KURT: MİLLİ EĞİTİM POLİTİZE OLMAMALI

Kurt, Türkiye’de 76 bin Kahramanmaraş’ta ise 133 okul müdürünün genellikle siyasi kaygılarla görevinden alındığını, puanlama sisteminin ise, idare eksenli olduğunu ifade etti, okul yöneticilerini değerlendirme süreci sona erdi. Müdürlerin puanları açıklandı. Görev süresi uzatılacak müdürler; ilçe mili eğitim müdürleri, ilçe milli eğitim şube müdürleri, öğretmenler, okul aile birlikleri ile öğrenci meclisi başkanı tarafından değerlendirildiğini belirten Kurt konuşmasına şöyle devam etti:

“Bu değerlendirmeye göre; En kıdemli ve en kıdemsiz öğretmenin değerlendirmesi 10 puan, öğretmenler kurulunca seçilecek iki öğretmenin değerlendirmesi 10 puan, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısının değerlendirmesi 10 puan, öğrenci meclis başkanının değerlendirmesi 10 puan iken; ilçe milli eğitim müdürünün değerlendirmesi 25 puan, insan kaynaklarından sorumlu ilçe milli eğitim şube müdürünün değerlendirmesi 20 puan, değerlendirilecek eğitim kurumundan ilçe milli eğitim şube müdürünün değerlendirmesi 15 puan idi. Buradaki değerlendirmede idareye 60 puan tanınması, idarenin bu puanı hangi kriterlere göre vereceğinin ise belirsiz olması, siyasi atamalarla göreve gelen idarenin değerlendirmesinin soyut ve subjektif olduğu açıkça ortadadır” diye konuştu.

“HAKSIZLIK ALGISI OLUŞTU”

Kurt, “Değerlendirme sonucunda, belli bir sendikaya üye olan okul yöneticilerine yüksek puan verildiği açıkça görülmektedir. Öğretmen, okul aile birliği başkan ve başkan yardımcısı, öğrenci değerlendirmesinden tam puan ya da yüksek puan alan okul yöneticilerinin bir kısmının ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürlerinden çok düşük puanları dikkat çekmektedir. Buna karşın okuldaki mesai arkadaşlarından düşük puan alanlara da ilçe milli eğitim müdürü ve ilçe milli eğitim şube müdürleri tarafından yüksek puanlar verilerek,75 puan almaları sağlanmış olduğu açıklama sonuçlarından anlaşılmaktadır”

TECRÜBELİ MÜDÜRLER

“20-25 yıllık okul müdürlerinin bilgisi, becerisi, kıdeminin dikkate alınması gerekirdi. Bu müdürler şimdi 25 yıldan sonra öğretmenliğe döndürüleceklerdir. Ya da emekliye ayrılacaklardır. Bu durum eğitimde tecrübe kaybı olarak değerlendirilebileceği gibi üretkenliği bitmiş, bulunduğu yeri kendine göre saltanat yapmış bir kısım idarecilerin yerine yeni nesil idarecilerin gelmesi gibi faydalı bir değişimi de doğurabilir.  

Değerlendirmede diğer bir eksiklik de il, ilçe milli eğitim müdürleri ile milli eğitim şube müdürleriyle birlikte hiç çalışmamış bir okul müdürünün yöneticilik vasıflarını nasıl tanıyacakları sorusunun cevapsız kalmasıdır.

Sürekli değişen idareciler, hiç tanımadıkları okul müdürlerini nasıl değerlendirdikleri tartışma konusudur. Burada objektiflik olmadığı, siyasi bir operasyon olduğu, tek kriterin ise “biat, sadakat ve muhabbet” olduğu gözlemlenmektedir. Devlet görevleri; ehliyet, liyakat, dirayet, bilgi, tecrübe, performans ve başarı gibi kıstaslara göre verilmelidir. Keyfilikler başıboşluğu ve başarısızlığı doğurur” dedi.

MİLLİ EĞİTİM POLİTİZE OLMAMALI

“Her partiden, cemaatten, cemiyetten, dinden ve felsefi düşünceden oluşan Türk toplumunun bütün kesimleri, devlet kademelerinde dengeli ve eşit olarak temsil edilmelidir. Tek tip adamlar, tek fikirli idareciler, her zaman jakoben olmuşlardır. Devlet gücünü, kendi siyasi görüşleri için kullanarak, toplumun bazı kesimlerini dışlamak, sindirmek ve ezmek için uğraşmışlardır. Farklılıkları, ayrılık ve düşmanlık değil, bir zenginlik ve modern toplum olmanın bir niteliği olarak görmek gerekmektedir. Politize olmuş okul müdürlerinin, kendi camiasının dışındakileri, düşman görmesi gibi tehlikeli bir idare dizaynı doğru olamaz. Türk milli eğitimi, milleti yetiştiren, devleti ayakta tutan en önemli lokomotif bir kurumdur. Siyaset üstü yaklaşılmalı, uzun vadeli düşünülerek, kalıcı ilkelerle hareket edilmesi gereken bir kurumdur. Yap-boz tahtasına dönen, siyasilerin oyun sahası olmamalıdır” diyerek sözlerine nokta koydu.