Doğru söyleyenin dokuz köyden kovulduğu günümüzde, yalan söyleyeni Ahırdağı’na kaldırmıyorlar.
Yalana gerek yok, siyasetçisi de yalana sığınıyor, ticaret erbabı da, gazetecisi de, belediye başkanı da… Esnafı da, sivil toplum kuruluş kanaat önderleri de…
Çocukları da alıştırdık yalan furyasına…
*
Her şeyimiz yalan üzerine kurulu.
En kullanışlı cümleler yalanlardan oluşuyor artık, doğrulardan korkulduğu için belki.
Kesenin, yani paranın, yani gayrimenkulün değerli olduğu zamanda herkese göre yalanlar mevcut.
İşin en acı yanı, başkalarının söylemesini istiyoruz doğruları ama o doğruları da kendimiz yalanlıyoruz.
Herkes yalan söylemek zorunda hissediyor kendini, "mecburen" diyorlar da kim mecbur ediyor acaba?
Onu bile doğru dürüst ifade edemiyorlar.