyor. Oysa toplumda geçerli olan kural nedir, önce nişan alacaksın, sonra ateş edeceksin.

Hedefin nereye ise, kime ise…

Ama yok, bizim insanımız, önce ateş edip, sonra nişan almayı seviyor. Yapısı öyle. Hele hele şu kadim şehrin insanları, siyasetçileri, belediye başkanları, kendilerini kusursuz, attığını vuran biri zannediyor ama önce ateş edip sonra nişan aldıkları için sürekli ıskalıyorlar hedefi. Nereye, ne için ateş ettiklerini de bilmedikleri, hedef olarak seçtiklerini de iyi tanımadıkları için ıskalamalarını normal karşılasanız bile, onlara sorun bakalım, attıklarını nasıl vuruyorlarmış!

Sürekli karavana…

BİTİŞİĞİNE AYNI İŞYERİ AÇAN ALTYAPISIZLAR…

Bizim insanımız aklı ile değil, gözü ile hareket ettiği için, örneğin tavuk dürümü satan arkadaşının ya da bir başkasının dükkanı bitişiğine dükkan açmasa rahat edemeyecek. Onun çok kazandığını düşünecek, çok müşterisi olduğu inancına kapılarak kapıyı kırıp odun edecek misali, borç harç edinerek açacak işyerini.

Tabi sonrası hüsran yaşayacak!

Çünkü çevresi yok, çünkü altyapısı yok, çünkü bu meselede usta değil. Sırf komşusu, ya da bir başkası açtı diye, hemen dibine, bitişiğine işyeri açma hastalığı sebebiyle, gözlemlediğim kadarıyla birçok insan daha bırakın senesini, birkaç ayı d oldurmadan kapıya kilit vurmak zorunda kalıyor.

Üstelik de arkasında işsiz insan bırakarak, üstelik de arkasında ona buna borç takarak.

YEDİKUYULAR VE KOMŞU GAZİANTEP’TEN GELENLER

Mevsim itibariyle kayak mevsimi başladı. Belki şehir merkezine beklenen ve istenilen kıvamda kar yağmadı ama gidenlerden duyuyorum, Yedikuyular tarafına epey yağmış.

Özellikle hafsa sonları mahşer yeri gibi. ve yine özellikle gelenlerin, kış sporuna hevese edenlerin, kaymak isteyenlerin ekseriyeti komşu Gaziantep’ten gelenler. Zira erken saatte memleketlerinden çıkıyor, kahvaltılarını ya MADOEVİ’nde, ya Kervanhan’da yapıyorlar, sonra da ver elini Yedikuyular.

Kış sporları şehrimizi cazip hale getirdi. Getirdi ama park yine ciddi sorun. Tuvalet yine öyle. İlkellik kokan sucuk ekmek satıcıları yerine yeni ve standart mini dükkanlar yapıldığını, konuşlandırılacağını duyuyorum ve bunu da memnuniyetle karşılıyorum.

Bu bakımdan, büyükşehir belediyesinin bu çalışması, dışarıdan gelenlere bu ilkelliği yaşatmaması sevindirici.

Emeği geçenleri kutluyorum.

SARAYALTI CADDESİ CAN ÇEKİŞİRKEN

Şu anki halini gördükçe içim sızlıyor. Genişletme çalışmaları sebebiyle caddenin her iki yanından kamulaştırılma yapıldı, evler ve işyerleri yıkıldı, buna rağmen rast gele, şekilsiz ve manasız araç parkları, caddeyi daha da içinden çıkılmaz hale getirdi.

Malum, mevsim kış, yağmur ve kar. Bu da çamuru, rezaleti beraberinde getirirken, büyükşehir belediyesinin bu caddeyi acilen iyileştirme yoluna gitmelidir.

Para yok, sırasını beklesin diyeceksiniz ama vatandaşın beklemeye tahammülü yok!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol