Büroya gidemeyince, evden dışarı çıkamayınca, sadece balkondan şehri,  pencereden Ahırdağı’nı seyrederken, şimdi moda ev günlükleri yazmak. Ne yazacaksın ki? Eften püften şeyler işte. İçinde siyaset olmayacak, ticaret olmayacak, kulis haberleri, belediyeler olmayınca da o yazının tadı tuzu kalmayacak.

Siyasetsiz, kulissiz yazıya yazı mı derim ben!

Neyse… Geçecek bu günler. Nereye ve ne zamana kadar, bilen yok. Ama bu sıkıntılı süreç bitecek! Öyle ise…

*

Lavabodan, mutfaktan çıkmıyorum. Ellerimi yıkayıp, dezenfektan ile ıslattıktan sonra bulmaca çözme faslı başlıyor. Evde oturmaya mecbur kalınca, mutfak ile daha çık sıkı sıkı oluyor insan. Elin dursa boğazın durmuyor. Buzdolabına balıklama dalıp, Allah ne verdiyse, ne varsa indiriyorsun mideye. Şu sıralar kilo vereyim derken, göbek bağlamama telaşı ve hevesi içinde iken, kahrolası koronavirüs bizi eve hapsetti, mutfağa, buzdolabına mecbur hale getirdi.

Evde olunca bilgisayarın başından ayrılamıyorsunuz. Girilecek haberler var, size gelen yorumlar var, üstelik de sizin, yazarlarınızın yazıları var siteye girilecek.

Yok sayamıyorsunuz. ‘Aman canım, boş ver, bugün de haber, köşe yazısı girmeyelim!’ deme şansınız yok. Okur bekliyor sizi. Takip ediyor adım adım. Dakika dakika, saniye saniye hatta…

Sorumluluğunuz var memlekete karşı, okura ve kendinize karşı. Bu sorumluluk, sizi daha özeneli, daha dikkatli, daha verimli olmaya zorluyor. Haberlerinize, yazılarınıza ve gelen yorumlara bir daha fazla ve ciddi özen gösteriyor, bir yerde bir hata yapmamaya uğraşıyorsunuz.

Ev hapsi nelere kadirmiş birader!

*

Büroda bulmacaların yüzüne bakamazken, onları adam yerine koymazken, evde bulmaca çözme yarışına girdim adeta. Okurlarım ve dostlarım bilir, gazeteleri internetten okumam. Mutlaka ulusal gazete alırım. Para veririm gazeteye. Gazetelerin verdiği bulmacaları çözerken, Allah yalanı sevmez çoğunu tamamen doldururken, çok azını bitiremem, tamamlayamam.

Bulmaca çözmek zevkli bir uğraş. Seviyorum da senelerden beri. Evde olunca, bulmaca çözmeye zamanım oluyor haliyle. Radyoda haberlerini dinlemem ama milli maç olduğunda ve müzik kanalları yanında belgesel kanallarını izlediğim TRT FM’deki şarkılar mest ediyor zaten. Karnım da toksa, Türk Sanat Müziği adına birbirinden güzel şarkıları radyo veriyorsa, eh bulmaca çözmek de daha keyifli oluyor.

*

Mutfakla aram yok. Salata hariç, yemek yapmayı beceremem. Ama bamya hariç yemek seçmem, ne bulursam yerim lakin bulgur pilavına bayılırım. Kahvaltıyı iyi hazırlarım. Tabi fırsat verirlerse. Evde hükmü, sözü geçen biri olmadığımdan, zamanın çoğunu ya gazete okuyarak, ya da müzik dinleyerek geçiren ben, her gün iki köşe yazısı yazma heva ve hevesi ile sizleri de yalnız bırakmama adına, köşe yazılarım için bilgisayarın tuşlarına eyvallah etmek zorunda kalıyorum.

Sizi temin ederim, büro ve evdeki bilgisayarım dahil, şu anda 30’a yakın köşe yazım siteye girmek için sıra bekliyor.

Zamanı, şu yazımı bugün gireyim diyorum, bakıyorsunuz gündem değişiyor, birileri pot kırıyor, hata yapıyor, olmayacak hareketler sergiliyor, akıl almaz laflar ediyor, oturup size bir eleştiri yazısı yazmak düşüyor.

Bereket versin bu şehirde malzeme bol. Büyükşehir var, Başkan sayın Güngör var! 

Sıkıntı çekmiyorum o yüzden!

Memleketimi, insanlarımı seviyorum. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol