Seneler önce vefat eden, feminist yazar Duygu Asena’nın yanlış hatırlamıyorsam, ‘Kadının adı yok’ isimli bir kitabı vardı. Okumadım ama aklımda kaldığı kadarı ile yazıyorum, toplumda kadınların aşağılandığını, horlandığını, evde sadece yemek yapan, çocuk doğuran, adeta hizmetçi ve köle etiketi yapıştırılan ve ezilen kadınların yaşamından kesitler aktarıyordu.

Ve yazıları da ağırlıklı olarak kadınlara yönelikti.

Kadınlar için söylenen sözlere, kamuoyunda konuşulanlara bakıyorum, çok çirkin:

Saçı uzun aklı kısa, kadının sırtından sopayı karnından sıpayı eksik etmeyeceksin, halayıktan kadın gül ağacından odun olmaz, kadının şamdanı altın olsa mumunu dikecek erkektir, tarlayı düz al, kadını kız al, oynaşına güvenen kadın er’siz kalır, kör bıçak ele yavuz, iş bilmeyen avrat dile yavuz…

Bu sözleri uzatmak mümkün.

Ama her nedense; yuvayı dişi kuş yapar diyen çıkmıyor.

YOLDA, DOLMUŞTA KADINA RAHAT YOK!

Evden işe,  işten eve giderken, çarşı-pazarda gezinirken, kadına rahat verilmiyor bu şehirde. Söz atmalar, el tacizlerinde bulunmalar, arabadan dahi davetler, laf sokuşturmalar, rahatsız edici hareket ve cümleler… Rahat gezemiyorsun, dolaşamıyorsun, bir yere oturup arkadaşınla dertleşemiyor, kafa dinleyemiyorsun.

Toplu taşıma araçlarına biniyorsun, sağın solun tacizci dolu. Bakışlar, eller üzerimizde. Araçtan iniyorsun, kapına, evine kadar takip etmeler. İnsan korkuyor, çekiniyor.

Acaba diyorum, bu kadına yönelik tacizlere sadece Maraş’ta mı var, diğer şehirlerdeki erkekler sütten çıkmış ak kaşık mı?

Tabi ki değil.

Erkek her yerde aynı erkek, kadın her yerde aynı kadın. Sadece bölge, coğrafya değişiyor, mekan farklılık gösteriyor. Yolda, toplu taşıma araçlarında kadınların uğradıkları sözlü ya da fiili tacizler, kadınları-kızları yolda rahat yürüyemez hale getirirken, insan bazen kadın olduğuna, kadın doğduğuna pişman oluyor ama yapacak bir şey yok. Kadına taciz, sarkıntılık bizim kaderimiz mi olmalı diye düşünmüyor da değilim, ancak bu şehirde de yaşamak zorundayım.

TOPLU TAŞIMA ARAÇLARINA SİVİL POLİS LAZIM

Bu tür çirkinliklerin önüne geçilmeli. Acaba diyorum, bizi taciz eden, sözlü ya da fiili tacizde bulunan, sarkıntılık eden erkeklerin kız kardeşleri, eşleri yok mu?

Aynı davranış onlara yapılsa, duysalar, görseler herhalde cinayet işlerler. Ancak kendilerine yapılmasını istemedikleri davranışı, başkaları için layık gören erkek milletine diyeceğim şu, erkek gibi davranın!

Önerim de şu, toplu taşıma araçlarına sivil polisler binmeli, gözlemlemeli, bu tür çirkin davranışta bulunanları cezalandırmak adına alıp götürmelidir, bakın bakalım biri d aha tevessül edene çıkıyor mu?

Bu şehirde, Maraş’ta kadın olmak zor diyorlardı, doğruluğuna inandım. Siz ne diyorsunuz, tespitimde bir yanlışlık var mı?

 

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol