2025-08-13 17:07:49

Değerleri unutulmayan hazinelerimiz

Zahide Koska

13 Ağustos 2025, 17:07

Siz isterseniz yaş almış, ulu çınarlarımız da diyebilirsiniz.

Bir toplumun gerçek olduğu ve ne kadar merhametli insan olduğu, yaşlılarına nasıl davrandığıyla ölçülür. Onlar hayat yolculuğunda nice fırtınalı denizlere göğüs germiş, bizlere hem yaşam tecrübesi hem de kültürel mirası taşıyan, aktaran kıymetli hazinelerimizdir. Bu hazineleri tozlu raflara kaldırır gibi sessiz köşelere çekilmesine, onların değersiz hissetmelerine yol açan sebepler acarsak, hayata küsmelerine sebep oluyoruz.

*

Annem derdi ki “Ulusu olmayanın, geleceği karanlık olur.” Evin bir köşesinde oturan büyük anne veya büyük baba, hem yol yordam gösterirken, hem de çocuklarına ve torunlarına çobanlık eder. Bu sayede kendilerini değerli ve işe yarar hissederler. Zihin olarak ve beden olarak da dinç kalırlar. Yaşlı birinin kendini değerli hissetmesi için yalnızca “seni seviyorum” demek yetmez. Ona sorumluluk ve rol vermekle mümkündür. Torunlarına masal anlatmasını istemek, aile toplantılarında fikirlerini almak, geçmişten hatıralarını dinlemek… Bunlar, onların hayatın merkezinde olduklarını hissettirir.

*

Yaşlılarımızın fiziksel sağlığı için düzenli doktor kontrolleri, dengeli beslenme ve hafif egzersizler çok önemlidir. Sabah güneşi eşliğinde yapılan kısa bir yürüyüş, haftada bir yüzmek hem kemik sağlığına hem de ruh haline iyi gelir. Sosyal etkinlikler de zihin aktifliği sağlanır; satranç, bulmaca, kitap okuma saatleri beyin için adeta gençlik iksiridir…

Toplumsal bağları güçlendirmek, mahalle veya belediye destekli “ileri yaş kulüpleri ve kültürel etkinlikler” yalnızlık hissini azaltır.  Huzur evlerinden kimsesiz ulu çınarlarla gönüllü ailelerle, aile yemekleri düzenlenebilir.

Birlikte yapılan gönüllü aileyle yemek günleri, el iş atölyeleri, eski şarkılarla dolu sohbet saatleri… Hem gönülleri ısıtır hem de yaşama sevinci verir. Her an hayatımızda olduklarını hissederler. Bu sayede içlerindeki umut ışığını sönmez geçmişlerini değersiz hissetmezler.

*

Unutmayalım, yaşlılarımız birer tarih kitabı gibidir. Sayfalarını açıp okumadıkça, o bilgi ve sevgi dolu miras yavaşça tozlanır. Onlara gösterdiğimiz ilgi, aslında kendi geleceğimize yazdığımız şefkatli bir mektuptur… Ve hiç unutmamalıyız ki, bir gün bizde o sayfalara ekleneceğiz.  

Sözlerimi bir atasözüyle bitirmek istiyorum.

Ne ekersen, onu biçersin!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.