Geçtiğimiz günlerde ‘Karmakarışık hareketler bunlar!’ başlıklı yazımda, ülkemizde ve şehrimizdeki çarpık uygulamaları, hadiseleri ve yaşanmışlar kadar isimleri biraz da ti’ye alarak size servis edince, çok sayıda okurumdan olumlu tepkiler aldım.
Yazmaya neden ara verdiğimi de…
Evet, yazmayalı epey zaman olmuştu. Sordular; ‘niye ara verdin?’ Dedim ki, dünya telaşı. Dediler ki; o telaş herkeste var. Onlara dedim ki, senin telaşın sana, benimki bana.
Yazmak. Yaşayan insana yazar ancak. Bilmeyen, başından geçmeyen, tanık olmayan ve okumayan ne yazacak!
Evet, bir mola verdim. İçimden gelmedi. Fakat sayın Fiskeci ısrar edince, ‘yok!’ diyemedim.
*
Daha önce de söyledim, ben pürtelaş yaşadım, ondan erteledim yazmayı. Bak, bugün karşındayım. Bundan sonra ara verir miyim, erteler miyim düşüncelerimi paylaşmayı, şimdilik erken yorum yapmam. Yarının neler getireceğini bilemeyiz.
Dünya bir düdüklü tencere. Sürekli kaynıyor, kaynarken de farklı sesler çıkartıyor. Bizde de düdüklü tencerenin sustuğu yok. Bir yandan ıslık çalarken, bir yandan buhar dağıtıyor.
*
Gazetelerin üçüncü sayfası facia. Cinayetler, kazalar, iflaslar, ihanetler, uyuşturucu tacirleri, çeteler, ne ararsan var ve bakarken midem bulanıyor.
Toplumun kıyısında gezen bu haberleri niye gözümüzün içine soka soka üçüncü sayfaya koyarlar, anlamış değilim.
Her türlü çirkeflik, rezalet, skandal mevcutken, okuyanların midesi bulanmıyor, psikolojileri bozulmuyor mu acaba?
*
Şu sıralar kadın cinayetleri dolu dizgin gidiyor. Ayrılmış eşler, boşanma aşamasında olan eşler, çocukları, tehditler, şantajlar gırla giderken, gündüz gözüyle, milletin gözü önünde kadınlar cinayete kurban gidiyor, ocaklar sönüyor, olanlar da geride kalan çocuklara oluyor.
*
Bütün gazeteler böyle aslında. Televizyon dizileri kadın cinayetlerini körüklüyor, tetikliyor, hepsi birbirine benzeyen konularda aldatma var, ihanet var, aşk var, hülasa çirkeflik var.
Özenti var o yaşamlara. İzleyenler, gerçek hayat buymuş demek durumunda kalıyorlar herhalde ki, özenti toplumun her tabakasını sarmış durumda.
Sonumuz Allah’a emanet!