2025-05-02 06:56:55

Tekstil sektörü nereye koşuyor?

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 02 Mayıs 2025, 06:56

Valla nereye koştuğunu kendileri de biliyorlar, fakat zamana bırakıyor, düzelir, işler ve ekonomi rayına oturur, işletmeler takır takır çalışır, işyerlerimiz işçilerle dolar, üreten, imal eden ve ihracat eden şirketlerimiz eski şaşalı günlerine döner.

İnşallah diyoruz temenni ediyoruz bütün kalbimizle.

Çünkü tekstil sektörü şehrin can damarı, lokomotifi. Lokomotif teklerse, durursa arkasındaki vagonların rayların üzerinde ölümü bekleyeceğini herkes bilirken, bu durgunluk, bu kesatlık, bu işletmeleri kapatmak, satmak, küçülmek, işçileri çıkartmak nereye kadar gider, sadece ben değil, kimse  bilmiyorum!

*

Tekstil bitti haliyle tekstilin emekçileri de yavaş yavaş işsiz kalmaya başladı! Yıllardır savunduğumuz sektörde çeşitliliği yeterli düzeyde sağlayamadık. Peş peşe konkordatolar ve sessiz sedasız işletmelerinin de makinaları susturanların sayısı her geçen gün artıyor. Şehirde işsizlikte bununla birlikte artacak. Pandemi, deprem ve ekonomik krizlerin temelini attığı çöküş devam ediyor. Dar gelirlilerin yaşam koşulları her geçen gün daha zorlaşıyor.

*

Tüm alımlarını ve ihracatlarını dövizle yapan işletmeler, zıvanadan çıkan dolar ve Euro karşısında ne yapacaklarını bilemez hale geldiler. Hükümet dövizi baskılamaya çalışsa da, Merkez Bankasına dolar satsa da, piyasayı dizginlemeyi ne derece başarıyor, bunu ekonomistlere sormak lazım.

Benim bozuk paraya aklım yetmez!

*

Aslında tehlike aylar, seneler önce geliyorum diyordu. Sinyal veriyordu, alarm veriyor, (sayın Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu’nun da dediği gibi) işaret fişeğini çakıyordu, alarm veriyordu, ‘nasıl olsa geçer yahu, zamana bırakalım!’ dediler ve gelinen noktada şehrin tekstil sektörü, tekstil mezarlığına dönüşmek üzere ve yatırımcılar Mısır’a kaçıyor.

Gidenleri, oralarda görüşmeler, girişimler yapanların sayısı her geçen gün artıyor.

Çünkü herkes kendine bir çıkış yolu arıyor, bir güzergâh belirlemeye çalışıyor.

Arıyoruz, ‘Neredesiniz!’ diye, aldığımız cevap malum, Mısır…

Depremden ciddi şekilde etkilenen şahsım şehrinde işletmeler desteklenmeli, pozitif ayrımcılık uygulanmalı, sanayici, esnaf ayağa kalkmalı. Yoksa şehir kısa bir süre sonra işsizler ordusuna dönüşecek. O vakit gazetelerin üçüncü sayfasına daha çok bakmak zorunda kalacaksınız!

Allah muhafaza!

*

Yatırımda çeşitliliği yakalayamayan, sadece para var diye, aklımızla değil gözümüzle hareket eden bir kentin insanları olarak, hurra deyip 1983’lü yıllardan sonra, teşvik yasası ile tekstile yatırım yaparak, bugün itibariyle şehri, sanayi bölgelerini tekstil makinalarını mezarlığına çevirenler…

Bakın, patır patır dökülüyorlar, küçülüyorlar, kaçıyorlar.

Tabi üzülüyoruz.

Yazımı bir İtalyan atasözü ile bitirmek istiyorum; ‘Rüzgara tüküren, kendi suratına tükürür!’

Çünkü, kovayı taşıran son damla, içindeki sudur!