2025-12-07 06:58:30

Şehre ihanetin zaman aşımı yok!

Mehmet FİSKECİ

mfiskeci_kimlik@hotmail.com 07 Aralık 2025, 06:58

Gıda maddelerine zehir katılıyor resmen. İnsan ve toplum sağlığı tehlikede iken, belediyelerin ve ilgili kurumların toplum adına, insan adına denetimlerini artırmalı, cezalar da öyle hafifletici olmamak kaydıyla, ağırlaştırılmalı ve örnek olmalıdır.

Son örneğini bir çiğköftecide gördük. Adam bulaşık deterjanı ile çiğköfte yediriyor vatandaşa. Hem de ilkel şartlarda. İnsanlara ne bilsin, getiriliyor önüne, belki de fiyatları da ucuz, tabi ucuz etin yahnisi yeniyor ne yazık ki, fakat gözünden kaçmayana duyarlı müşteriler olayı resmediyor, deşifre ediyor.

*

Marketler… Çok da masum değiller. Daha geçenlerde, bir marketten domates aldım. Üzerinde 40 lira yazıyordu, etikette… Fakat kasaya geldiğimde, görevli bayan kilosunu 50 liradan yazınca tepem attı.

Market sorumlusuna durumu izah ettiğimde, bu kazıklamanın, bu saygısızlığın olmaması gerektiğini hatırlattığımda, gayet pişkin ifadeyle ‘gözünden kaçmış!’ gibi sıradan, ucuz bir bahane ile geçiştirmeye çalıştı.

Siz de dikkat edin sevgili okurlar, raf fiyatı ile kasa fiyatlarını karşılaştırın, size verilen fiş ile rakamların doğru olup olmadığına hassasiyet gösterin!

Yoksa kazıklanıyorsunuz, aldatılıyorsunuz.

*

Bir siyasetçi çıkıyor, kentin en büyük işadamına Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan üzerinden sanki tehdit ediyor. Ne demiş sayın M. Hanefi Öksüz, ’41 senedir böyle ekonomik buhran görmedik!’

Vay sen misin bunu diyen! Milletvekili sayın Vahit Kirişçi bir canlı yayında demediğini bırakmıyor. Allah’ın bildiğini kuldan saklamamış ki. Yaşadıklarını, dünya ve ülke geneli dâhil, şehirdeki ekonomik krizi, daralmayı, iş adamlarının Mısır’a göçünü dile getirmiş, uyarmış bir anlamda!

Bu kadar fırtına koparılmalı mıydı, hayır! Daha esnek, daha sakin bir açıklama ile sadece Öksüz’ün değil, iş dünyasının yanında yer almaları gerekirdi. Bir kere d aha yazayım, ben sayın Öksüz’ün yerinde olsam, hele bu yaştan sora çekemem, satarım ne varsa, gider uzaklardaki en güzel, adalarda, ülkelerde keyif sürerim. Ha, Maraş’taki tesislerini, varlıklarını satarsa ne olur, Maraş aç kalır, akşam saat 7’den sora sokaklar gezilmez, çıkılmaz olur.

Bıçaklarlar, soyarlar adamı, fuhuş zirveye tırmanır. Yani toplumsal çürüme dip yapar!

*

Dik duruşu, mahallesine dair yazdığı başarı hikâyeleri, toplumsal barış adına, mahallesine hizmet noktasında değil elini, yüreğini, gövdesini koyan nadir muhtarlardan biri olarak bildiğim, tanıyıp sevdiğim Muhammet Yetişmiş’in mahalle sakinleri adına ortaya koyduğu duyarlılığı gözden uzak tutmamak gerekiyor.

Tam bir lider, tam bir otorite. Arsızlara, hırsızlara, uyuşturucu tacirlerine fırsat vermeyen, göz açtırmayan güçlü bir insan.

Muhammet Yetişmiş, mahallesi için gerçekten özveriyle çalışan birisi. Maddeyi bir tarafa bırakıp, manevi dünya için de çırpınan, sağlıklı nesil için fedakârca gayret gösteren bir muhtar.

Mahallesine ihaneti kabul etmeyen düz, fakat sağlam yapılı lider. Özünde İslam var, özünde Türk’lük var, özünde milliyetçilik var. Gerisi laf!

*

Sütçü İmam Üniversitesine Duman denen bir şarkıcı geliyor. Tarzım gelir, üste para verseler yine gitmem, dinlemem, ama hayranı çokmuş, izleyeni fazlaymış, saygı duyarım. Müzik evrenseldir. Herkes benim gibi Türk Sanat Müziği dinleyecek diye bir hüküm, bir kanun hükmünde kararname yokken, müzik gurubunun insanları tahrik edecek, hükümeti ve toplumu incitecek şekilde şarkı sözlerini değiştirerek izleyenlere söylemesi, kabul edilemez.

Sonra da rektör adayıyız niyetiyle yola çıkıp, bu müzik grubu üzerinden KSÜ yönetimini ve Rektörünü itibarsızlaştırmaya gitmek, ihanetin öbür adıdır.

*

Bir önceki gün yaşanan dram mı desem, trajedi mi, adını siz koyun, Afşin’de 5 çocuk sahibi, gariban Nuh Mercimek isimli bir vatandaş kendini yakıyor. Neden yaktığını dinlediniz, izlediniz, okudunuz. Darp edenlere sorun!

Lanet okumayan kalmadı. Bir baba hayatını kaybetti, 5 çocuk öksüz kaldı. Değer miydi, bunu yerel yöneticilerine, adamlarına sormak gerekir.

Cenazesine gitseydiniz bari, helva dağıtıp bir de mevlid okutsanız, hayrınıza!

Ve ilk gecesinde rahat uyuyabildiniz mi? Haydi bir meslektaşına 3 bin lira ceza yazdın da, bir garibanın hayattan kopuşunun bedelini nasıl ödeyeceksiniz!

Şu kanaate vardım; adam keyfinden yaktı kendini, iş olsun diye, şov olsun diye, akaryakıt istasyonu üç-beş kuruş kazansın diye, adım duyulsun diye, reklam olsun diye!

Ben öyle anladım, inandım, iman getirdim!

Ama inanmayan imansızlar var mıydı, onu da iman yoksunlarına sorun! Bu meselede son sözüm, sizi, varsa eğer vicdanınız affetsin, ben denedim olmadı!

*

Bu şehir, bu toplum ihaneti asla kabul etmez, taşıyamaz.

Çünkü ihanetin zaman aşımı olmadı, olmayacak!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.