Günlük hayatta, varımızı yoğumuzu konuşurken, ‘hayatta bir dikili ağacım yok!’ denilirdi, derdik. Artık demiyorum, çünkü benim de bir dikili ağacım var artık!
Küresel ısınma mı dersiniz, ekolojik dengenin bozukluğundan mı söz edersiniz, her geçen yıl betonlaşan şehirler mi dersiniz, kesile kesile, yana yana yok olan ormanlar mı dersiniz bilemem de, ülkemiz süratle kırsala dönüşüyor, amiyane tabirle çölleşiyor, bunun sonucu verimsiz topraklar ürün vermez hale geliyor, yanan ormanlar bizi suya hasret bırakıyor.
*
Hükümetimizin başlattığı ‘bir ağaç bir nefes’ kampanyası nedeniyle Temmuz ayında ciddi bir orman yangını ile karşı karşıya kalan ve 20 bin hektarlık alanın yanması sonucu yeşilin siyaha dönüştüğü mekana gittik.
Bir Onikişubat Belediyesi çalışanı olarak 11. ayın saat 11’inde Temmuz ayında yanan Çamlıbel-Çakırdere mevkiindeki alanda Belediyemiz ve Orman Bölge Müdürlüğünün iştiraki ile fidanların toprakla buluşmasına tanıklık eden ve bundan da büyük mutluluk duyan ben, ellerimle diktim fidanımı. Artık benim de bir dikili ağcım var.
Kimbilir tuttuğunu, yeşerdiğini, büyüdüğünü görür müyüm bilinmez, (hep beraber görürüz inşallah!) doğaya hayat versin, can katsın, cansuyu olsun yeter!
Belediyemiz mükemmel bir organizasyon gerçekleştirdi. Başkanımız sayın Hanifi Toptaş’ın yeşile, ormana olan hassasiyeti sebebiyle bu mutluluğa ortak olurken, yeşile, doğaya ve ormanlarımıza sahip çıkmanın birinci şart olduğu kanaati bende iyice kök saldı.
Betonlaşma sebebiyle ormanlarımız süratle yok oluyor, özellikle zeytinlik alanlar yerini betona terk ediyor, insanlara yaşam alanı sınırlı sayıya iniyor, insanların nefes alabileceği alanlar küçülüyor, bu da yaşamı ve ormanlarda saklı olana oksijenin bize ulaşmasına engel oluyor!
Bu mutluluğa tanıklık eden sadece biz belediye çalışanları değil, basın oradaydı, öğrenciler oradaydı, bürokrasi zaten her zaman devletimizin yanındaydı, kapalı havaya rağmen yeşili mavi ile buluşturmak için herkes oradaydı.
Ne olur ormanlarımızı koruyalım!
Etrafında mangal, ateş yakmayalım. Sigara içip izmaritleri orta yere atmayalım!
Orman yangınları ile yaşam her geçen gün daha da çekilmez hale geliyor, tekrar canlandırmak için, toprağı fidanlarla buluşturmak için onlarca zaman ve maddi imkan sarf edilirken, bize düşen, çocuklarımıza daha temiz bir iklim, daha temiz bir çevre bırakmak için lütfen duyarlı olalım!
*
Sözün özü; Orman yangınından sonra umutlar yeniden filizleniyor. Bugün toprağa diktiğimiz fidanlar, geleceğe nefes olacak ve doğa küllerinden yeniden doğacak. Yeter ki biz sahip çıkalım!