Öne Çıkanlar BAŞKAN TOPBAŞ ANILARINI TAZELEDİ AYDIN; KILAVUZLU SULAMASINI BİTİRECEĞİZ Kahramanmaraş Büyükşehir Belediye SAHADA ÇALIŞIYORUZ! baskan

Bu haber kez okundu.

Arafat'ta olmak, arasat'ta kalmaktan iyidir!

Kişinin manevi hayatını gözden geçirmesi, bununla birlikte, kendini ruhi bir yenilemeye tabi tutması için, umre ibadeti büyük bir fırsattır. Çünkü Peygamber Efendimiz bir hadisi şeriflerinde, bir umrenin diğer umreye kadar arada işlenen (küçük) günahlara kefaret olduğunu, müjdelemiştir. Bundan dolayı, böyle güzel bir ibadete başlayan kişinin kalbi ve ruhu Allah'a bağlanır. O'nu zikretmenin sevincini, O'na dua etmenin hoşnutluğunu yaşar. İhram giymekle ilahi bir huzura erdiğini anlar, tavafa başladığı zaman da Allah'ın huzurunda olduğunu hisseder.

Bu d uygu ve düşüncelerle 15 günlük bir umre ziyareti gerçekleştirdik. ECDAD Turizm ile. Mihmandarımız, firmanın Genel Müdürü Sait Doğan yanında, Saçaklızade Vakfı Başkanı Ali DemirdöğenHocamızın da engin bilgi ve tecrübelerinden yararlanarak, bu kutlu yolculuğu tamamladık.

REZALETİN ADI THY...

Aksilik daha Maraş'ta başladı. Uçağımız 1,5 saat rötarla kalktı. Bahane çok da, yağmur yok, rüzgar yok, kar yok. Maraş halkına her zaman işkence çektirmeyi alışkanlık haline getiren, insanları canından bezdiren, yolcularla adeta dalga geçen THY, rötarlı uçuştan sonra bizi İstanbul'a bıraktı.

Bıraktı ama 12.15'de kalkacak Medine uçağına yetişemedik bu kez. Kapılarını 45 dakika önce kapatan ikinci uçak rezaletinden sonra kafile başkanımız olan Sait Doğan, arayışlara girişti. Sağa koştur, sola  koştur ve alternatifler bul derken, 18.30 ve 22.10 Medine uçağı umut oldu. Oysa onda da yer yoktu ve biz çileli bekleyişi sürdürdük havaalanında.

Bomboş oturup vakit geçirmek kadar rezil bir hadise yok.Doğan kardeşimiz çözüm için oradan oraya koştururken yoruldu da. Atatürk Havalimanında çözüm için hangi firma bankına başvurduysak, 'it ite, it kuyruğuna...' misali, herkes topu başka yerlere gönderdi. Tabi bizim kafiledeki 13 arkadaşımız kadar, diğer yolcuların da sinir katsayılarında artış sağlandı.

Yerlerde yatanlar, isyan edenler, çocuklu kadınlar ve yaşlılar... Gerilim had safhada. 22.10 uçağı da tehir edilince, beklemekten başka çaresi olmayan bizler, nihayet saat 24.00 sıralarında Medine uçağına ancak binebildik. Suudi Arabistan saati ile 05.30'da Medine Havaalanına indiğimizde hışımız çıkmıştı.

MEDİNE'DE GEÇEN 3 GÜN...

kahvaltı ve kısa süreli bir dinlenme faslından sonra RAVZA'dayız. Cennet Bahçesi'nde. İnsan büyüleniyor ve yüreğim kıpır kıpır. Peygamber Efendimizin makamındayız. Namaz kılıyorsunuz, dua ediyorsunuz. Müthiş kalabalık. Huzurla doluyorsunuz.

Ve Medine ziyaretleri. Peygamber Efendimizin kendi eliyle yaptığı ilk mescit. Osmanlı'nın izi ve eseri olan pasif İstanbul-Hicaz demiryolu. 7 Mescidler bölgesi ve Hendek savaşının yapıldığı yer. Çift kıbleli mescitte kılınan iki rekâtlık namaz. Burada değerli dostumuz Şahin Avşaroğlu ile karşılaşıyoruz. İnsan km.ce uzakta dostları ile karşılaşınca seviniyor tabi.

Uhud Savaşının yapıldığı yerdeyiz. Okçular tepesinde. Dua ediyoruz. 71 şehidin verildiği yer. Hz. Hamza bu savaşta şehit düşüyor. Peygamber Efendimizin bu savaşta dişinin kırıldığı andan sonra mağaraya dinlenme ve tedavi amaçlı çekildiği yer. Hurma bahçesindeyiz. Arkadaşlarımız Maraş için hurma siparişlerini veriyor.

Rehberimiz Niğdeli Erdal Başaran çok aktif bir genç. Bayağı da bilgili, donanımlı. Bölgeyi çok iyi biliyor.

MEKKE'YE DÖNÜŞ HEYECANI

3 günlük Medine ziyareti sona erince, ver elini Mekke. 440 km.lik yol. Lakin Bedir'e uğramamak, şehitleri anmamak olmaz. Bedr'in aslanlarına fatiha gönderip, iki rekâtlık ihram namazından sonra yeniden yola revan oluyoruz.

Geç vakitte Mekke'deyiz. Yatsı namazı ve ilk tavaf. Yorgunluktan bitap haldeyiz. Bu arada, daha ilk günden şifayı kapan kapana. Sıcak-serin karışımı havaya klima destek verince, hap'a sarılmayan yok.

Ertesi günü, ilk ziyaretler başlıyor. Arafat dağındayız. Hz.Havva ile Âdem a.s.'nin buluştuğu dağ. Arafat'ta olmanın, arasat'ta (açıkta, boşlukta, meydanda) kalmaktan daha iyi olduğu düşüncesine kapılıyoruz. Mina ve diğere kutsal mekânları ziyarette manevi duygularımız daha da kabarıyor.

Osmanlı'ya  ait izleri ve eserleri yok etmek (geçmişten gelen alışkanlığı olsa gerek) için çaba sarfeden Suudi hükümeti, UNESCO'nun baskısı neticesi seneler önce yok ettiği revak'ları yeniden Beytullah'ın kenarına monteye çalışıyor. Zaten Kâbe etrafı vinçlerle dolu. İnsan altından geçmeye korkuyor. Geçen yıl yaşanan faciadan sonra insanlar temkinli. Bir de, kenar semtlerdeki tepe-tümsekleri yok etme adına, delicilerle sanki beynimizi deldiler günlerce. Beytullah'ın üzeri bile toz-toprak. Bir bulut gibi.

GÖZÜMÜZE ÇARPAN İLGİNÇLİKLER

Medine ve Mekke'de hasarsız araba yok gibi. Çarpılmamış, bir tarafı kırılmamış arabalara az rastlarsınız.Zaten hepsi de lüks araçlar. yakıt nasıl olsa ucuz. Ulaşım, eğitim ve sağlık gibi temel ihtiyaçlar ücretsiz olunca, Suudi'ler çalışmıyor. Geri hizmetlerde dışarıdan gelen yabancılar kullanılıyor.Temizlik, şoförlük, mutfak, otel hizmetleri vs.

İşyerleri, lüks mekânlar ancak öğleden sonra açılıyor. Öldüm deseniz, başınız ağrısa bir ağrı kesici bulamazsınız ikindi vaktinden önce.

Kadınlar sosyal yaşamda yok. Ne iş ne de siyasi hayatta yoklar. Bir kadın sürücüye bile rastlayamazsınız buralarda. Yasak...

Burada güzel ve özel dostlarla tanışıyoruz. Andırın'lı Erhan Sağlam. 5 yıllık oturma izni almış. Yemek ve gıda organizasyon işlerini yürütüyor. Gerekli ilgiyi gösteriyor sürekli. Pakistan'lıEşref bey mesela. Beyefendi, samimi, güler yüzlü insan. Bizi ağırlıyor. Sait Doğan Hoca'mızın da yakın arkadaşı. Üstelik Maraş'a da gelmiş, gitmiş.

14 gün, göz açıp kapanıncaya kadar geçivermiş. Sürekli namaz, sürekli tavaf. Yorulmaya, bitap düşmeye değer. Allah'a yakınsınız, dua ediyorsunuz. Eşiniz, aileniz, dostlarınız ve cümle Muhammed ümmeti için.

VER ELİNİ CİDDE; İSTANBUL-MARAŞ

Son gün gece yarısı Cidde'ye geçiyoruz. Uçağımız buradan kalkacak. Son namazımızı, deniz ortasındaki  Rahmet Camii'nde kılıyoruz. Cidde, Beyrut gibi. Lüks, modern ve güzel bir şehir. 3 havaalanı mevcut. Gayrimüslimlerin de yaşadığı bir kent. 

Yorgunluktan, hastalıktan imanımız gevremiş halde iken, bereket versin bu kez uçaklarımız vaktinde havalanıyor. Memlekete indiğimizde, o barakamsı, kümes kılıklı havaalanı binasına girdiğimizde bile Rabbimize şükrediyoruz. ECDAD Turizm'e teşekkür ederek, yol arkadaşlarımızla helalleşiyor,  vedalaşıyoruz.

Rabbim herkesin umresini, ibadetlerini makbul ve kabul eylesin! 

















Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol