Bu saldırılar geleceğimizi karartmakta, eğitim camiasını tedirgin etmekte, birçok mağduriyete neden olmaktadır. Eğitimcilere yönelik her saldırı, aklımızı körleştirmekte, ruhumuzu karartmakta, benliğimizi esir almakta, irfanımızı yok etmektedir.
CEHALETE DAYANAN ŞİDDETİ VEYA ŞİDDETE DAYANAN CEHALETİ BİR AN EVVEL ORTADAN KALDIRMALIYIZ.
Öğretmenlerimizi hedef alan bütün saldırılar sona erdirilinceye, kanlı, karanlık bu şuursuzluk son buluncaya kadar, herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz. Biz bilginin gücünün cehalet cürmüyle sindirilmesine müsaade etmeyeceğiz. Ruhumuzu besleyen, benliğimizi geliştiren, geleceğimizi aydınlatan, milletçe varlığımızın dayanağı olan eğitimin, şiddetin esiri olmasına hep birlikte karşı durmalıyız.
Öğretmenlerimizden öğrencilerimize, yöneticilerimizden velilerimize kadar bütün eğitim camiasını, millet temelinde geniş bir aile gibi düşünüyoruz. Bizim nazarımızda her üyesiyle saygıya değer bu ailenin hangi ferdine olursa olsun, yapılan saldırıyı kayıtsız şartsız kınıyor, te’lin ediyoruz.
Son dönemlerde öğretmenlerin emeğini yok sayan, itibarını örseleyen, eğitimdeki etki alanını daraltan, eğitimin aktörünü neredeyse bir figürana dönüştüren, bu mesleği her türlü haksızlığa ve saldırıya açık hâle getiren anlayış, bugün geldiğimiz noktanın sebebidir.
Giderek artış gösteren, bazısı ağır yaralama bazısı da cinayetle neticelenen bu saldırılar karşısında öğretmenlerimiz kendilerini savunmasız hissetmekte, yetkililerden caydırıcı tedbirler, mesleğin itibarını artıracak politikalar beklemektedir.
Eğitim-Bir-Sen olarak, saldırılar sonucu hayatını kaybeden bütün öğretmenlerimize Allah’tan rahmet, saldırıya uğrayan bütün eğitim çalışanlarına geçmiş olsun dileklerimizi iletiyor; şiddete başvuranları kınıyor, yetkilileri gereken tedbirleri ivedilikle almaya ve kamuoyunu daha duyarlı davranmaya çağırıyoruz. Çünkü saldırıya uğrayan, öldürülen bizim geleceğimizdir.
SÖZLERİMİ BİTİRMEDEN AYRICA ŞU İKİ HUSUSA DA DİKKAT ÇEKMEK İSTİYORUM.
Geçen ay bir sınıf öğretmeninin tahtadaki öğrencisine istenileni yazamıyor diye hafifçe dokunuşunu ses ve görsel efektlerle, vizyona yeni girecek olan bir filmin fragmanı gibi ulusal basın ülke gündemine servis yaptı. Günlerce dönderip dönderip filmi yayınladı. Ve neticede olan öğretmene oldu açığa alındı hakkında soruşturma başlatıldı ve neredeyse konu haftanın canisi ilan edilecek boyuta ulaştırıldı. Ancak iş öğretmenin öldürülmesi ,darp edilmesi silahla yaralanması hususuna geldiğinde ulusal basınımızın bizleri kahreden bu suskunluğuna bir anlam veremiyoruz.
Ulusal basında olduğu gibi ayrıca M. E. Bakanlığının da konuya yaklaşımı ulusal basından pek farklı değil. Bakanlığımızın, eğitim çalışanlarımızın uğradığı şiddetle ilgili boş, umarsız ve manidar bakışlarına üzülerek şahitlik ediyoruz. Yoksa gündemle ilgili kendilerinin bir açıklaması vardı da bizler mi gözden kaçırdık acaba?
Tüm bu düşünceler etrafında eğitim çalışanlarına yapılan saldırıları şiddetle kınıyor, bu elim ve canımızı yakan hadisenin bundan sonra tekrarının olmamasını temenni ediyorum.” Diye konuştu.