İslam alimleri, yüce dinimiz ve kitabımız Kur’an, İslam’ın iki direğinin olduğunu tebliğ eder bize; adalet ve ahlak…

Bu sütunlardan, bu direklerden birinin zarar görmesi, yıkılması veya zayıflaması, imanın da zedelenmesine sebep olur.

O gün belki uzaktan yakından alakası yok ama o gün Kahramanmaraşspor eski kulüp başkanı Fatih Ceyhan söyledi, “Güneş herkesin üzerine doğar. Gül de kokar, leş de…” demişti.

Evet, zorduk hakikat. Ağır olur, güç taşınır yeri ve zamanı gelir insanın hayatını alt üst edebilir.

*

Mısır’da, Fatimi halifesi Mustansır, Hasan Sabbah’a sordu; ‘Ne arıyorsun?’

‘Hakikati…’ cevabını alınca ‘Peki, bununla yaşayabilecek misin?’ dedi.

Zordur hakikat. Taşımak cesaret ve yürek ister. İster siyasetçi ol, ister belediye başkanı, hakikat ile yüzleşemiyorsanız, bırakın bu işi. Ağırdır, güç taşınır.

Vebali vardır hepsinden öte.

Tamam her şeyi güllük gülistanlık sanmak belki kısa bir süre de olsa insanı mutlu kılabilir, ama bir yere kadar.

Cehalet daha yaygın…

Günümüzde bilenler, konuşması gerekenler susuyor, bilmeyen cahiller meydanda nutuk çekiyor! Yoksa sistem çökecek! Sistemin dişlileri yok eder karşı çıkanı.

*

Yüce Peygamberimizin sözüdür; ‘Bir elime ay verseler, bir elime güneş, ben bu davadan vazgeçmem!’

Yani haktan, adaletten ve dürüstlükten, temiz ahlaktan.

Kutsal mücadelede Hz. Hatice tüm varlığını bitirir, kaybeder. Tek kuruşları kalmaz ama asla davadan vazgeçmediler. Peki, Hz. Ali farklı mı? Adam kayırmaz, yalan söylemez, iftira atmaz, mal mülk altın derdine düşmezdi.

Ağabeyi Akil bin Ebu Talip para istedi Hz. Ali’den. Hazineden…

Vermedi; ‘halkın, yetimin, öksüzün payını sana veremem!’ dedi.

Hepsi bir tarafa da, hakikatle yüzleşmek çok zor, çoookkk!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol