banner1482

Nerede ve hangi zamanda olduğunu hatırlamadığım bir günde, ki yakın bir tarihte, elime KİMLİK GAZETESİ geçti.

Bugüne kadar hiç bir yerel gazete okumamış, ilgi duymamış,  aslında gazete okuyacak zamanı olmayan bir çalışan olarak, Allaha yalanı sevmez, gazetenin mizanpajı, özel haber ve röportajları, köşe yazıları, en önemlisi de gazetenin sahibi olduğunu öğrendiğim sayın Mehmet Fiskeci’nin dik duran yazıları, gazeteye olan ilgimi daha da artırdı.

Sağlık, medikal sektöründe çalışan biriyim.

Önceleri elime tutuşturduklarında resimlerine bakar bırakırken, bu kez aksini yaptım, oturdum bütün haberleri yanında, köşe yazılarını okudum baştan aşağı…

Sonra çalıştığım işyerindeki patronuma, arkadaşlarıma gösterdim. Patronum meğerse gazetenin sahibi ile sosyal medyada arkadaşlarmış.

Farklıydı.

Renkleriyle, haber kalitesi ile elimden bırakmayınca, içimden geçen yüzüme vurmuştu.

Sonra künyeden gazetenin adresini buldum ve telefon açtım.

“Ben de yazabilir miyim?” diye.

*

Telefon açtım ama heyecanlandım.

İçim içime sığmıyordu. Ya kabul etmezse diye düşünmedim de değil.

Gazetenin sahibi Fiskeci, “Neden olmasın, bizde çok seslilik esas. Her farklı düşünceden, her kesimden herkes yazabilir. Serbestsin. Konu seçiminde de özgürsün” deyince, cesaretimi toplayıp amatörce de olsa bu ilk yazıyı gönderdim.

Gönderdim ama editörlük yapmasını da rica ettim. O da kabul edince, işte ortaya bu yazı çıktı. Karaladım bir şeyler, tabi bu bir tanışma yazısıydı aslında.

Beğenirseniz, gazete sahibinin beğenmesi daha önemli tabi de, inşallah devamlı olurum diye dua ettim içimden.

Merhaba hepinize!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol