DR. PAKÖZ VE ‘MARAŞ SENİN NAZIN VAR!’

Her il’de, ya da diğer yerleşim alanlarında, o yörenin değerleri vardır ve onlar simge haline gelmiştir. Popüler kimselerdir, ya pehlül, ya akıldane, ya sanatçı, ya o yaşanılan yerin maskotu…

Kahramanmaraş sadece dondurması ile değil, kendi özelleri ve özellikleri ile de tanınan bir kent. Bizi biz yapan değerler kadar tarihimiz, coğrafyamız, yemek ve damak kültürümüz, bizi biraz d aha ayrıcalıklı kılar.

Bizi ayrıcalıklı kılan, hem doktor, hem kültür ve sanat adamı Oğuz Paköz, ki kendisi ALKIŞ Dergisinin sahibi olurlar, sayısız eserlerine bir yenisini daha ekledi, MARAŞ SENİN NAZIN VAR isimli eseri ile bir başucu, bir hatırat daha kazandırdı.

Aynen, Maraş’a ait mini bir ansiklopedi olmuş.

BEN EN ÇOK MARAŞ’A BENZERİM!

1955 senesinde, Maraş merkezin nüfusu 35 bin idi. MARAŞ SENİN NAZIN VAR isimli eserinde Dr. Paköz, köroğlu gibi Bolu’lu yiğit adamın öyküsünü sonradan adı ‘Fırıldak Ökkeş’e çıkan Köroğlu’ucu Ökkeş’ten dinlemiş Maraş’ı. Maraş ağzı Köroğlu destanı bugün bile anlatılır iken, Paköz, Maraş’ı en iyi şekilde anlatan, tahlil eden, milli ve manevi değerleri kadar, halka mal olmuş insanları da günümüze kadar taşıyan bir güzel insan olarak çıkıyor karşımıza.

‘Kılgı ve Var varanın sür sürenin’ isimli eserleri hep Maraş sevdasından çıktı. Duyduklarını, gördüklerini ve bildikleri günümüz insanları da bilsin, öğrensin diye emek vererek bizlere sunan Dr. Oğuz Alp Paköz, bakın kitabının önsözünde ne diyor; “Bildiklerimin bir bölümünü okuyucuya sunarak, bu konudaki görevimi yerine getirmeye çalıştım. Yazdıkça yeni-yeni olayları ve olguları hatırladım. İnce eleyip sık dokuyacak olsam yazı tamamlanamayacaktı. O denli çok şey vardı ki yazılması gereken. Geçmişi yazarak geleceğin yorumunu doğru yapmayı amaçladım. İstedim ki okurlarımız da geçmişe bakarak geleceği bir biçimde kurgulasınlar. Bu kent, bu il, bu düşünce ile örnek alınmıştır. İnsan yaşadığı yere benzer demiş ozan. Ben kendimi birçok il ile özdeş görürüm. Ama sanırım en çok Maraş’a benzerim.

Bu kenti geçmişi ve bugünü ile anlatan, anıları ışığında bu kitapta toplayan değerli meslektaşım sayın Oğuz Paköz’e teşekkür ediyoruz.