Tabi yan yana gelince,  ‘ne alaka!’ diyeceksiniz, beki dediniz bile. Olsun, böyle benzetmeleri, yan yana getirmeleri, eşleştirmeleri severim, yaparım da…

Çok alakası var! Okuyun, bana hak vereceksiniz! Vereceksiniz çünkü her ikisi de beklentilerin altında kaldılar.

Sıkı bir Fenerbahçeli olarak, senelerini takıma vermiş, 20 yılın üzerinde Fenerbahçe’nin kulüp başkanlığını yapmış Aziz Yıldırım’ı oy çokluğu ile devirdiğinde, Fenerbahçe Kulübünün Başkanı seçildiğinde, Allah yalanı sevmez, en çok sevinenlerden biri de bendim.

Vitrindeydi, vizyonu da vardı Ali Koç’un. Gençti üstelik, idealist, heyecan duyan biriydi. Taraftar ümitlenmiş, heyecanlanmış iken, takımın başarıdan başarıya koşacağına inanıyorduk, inandık da…

Ama umduğumuz dağlara kar yağdı, hayallerimiz suya düştü. Şampiyonluklar ise başka bahara ertelendi. Ali Koç, beklenen idareciliği, yöneticiliği, başkanlığı yapamadı, yürütemedi. Taraftarında gözünden düştü, gönlünden silindi. Takımın iki sezondun geldiği noktaya bakın, ne dediğimi çok daha iyi anlayacaksınız.

Kulübün altında kaldı, ezildi. Oturduğu koltuğu dolduramadı, taşıyamadı. Fenerbahçe bir gömlek büyük geldi ona.

Gençlik falan hikâye imiş.

*

Gelelim sayın Hayrettin Güngör’e. Büyükşehir Belediye Başkanımıza. O, her ne kadar basına önyargılı olmaya devam etse de, “basın ne yazarsa yazsın, umurumda değiller!” dese de bilsin ki kendisi de, ne basının, ne vatandaşın umurunda!

Kel başa şimşir tarak!

İlk seçildiğinde umutlanmıştık, heyecanlanmıştık. ‘Maraş Güngör’ecek!’ diye manşetler atmıştık. Gençti, heyecanlıydı, idealist idi. Her ne kadar Kitap Fuarında bile kitaplarını görmesek de, belediyeciliğin kitabını yazmış adamdı. Daha seçilmeden tüm belediyelerin (doğudan batıya, güneyden kuzeye) içini dışını, ne kadar borçları olduğunu da biliyordu.

Kahramanmaraş’ın da borçlu olduğunu… Bile bile geldi.

Sonra… Umulduğu gibi çıkmadı. Tepeden konuştu, şişkin egosunu tatmin için olmadık hareketler, yerli yersiz konuşmalar, kırılmadık potlar bırakmadı. Belki de yerel tarihte ilk kez bir belediye başkanı basın ile mahkemelik oluyordu. İlk kez bir belediye başkanı milletin, Türkiye’nin diline sakız ohluyordu.

Çok iyi bir bürokrat olduğuna kefilim ve yemin edebilirim. Zaten kendisi de diyor, ‘ben siyasetçi değilim!’ diye. Siyasetçi, siyasetçi de işine geldiği gibi konuşuyor.

Tamam, basın umurunda olmayabilir. Ama bu basın, kendisine düşman da değil. Ha, kendisi düşman ise, mesele yok, bu kendi sorunu. Ağacın kurdu içeride, ona baksın!

Özetleyecek olursam, sayın Hayrettin Güngör, başta kendisine oy veren  seçmeni, basını ve vatandaşın tüm kesimini hayal kırıklığına uğrattı.

Bir senesini doldurdu, dolduracak, karnesi zayıf!

Ama olan bu şehre oluyor. AK Partiye de zarar veriyor, şehre de…

Yazık, yazık, ama çok yazık!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol