Öne Çıkanlar ÖĞRENCİLERİN HUZUREVİ ZİYARETİ CHOICE HOTELS PİAZZANIN MERCEDES ÇEKİLİŞİ YAPILDI GÖLETTE BOĞULAN VATANDAŞI İTFAİYE DALGIÇLARI ÇIKARDI SÜFYAN EMİROĞLU

Bu haber kez okundu.

‘TIP FAKÜLTESİ DİBE VURDU!’ İDDİASI

 Özellikle, Yard.Doç.Dr. Mahmut Tokur’un başhekimliğe getirilmesiyle birlikte eleştirilerin ve iddiaların dozu artarken, son edindiğimiz bilgilere göre çalışanların 2 aydır döner sermayeden alacaklarını alamadıklarını öğrendik. Ve doktorların huzursuzluğu kadar, ayrılmayı düşünenlerin de olduğu cabası…

Biz, aşağıda sıralayacağımız iddialara cevap alabilmek için başhekimlik sekreterliğini aradığımızda, bize ancak pazartesi günü randevu verebildiler. İddia edildiği üzere, prof.dr.ların bile başhekimle görüşebilmek için randevu alamadığı günümüzde, bize pazartesi gününe randevu verilmesine hayret etmedik  değil.

Tabi Tıp Fakültesinin dibe vurduğu iddiası bizim de hoşumuza gitmedi. Biz, bize ulaşan iddiaları soru olarak soralım. Başhekimin verecek cevabı varsa, gazetemiz ve sitemiz hazır.

 

SORUŞTURMA DOSYASI KİM TARAFINDAN VE NEDEN SÜMENALTI EDİLDİ?

1)     Tıp Fakültesi acil servisine başvuran Kemal Purtaşisimli hastanın üzerine duvar yıkıldığında, hasta ve yakınları acile başvurduğunda, dönemin AK Parti il başkanı Metin Doğan’ın da geldiği bir sırada, beyin cerrahlarının hastayı ameliyata alması gerekiyordu. Kendisi de bir göğüs cerrahı olan Başhekim Tokur, hastayı gelip görmedi. Hasta acilde 24 saatten fazla bekledi mi? Aynı hasta akabinde ilgisizlik nedeniyle Devlet Hastanesine gitti mi? Olay için açılan soruşturmaya görevli Prof. Dr. Fatma Tolun soruşturmacı olarak görevlendirildiği halde, soruşturmanın Rektörce sümenaltı edildiği iddiası doğru mu? O tarihte izinli olmayan başhekim Tokur soruşturma açılınca geriye dönük izin veya rapor aldı mı? O tarihte ki izinli olmadığı ve başhekim davet edildiği halde, acili hastaya gelmek zorunda değil miydi? Bu meseleye ilişkin hasta ve yakınlarının BİMER’e şikâyette bulundukları da biliniyor.


2)     İkinci vaka… İsmail Tatar, geçirdiği kaza sonrası yine Tokur tarafından muayene edildi mi? Göğüs travması olan hastayı neden görmedi ve gerekli müdahalede bulunmadı? Ve bu hasta,  yani İsmail Tatar hayatını kaybetti. Otopside hemotorax vardı. Yani göğüs kanaması. Neden müdahale etmedi? İnsanın canı bu kadar ucuz mu?

 

CENGİZ DİLBER ADINA AÇILAN RAPORU, KURULA GİRMEDEN DEĞİŞTİRMEK ETİK Mİ?
3)     Ahmet Taşçı… Hastalığından ötürü rapor almak için başvurdu. Fakat hastanın 30.10.2014 tarihinde başhekim olan Prof. Dr. Cengiz Dilber imzasıyla çıkan raporu, hastanın kızının tayini için uygun değilken, Tokur’un yakını olduğu iddia edilen hasta için Dilber’in adına açılan bu raporu, kurula girmeden değiştirip kendi adına açtırdığı ve raporu hastanın istediği şekilde kendisinin imzaladığı gerçek mi? Bunu fark eden fizik tedavi doktoru Dr.A.D.nin raporu imzalamayıp, Dr. A.D.nin yerine başhekim Tokur’un imzaladığı bilgisinin gerçekle ilgisi var mı? Evrakın-belgenin aslını değiştirmek, evrakta sahteciliğe giriyor mu? Yakınının tayininin bu evraka göre yapıldığı normal mi? Ayrıca,evrakta gerekli değişiklikleri yapması için rapor bölümündeki personele baskı yapıldı mı, yerleri değiştirildi mi?

4)     Öte yandan fakültede yapılan mide küçültme ameliyatları için endokrin bölümünün raporları gerektiği halde, endokrin bölümüne imza attırmayıp, başhekim yardımcıları endokrini hocasının yerine imza atıldığı doğru mu? Olayın duyulması ardından endokrin bölümü görevlisi Doç. Dr. Kamile Gül olaya itiraz etti mi? Soruşturma komisyonunda suçunu kabul eden Dr. H. A. daha sonra gelen telkinler doğrultusunda suçunu neden inkâr etti? Başhekim Tokur, endokrin bölümü görevlilerine eğer raporları imzalamazlarsa hastanenin SGK’da zarar göreceğini ve bu zarardı da doktorlardan keseceği yönündeki baskıları üzerine, Doç.Dr.Kamile Gül savcılığa suç duyurusunda bulundu mu? Savcılık soruşturması sürüyor mu? Sayın Rektör’ün bu olaylardan, olup bitenlerden bilgisi var mı? Bahane olarak da üniversite zarar  görmesin mantığı ile olayın üzeri kapatılmak mı isteniyor?

MALZEME ALIMI İÇİN 15 MİLYON LİRA BAKANLIĞA NEDEN İADE EDİLDİ?

5)     1 yıl önce, Tokurvekâleten başhekimliğe atandığında birçok sözleşmeli personelin işine neden son verdi? İşine son verdiklerinin yerine aldıkları personel içinde kaça tane akrabası var? Haydi işten çıkartılanlar vasıfsız diyelim, en yakınların ne kadar verimli?

6)     2015’te, iddia edildiği üzere 20 milyon Tl. geldi. Cihaz alımı için. Bu paranın bir bölümünün inşaata harcandığı söyleniyor. Hiçbir ihale yapılmadan bu paranın 15 milyonunun bakanlığa iade edildiği bilgisi doğru mu? KSÜ Rektörü sayınDeveci’nin hadiseden, gönderilen paradan haberi var mı? Rektör Deveci, Tokur’u koruyor mu, neden? Rektörlük seçiminde Tokur sizi destekledi diye diyet mi ödediniz? Eski Rektör sayınFatih Karaaslan’ı sağlık camiası önünde küçük düşürmek için eylemlere (döner sermayenin düşük olduğunu bahane ederek) prim verdiği doğru mu? Oysa o dönemlerde hastanenin kârlı olduğu söyleniyordu. Şimdi ise hastanenin zarar ettiği ay sonunu zar-zor getirdiği iddialarına verilecek cevabınız var mı?



HASTA SAYISI NEDEN DÜŞTÜ, SAYIYI ARTIRMAK İÇİN ÇABA YOK MU? 

7)     Hastanenin firmalara, piyasaya borçlarını yaklaşık 1 yıl geriden ödediği bilgisi ne kadar gerçek? Bunun alınacak malzemelerin fiyatlarının artmasına neden olabileceği düşünülmüyor mu? Bununla kurumun zarara uğratıldığının farkında değil misiniz?
8)     Ve son olarak Tokur’un başhekimliği ile hasta sapışında artış olmadığı gibi, hasta sayısını artırmak için çabanın gösterilmediği bilgisi ne kadar doğru?
9)     Biz iddiaları, kamuoyunun dilinde dolaşanları sıraladık. İnsan sağlığının her şeyin üzerinde olduğuna inanıyoruz. Gelecek cevap yine bu sitede yer bulacaktır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1488