Haberlerde de verdik, SANKO Holding, küresel salgın kökenli ekonomik sıkıntılarının çözümüne katkı sunmak amacıyla Türkiye genelinde SANKO şirketlerinde istihdam edilen, taşeron ve stajyerler dâhil 14 bini aşkın çalışana 1000’er TL destek sağlamış.

İki kez makamında bulunduğum, çayını içtiğim, dondurmasını yediğim sayın Abdulkadir Konukoğlu’nu gel de takdir etme.

Bizim de zenginlerimiz var, Konukoğlu kadar olmasa da, bugün bünyesinde 10 bin kişi çalıştıran KİPAŞ’ımız var Allah’a şükürler olsun. Zengin kuyumcularımız, işadamlarımız, sivil toplum kuruluş kanaat önderlerimiz…

Düşüncelerine, eylemlerine hayran olduğum SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Konukoğlu, müşterilere ve topluma karşı duyarlılıklarının bir gereği olarak, müşterilerin mevcut borçlarının tamamına da ilave 60 gün vade tanındığını anımsatmış ve “İçerisinde bulunduğumuz hassas dönemden çıkışımız için herkesin bireysel önlemlerinin yanı sıra, toplumsal dayanışmanın da gerekliliğine inanıyoruz” ifadelerine yer vermiş.

*

Madem mesele toplumsal dayanışmaya en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz. O halde…

Buradan hareketle diyorum ve Büyükşehir Belediye Başkanımız sayın Hayrettin Güngör’e sesleniyorum. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Fatma Şahin, hafta içinde ki haberlerde de okudunuz, sağlık çalışanlarına bin’er liralık destek çıkmıştı.

Bizim Büyükşehir Belediyemizin, sayın Hayrettin Güngör’ün komşudan neyi eksik?

Tamam, paradan vazgeçtim önce de, sayın Güngör, gel şu sıkıntılı saatler geçirdiğimiz, evlere hapsolduğumuz, çarşıyı-pazarı göremediğimiz, eşi dostu ziyaret edemediğimiz günlerde, bir babayiğitlik, bir babalık, bir büyüklük yap, hadi 1.000 liradan vazgeçtim, AKBEL tarafından işletilen parkomatçıları bu günlerde bari rahat bırak. Fırsattan istifade ha, neyin hesabındasınız başkanım!

Eczaneye giden var, hastanelere gidenler var, marketlere alış veriş için girenler varken, vatandaş arabasını cebine mi koyup girsin içeri.

Parkomat çalışanları tabi onlar da haklı, talimat verilmese yapmazlar. Hemen fişi bırakıyorlar araçların üzerine. Bari Nisan sonuna kadar AKBEL’in parkomatçıları araçları rahat bıraksınlar, fiş miş kesmesinler. Zaten çarşılarda, caddelerde in cin top oynuyor, milletin keyfi yok, esnafın morali bozuk, bir de parkomatçılar fiş miş kesmesinler.

*

En önemlisi… Bir yılı doldurdun sayın Güngör. Hatırlarsan, başkan seçildiğinin ilk ayında, gazetemde ‘Maraş Güngör’ecek!’ demiştim. Şimdi herkes benimle dalga geçse de, size inanıyorum, size güveniyorum. Desteğimi veriyorum.

Lakin eleştiri noktasına gelirse, şartlar oluşursa, sen de bu eleştirilere zemin hazırlarsan, söylemlerin ve eylemlerinle… Eh, bilirsin! Anladın!

Gel sayın Başkanım, şu sıralar kırma milleti. İncitme, gönüller kazanmaya bak! Biliyorum, sen de farkındasın, gönül belediyeciliği yerine kalp kırma, gönül kırma belediyeciliğini tercih ettin, insanları incittin.

Evet, insanlara dokun, gönüller kazan. En büyük sermayen bu. Bırak parasızlığı, bırak şunu bunu…

Hiç olmazsa şu sıkıntılı günlerde vaz geç bu huyundan! Hatırlarsan sana Yunus Emre’nin ‘incitme gönül’ şiirini tavsiye etmiştim.

Okumuşsundur mutlaka.

*

Ben kitap yazmadım, ama yazıyorum. Gerçi sırf köşe yazılarımı kitaplaştırsam, senin kitaplarının on katı fazlasını piyasaya sürerim de, ben senin kadar zengin değilim sayın Güngör!

Boş verdim kitabı mitabı da, kalbe dokunmaya, gönüller kazanmaya bak!

Öfkelenip, hiddetlenip, celallenip; ‘Sen kim oluyorsun da bana akıl veriyorsun?’ desen de, (gerçi senin akıldanen çok, bana ihtiyacın olduğunu zannetmiyorum ya, neyse…) seni uyarmaya devam edeceğim!  İstesen de, istemesen de… Belki faydam olur diye yapıyorum bunu.

Seni essahtan seviyorum. Yemin olsun!

Hadi, gözlerinden öpüyorum!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol