banner1483

Konut fiyatlarının hızlı yükselişinin sebebi talep patlaması değil… Enflasyon kaç? İnanırsan yüzde 20’nin azıcık üzerinde. İnşaat maliyeti temmuz ayı itibarıyla yıllık yüzde 50’ye yükseldiği yazılıp konuşuluyor… Tabi piyasanın, halkın enflasyonu bu. TÜİK’in değil. TÜİK düşük gösterse de, inananı yok. Ona bakarsan emlak sektörü de güllük gülistanlık. Zannedersin emlak piyasası cennetten köşe.

Özellikle çimento… Yüzde 200'e yakın zam yedi… Haliyle bu durum fiyatlara da yansıyınca neredeyse maaş ile ev almak imkânsız hale geldi. Demir ve işçilik de buna ilave edince, bu sektörü besleyen alt sektörlere de yetişmek mümkün olamayınca, bırakın konutu, kümes almak bile mucizelere kalmış.

Artık normal bir ailenin oturabileceği 3+1’ler bile 1 milyonun üzerinde rakamlarla anılıyor, alınıp satılıyor.

*

Tamam, inşaatın iyi gitmesi yanında onlarca sektöre gelir kapısını açıyor.

Türkiye'nin büyüme hızına ivme ve katma değer katıyor. Bunlar da hep güzel… Yine de bir şeyler yanlış gidiyor.

Zira faizlerin bir artması ile bir kontrolsüz düşmesi sebebiyle hikâye çift yönlü değişti. Hem sermayenin getirisi arttı hem de kredi faizleri yükseldi, sonra da mucize kabilinden düşüverdi… İnşaata yatırım yapacağına faize koysa daha mı fazla kazanır acaba? Merkez Bankası faizleri düşürse de, piyasa pek tınlamıyor. Özel bankalar zaten kredi vermemek için bin dereden su getiriyor. Kaldı ki bu ortamda memurun, işçinin kredi çekip konut edinmesi hayal.

Emekli desen, dikiş tutmaz yama haline geldi.

*

Zira maliyetlerin coşmasıyla hele müteahhit arsayı pahalıya alıp projeye girdiyse büyük sıkıntı… Konutun en önemli müşteri kitlesi zar zor ayakta duruyor. Harcanabilir geliri artmayan hatta azalan geniş toplum kesimlerinin konuta talebi kısıldı…

Bankalar krediye doyduğu için muslukları kesti. İştahları kalmadı. Haliyle bu durum hem nakde dönüşü hem de satışları yavaşlattı.

*

Oysa konuta olan yüksek talebin ve fiyatların artışlarının başlıca sebebi ihtiyaç değil, Türk Lirası'na olan güven kaybı nedeniyle sektörün yatırım kalemine dönüşmesiydi.

Suni olarak yönlendirilen alternatif piyasaların kötü getirileri nedeniyle finansal birikimlerini konuta yönlendiren geniş bir kesim harekete geçti.

İnşaat işinin göbeği Onikişubat ilçesinde kayıtlı müteahhit sayısı herhalde 2  binin üzerinde… Doğukent tarafında kaç tane var, bilinmiyor.

Aklı yetenler, bu sektörün içinde olanlar bütün Avrupa kıtasında müteahhit sayısının 25 bin civarında olduğunu gösterse de, nüfusun Türkiye ile aynı olduğu Almanya'da müteahhit sayısı 3 bini geçmiyor.

Peki, tüm Türkiye'de kaç müteahhit var? Sıkı durun; 350 bin! Tarlada yetişse, verimli olmaz böylesine… Alıcısı olsa dünyaya ihraç ederiz, paraya para demeyiz.

*

İnşaat çok daha az sermaye gerektiren, çabuk sonuç verebilen, normal şartlarda bir yatırımın 15 yılda getirdiği geri dönüşü, 3-4 yıla indiren bir plasman… Gerçi bakakal dükkânı gibi açılınca, sermayesi de olmayınca, biri masa, bir sağa sola götürecek araba, bir de dükkân. Ahım şahım olmasına da gerek yok. Sekretere de…

Yandaşlar için sorunu bir yolla hallediyorlar… Büyükleriyle TOKİ'yi ortak yapıyorlar. Ya kalanlar? Fiyatların da yükselmesiyle adeta debeleniyorlar…

*

Bir de şu son senelerde zuhur eden ….EVİM’ler vardı, gerçi bir çoğu kapanıverdi. Bu finans kuruluşlarının BDDK’da teminatı olmayınca, güvenirliliği bulunmayınca, bugün çok sayıda mağdur yarattılar. Düşünün, faizsiz, kredisiz, teminatsız üstelik de gazoz parasına otomobil ve ev veriyorlar. Bu paralarla kimse kimseye öpücük bile vermezken, bu …evim’ler mantar gibi, pıtırak gibi çoğalınca, milletin de aklı gitti, müteahhitler bile neredeyse müşteri duasına çıkıyordu. Ha, içlerinde güvenilir olan, BDDK’nın teminatı altında olanlar yok mu, vaaaarr… Yatırımı onlara yapın yapacaksanız!

Ve bankalar… Güneşli günde şemsiyesini ödünç verip, yağmurlu günlerde geri isteyene finans kuruluşları. Para babaları…

Şu anda elinde en çok konutu olanlar, bankalar… Batık kredilerini hesaplamaya çalışıyorlar. Müteahhitlerin içine düştüğü inşaat çukurundan halen çıkamıyorlar.

Yine de mevcut hükümetin inşaat aşkı kolay kolay bitmez. Adamlar hâlâ para bulup Kanal İstanbul deyip etrafına apartman çıkma derdindeler… İlla sektöre destek atar.

Sorun bu iş kime yarar?

*

Müteahhitler Birliği var şahsım şehrinde. Adını unutmadıysam, Mehmet Kaya…

Telefon açtım, yanına gittim, “Bak böyleyken söyle, sektör can çekişiyor, müteahhit arkadaşlarınız eski günlerini çok arıyor. Çoğu kaçıp gitti, çoğu battı, bir kısmı da hapislerde yatıyor, birikimlerini korsan, kaçak, yeteneksiz müteahhitlere kaptıranlar perişan.  Gel, KENT KULİSİ canlı yayınına katıl, vatandaşı bilgilendir!” dedim.

Önce ha dedi,dedi, yes dedi, tabi dedi, okey dedi, olur dedi, tamam dedi, sonra aklına ne düştüyse, kim ne dediyse vazgeçti. Türkçesi cesaret edemedi.

Ama başkan mı, başkan!!!!!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol