Dün, Kahramanmaraşspor-Göztepe maçını izlemeye gittiğimde, gazeteci arkadaşlarım, 11 kişilik kadroda 8 futbolcunun yeni olduğunu, uyum sorunu yaşanacağını, farklı yenilginin kaçınılmaz olduğunu söyleseler de, ilk yarı hiç de söylendiği gibi çıkmadı.

Hele hele maçın ilk yarım saatinde, adeta tek kale oynayan, onsekiz sahası içinde çok sayıda gol fırsatını hoyratça harcayan kırmızı beyazlı forvet, 'atamayana atarlar' dedirtircisine, geliyorum diyen tehlikenin ateşini yaktılar.

Aslında oyuncularımız söylendiği gibi uyum sorunu da yaşamadı. Atak oynadılar, zaman zaman rakibini kendi sahasına hapsettiler, 'bu takım iş yapar' düşüncesini akıllara kazımışken, liderliğe oynayan Göztepe, kırmızı beyazlı takımın hiçi de kolay yenilecek takım olmadığını öğrenmişti.

Ancak ne var ki, maç golsüz berabere bitecek denilirken, maçın 44. dakikasında sahamıza ilk kez gelen ve tehlike yaratan Göztepeliler, galibiyet golünü atınca, seyirci de derin bir şok yaşadı.

*

Maçı izlerken, kulağımız Büyükşehir Belediyespor ile Sandıklı arasında oynanan maçın skorundaydı. Deplasmanda puan avına çıkan mavi beyazlı takımımız, daha maçın 3. dakikasında golü kalesinde görünce, 'eyvah, yoksa Belediyede mi yeniliyor?' demekten kendimizi alamadık.

Maçın ikinci yarısını izlemeden stadı terk ettim. Çünkü, ilk yarının son çeyreğinde Göztepe oyuna ağırlığını koymaya başlamış, ceza sahamız içinde tehlikeli olmaya başlamıştı.

Bu, ikinci yarıda rakip takımın farka gideceğinin de işareti idi.

Yanılmamışım... maçkolik'ten skoru takip ederken, Belediyespor'u da es geçmiyor, 1-1 olunca, ümitlenmiştim.

Nihayetinde her iki maç bittiğinde, sevindiren takım mavi beyazlılar olmuş, deplasmanda Sandıklıspor'u 2-1yenerek ikinci sıraya oturmuştu.

Önümüzdeki hafta sonunda lider Sakarya ile oynayacağımız maç, bu bakımdan çok önem arz ederken, Kahramanmaraşspor, ikinci yarının son dakikalarında yediği 2 golle sahadan boynu bükük ayrılmak zorunda kaldı.

Kaldı ama uzun zamandır bu kadar fazla seyirci karşısında oynamayan takım, her geçen gün dibe demir atarken, umutlar da tükenmeye başlamıştı.

Netice olarak 90 dakika bittiğinde, hüzün ve sevinç aynı güne denk gelmişti.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol