Kimine göre evet, kimine göre hayır! Vizyon, vitrin, karakter, donanım, toplum karşılığı en önemli etkenler.
Aman aman, çok önemli o koltuk. Aziz Nesin’in hikâyelerine bile konu oldu, filmi bile çekildi. Okumadıysanız, izlemediyseniz bir tarafınız eksik kalmış demektir. Tavsiye ederim. Sorarım, koltuğu yücelten kim?
Koltuğun kendisi mi, yoksa üzerine oturan kişi mi?
Bilgi, donanım, deneyim, nezaket ve feraset mi?
*
Kimileri koltuktan güç alsa da, kimileri de koltuğa güç verir, itibar kazandırır. Bunu en çok siyasiler üzerinde denedik, denemeye de devam ederiz. Öyle koltuklar vardır ki, ceylan derisidir oturduğu yer, ama üzerine oturanın kıymeti harbiyesi yoktur. Büyük Başkan Ahmet Kuybu da öyle söyler sık sık; ‘Keramet koltukta değil.’
Siz nereye oturursanız, makam orasıdır. Bazıları, bilgisi, duruşu ve karakteri ile oturduğu her yeri makama dönüştürür. Bazıları ise en cafcaflı koltuğa otursa bile sırıtır, koltuk işkence çeker, hatta isyan eder, ‘buraya layık değilsin!’ diye haykırır, o koltuk sanki boş kalır, oturan kişi de o koltuğu dolduramaz!
Çünkü koltuğu yücelten, ona itibar sağlayan makam değil, insanın kendisidir. Koltuk sevdasından, iş ve hizmet sevdasına geçtiğimiz gün, koltuğun önemini daha iyi kavramış olacağız.
*
Esnaf oda seçimlerindeki heyecan fırtınası kasırgaya dönüşmeye başlamışken, dikkat ediyoruz, mevcut başkanlar ve adaylar koltuk için neredeyse birbirini yiyecekler. ‘Sen şöylesin, sen böylesin, sen şunu yaptın, sen şuraya gittin, sen kimler kimlerle beraberdin!’ Vs…
Geçmişte yediğin hurmalar seni tırmalamaya başladı bile.
Mevcut başkanlar ve adaylar şimdi üyeleri kafa kola alma peşindeler. Yerinde durdukları yok, geç saate kadar evlerini bile ihmal edercesine üye avındalar. Üyeyi kıskaca al, dar alana sıkıştır, mümkünse aidat borçlarını da sil bir kalemde, abluka altına alıp, ‘oyunu bize ver, ötekini es geç!’ gayretleri, markaj altında seçim çalışmaları ve kulis hareketleri.
*
Üye artık aidatların silinmesi oyununa gelmeyecek.
Başkanımızsın, eyvallah. Sen de adaysın, ona da eyvallah. Üyelere ne yaptın, deprem yaşamışken, travmalar geçirmişken, kayıplarımız olmuşken, sen neredeydin?
Projen var mı? Oda adına hangi icraatlarda bulundun?
Adaylar için de soru şu; ‘haydi gidenler gitti, olanlar oldu, sen oda için ve bizim için ne yapacaksın?’
Hadi, cevap verin!
Son sözümüz, diyoruz ki, hak eden, iyi olan ve üyeleri ikna edebilen kazansın ve ona hayırlı olsun!
*
NOT: Yarın baba oğul; Ali ve İsmet Köfte, Türkoğlu Esnaf ve Sanatkârları Esnaf Oda Başkanlığına adaylığını açıklayan Uğur Abdullah Akpınar köşenin misafiri olacaklar.