Ama bir karanlık kuytuda, bir hiç uğruna canların yakıldığı, bir meyhane köşesinde neden çıktığı bile bilinmeyen boğazlaşmaların yaşandığı, mahalledeki kızcağızın sevdiği delikanlının mahallenin namusu adına meydan dayağına yatırıldığı ya da üç kuruşluk arazi uğruna birbirine giren aşiretlerin onlarca ölü verdiği kavgalardan söz etmiyorum.

Vatanımız uğruna, bayrağımız uğruna, milli birlik ve beraberlik uğruna, memleketimizin sorunlarına çözüm uğruna, ülkemizin huzuruna temeline dinamit koymak isteyen hainlere karşı verilen kavgalarda varız.

Diklenmeden, dik durarak vereceğimiz bu kavgada herkesi yanımızda bulabileceğimize inanarak, her türlü hırsızlığa, yolsuzluğa, çirkefliğe, iftiraya karşı kendimizi hazırladık ve kuşandık.

*

Bu memleket bizim dostlar. Kahramanmaraş için her türlü kavgaya varız! Bedeli ne olursa olsun. Pahalı da olsa…

Emeklilerin, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun insanların umutlarını, geleceklerini çalan, ev sahibi yapacağım diye kandırıp sonra kaçan, insanları mağdur eden müteahhit eskileri ile olacak kavgamız.

Terazide hile yapan, müşteriyi kandıran, bozuk ve hileli mal satan esnaf ile olacak kavgamız.

Vatandaşına yalan söyleyen; onların telefonlarına çıkmayan, randevu vermeyen adı başkana çıkan herkesle olacak kavgamız.

*

Biz… Kavga yaparken, bu insanlar için kavga verirken, fiziki olarak mümkün değil zaten de, uyararak, dikkatlerini çekerek, yol göstererek vereceğimiz bu kavgada, bir bedel olacaksa, bizler dahil muhataplarımız da bu bedeli ödemek zorunda kalacaklar, kalmalılar da…

Siyasilerle, başkanlarla, kamuoyu ile bürokrasi ile kavgaya değil, yanlışlara, eğrilere, çalışmayanlara, bu şehir için art niyet taşıyanlara açacağımız kavganın tabi ki bedeli olacak.

Bunu ödemeye hazırım!

Sözünü ettiğim; uğruna en yakıcı acıları, en dayanılmaz hüzünleri, en büyük yalnızlıkları, en kahredici ihanetleri yaşamayı göze aldığın, hatta gerektiğinde gözünü kırpmadan ölümüne yürüyebildiğin kavgadır…

Bedelini ağır ödediğin bu kavgada, çok uzun ve ince bir yolun sonuna ulaşana dek en fazla anlık mutluluklar, küçük sevinçler vardır, hiçbir şeye değişmeyeceğin.

*

Bence ilk önce nefsimizle kavgalı olmalıyız. İçimizdeki şeytanla, ruhumuzu kasıp kavuran üç kuruşluk çıkar ilişkileri ile, bu şehir için ortaya konan sen ben mücadelesi ile kavgalı olmalıyız.

Zira bu şehirde herkes birbiriyle kavgalı. Seçmen oy verdiği siyasi yapı ile, çalışan patronu ile, kulüp tutan taraftar kulüp başkanı ile, kardeş kardeşle, ortak ortakla, baba evlad ile…

Nereye ve ne zamana kadar, onu bilmiyoruz işte.

Böylesine bir kavgada en büyük dayanağın tarihtir. Bilirsin ki; tarihi yaratanlar hep büyük kavgaları verenlerdir. Yine bilirsin ki; o kavgaları verenlerin çok önemli bölümü kavgayı kaybetmiştir.

Ama bir sonraki kavganın da kazanım yolunu açmıştır.

Kavga uzun solukludur ve ölümüne acıdır aynı zamanda. Kavganın her anında sınandığını duyumsarsın.  Birlikte yola çıktıklarının, saf tuttuklarının birer birer düştüğünü, yok edildiğini görürsün.

Daha da acısı; bazıları teslim olmuş, bir bölümü ise karşı saflarda yer almıştır…

*

Son olarak şunu eklemek istiyorum, ülkemin bütünlüğü, dalgalanan bayrağımız, dinmesini ve susturulmasını istemediğimiz ezanımız, yüce milletimiz, toplumsal değerlerimiz ve devletime el ve dil uzatanlar için her türlü kavgaya varım!

Çalışmayanlar, koltuğu hak etmeyenler için de…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol