banner1483

Her zaman meclis toplantılarına basın davet edilirdi. Bu kez, ki 43. gerçekleşiyordu, basın davet edilmedi. Edilecek olsaydık, mesaj gelirdi, gelmişti daha önceleri. Ancak ihtiyaç mı duyduk, içimizden mi geldi nedir bilmiyorum, gitme kararı aldık.

Gittiğimizde bir-iki gazeteci arkadaşımız oradaydı. Merhum Mehmet Balduk Salonu boş. Parmakla saysan 50 kişiyi ya bulur, ya bulmaz! Koltuk araları seyrekti ve herkes birbirine sanki mesafeli duruyordu. Gerek Meclis Başkanı Hanefi Öksüz, gerekse TSO Başkanı Şahin Balcıoğlu ve gerekse çiçeği burnundaki aday Mustafa Buluntu konuşurken, koltuk aralarında fısıltı eksik olmadı. 

Meclis Başkanı, deneyimli ve bu şehirde çoklu yatırımın, yatırımda çeşitliliğin öncüsü olan sayın Mehmet Hanifi Öksüz, muhtemelen bu meclisin son meclis olabileceğini söyledi. Şayet seçim takvimi belli olsaydı. Ama olmadı. Sanıyorum yakın tarihte, Ticaret ve Sanayi Odamızın kıymetli Başkanı sayın Şahin Balcıoğılu açıklayacak gibi bir vaziyet doğdu.

Bir şey dikkatimi çekti, ki çoğunun da dikkatinden kaçmadı, sayın Öksüz konuşurken, sürekli sanki gözümün içine bakıyor gibiydi. Sanki bir şeyler anlatmak ister gibi, sanki bir mesaj vermek ister gibi, bakışlarını üzerimden eksik etmedi.

Özellikle Hanifi Öksüz ve Mustafa Buluntu, gençliğe, genç yönetime, genç ekibe vurgu yaparlarken, sanki bir adayı işaret eder gibiydiler. Gençler elbette bizim umudumuz, bizim geleceğimiz, bizim yarınlarımızdı. Ama tecrübe de yabana atılacak unsur değildi, olamazdı.

Biz salona girdiğimizde, TSO Başkanı sayın Şahin Balcıoğlu konuşmasını yapıyordu. Görev süresi içinde yaptıklarını, icraatlarını, projelerini açıkladı. Ki hepsi de bu kent için, sanayi için, ticaret erbapları için elzem olan çalışmalardı. Başarılı bir sunum gerçekleştirdi ama sanki biraz keyfi yok gibiydi. Olabilirdi. Şimdiye kadar iki adayla seçime gidiyordu kurum.

*

Biri şey daha dikkatimi çekti, sanayi sektörünün ağır topları ya şehir dışındalardı, ya özel işleri vardı bilinmez, Oda’da oklardı. Gözlerim bir sayın beyefendi kişilik, yatırımları ile sektörün gözbebeği sayın Abdulkadir Kurtul’u, bir Organize Sanayi Bölge Başkanı, bu şehir, bu sektör için önemli olduğuna inandığım sayın Abdullah Çinkay’ı aradı. MÜSİAD Şube Başkanı Serdar Salih Çiçekçi’yi de göremedim salonda. Ama yoklardı, belki de gelmişlerdi de ben göremedim, bilmiyorum.

Şehrimizin, 1983’lü yıllardan itibaren başlamak üzere, teşvik yasası ile sanayileşmesinde büyük emekleri olan, bu şehir için, bu sektör için zamanını, imkânlarını, hatta sağlığını dahi heba eden, senelerdir bu şehre, sanayicilere abi’lik ombudsmanlık yaparak sektörde huzuru, barışı, istikrarı, dayanışmayı, istişareyi, yatırımı, daha çok yatırımı, üretimi, istihdamı ve kalkınma hamlesini nakış nakış işlemiş merhum Mehmet Balduk’un kızı Nazlı Ceylan Balduk Kurtul da yoktu.

Belki de taraf olmamak için gelmemişlerdi ki, ihtimaldir.

*

Bizim kronikleşen, adeta hastalık derecesine taşıdığımız bir özelliğimiz vardı. Birbirimizin ayağından çekmeye bayılıyoruz. Bu vurgu önemliydi. Kimse kartını açık oynamıyor, herkes kaçak güreşiyor, herkes nabza göre şerbet dağıtıyor, herkes yüze bir türlü, arkadan bin türlü laf ederek, adeta fitne üretim merkezine üye topluyordu.

Hem Öksüz, hem Balcıoğlu ve hem de Buluntu bu sağlıksız ve insanları üzen hastalığımıza son verilmesini önerirken, haklılardı. İnsanların, hepimizin de geçmişinde kırık cam parçaları, yanlış adımlar olmuştur. Kimsenin birini geçmişi ile özel hayatı ile geçmişte yaptığı hatalar ile yargılamaya hakkı yok. Kul kusursuz olmuyor, kul beşerdir, bazen şaşabiliyor. Peygamber torunu değiliz.

Ve kimse kimseye de ahlak dersi vermesin, mahallenin namus bekçiliğine soyunmasın! Şayet biri kurşuna dizilecekse, ilk kurşunu hiç günahı olmayan sıksın!

Önemli olan bugüne bakmak! Bu şehir için, bu sektör için, Allaha rızası için  yaptıklarına, yapacaklarına bakmak, not vermek, değerlendirmeye almak. Nihayetinde biz Ulucami’ye imam seçmiyoruz, atamıyoruz.

*

Gözden kaçmadı, belki çok üye farkındaydı, bir ‘üçüncü aday’ çıkartma gayretlerinin sürdüğünü ima eden Meclis Başkanı sayın Öksüz, birlik ve beraberlik vurgusunu yaparken haklıydı. Paramız vardı, tesislerimiz vardı, kazanıyorduk da, ama birlik ve beraberlik bize uzaktı. Aynı sektörden ekmek yiyenler bile birbirinin kuyusunu kazıyor, arkasından olmadık lafları sıralıyordu. Bunu bir Gaziantepli’de göremezdik, duyamazdık. Sonra da her fırsatta, her meselede Gaziantep’i örnek alınca, ‘Bizim onlardan neyimiz eksik!’ çemkirmeleri başlıyordu.

Gaziantep’te 11 veya 12. OSB konuşulurken, biz daha birini veya ikisini sağlıklı olarak hayata geçirememiş, içini dolduramamıştık. Sıkıntı buradaydı. Ve bizim yatırım alanlarına ihtiyacımız vardı. İhtisas Tekstil OSB için Öksüz ve arkadaşlarının gayreti bunun içindi. Çok şükür ki sorunlar ciddi ölçüde çözülüyordu.

Nitekim kıymetli başkan adayımız sayın Buluntu ki, dersine mükemmel çalışmış öğrenci gibi, hazırlıklı gelmişti. Duruşu, ifade tarzı, düzgün Türkçesi, diksiyonu ve teklemeden anlatımı, mimikleri ile ‘Ben bu işe varım, hazırım ve başarılı olacağıma inanıyorum! Ben bu Oda’ya yakışırım!’ mesajı veriyordu salondakilere.

Sunumu müthişti. Profesyonelce hazırlanmış projelerini açıklarken gözlerinin içinin güldüğünü fark edebiliyordum. Hepsi de ayağı yere basan projelerdi. İçlerinde uygulanmakta olan varsa da, bunları yeterli ve içi dolu bulmadığını da belirtmeden geçemiyordu.

Bir de üyelerin, özellikle ticaret erbaplarının temsilden yeteri kadar nasibini alamadıklarını, sadece aidat deposu olarak görüldüklerini, ticaret erbaplarının icraatlardan, toplantılardan, gezilerden, fuarlardan haberdar edilmediğinin de altını çizerken, gözler Balcıoğlu’na çevriliyordu.   

*

Bugün itibariyle sanayi sektörünün, şehrini abi’si konumundaki, her fırsatta, sektör için, şehrimiz için elini taşın altına koyan sayın Öksüz’ün önerileri, tavsiyeleri, görüş ve yorumları önemliydi, herkesin bundan ders çıkartması gerekiyordu. Bir başöğretmen edası vardı duruşunda.

O, artık bu şehrin, sanayi sektörünün abisiydi ve asayiş ber-kemaldi.

*

Bu şehre ilk örgü makinasını getiren, beyefendi kişiliği kadar şahsiyeti ile de her kesimden takdir görmüş, başarılı ve üreten, ihraç eden, istihdam sağlayan işadamı, TSO Başkanı Şahin Balcıoğlu’nun klasik şiir tadındaki sunumu ardından, başarılı Meclis Başkanı Hanifi Öksüz, seçim takvimini açıklayacaktı ama olmadı, bir başka güne kaldı.

Sanıyorum önümüzdeki hafta içinde Balcıoğlu bu takvimi açıklayacak.

Son sözlerime, eleştirilerime gelince; birlik ve beraberlik en büyük, en çok ihtiyaç duyduğumuz sermayemiz olmalı. Fitne üretmekten, birbirimizin ayağını çekmekten vazgeçerek, ihraç ürünleri üretmek varken birbirimizin aleyhine asılsız iddialar, çirkin iftiralar atarak bir yere varılmayacağının altını çizmem gerekiyor.

Son olarak, bugün itibariyle bünyesinde yaklaşık 10 bin üyeyi barındıran Ticaret ve Sanayi Odası kurumsal kimliğe bürünmeli, kurumsal kimlik yanında kurum hafızasının da iplik kadar, çelik tencere kadar, kumaş kadar önemli olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim.

*

Bir mini anekdotla yazıyı bitiriyorum, Amerika’lı bir işadamına sormuşlar, ‘Zenginsin, bu kadar servete nasıl ulaştın, nasıl zengin oldun!’

Amerikalı şu cevabı vermiş; ‘Size ilk 1 milyonun hesabını veremem. Ama ondan sonraki edindiğim servetimin hesabını rahatlıkla verebilirim!’

Ben de bu yazıdan ötürü herkese hesap verebilirim. Ama ilk 1 milyonu sormayın bana! Tek sermayem özgür düşüncem, eyvallahsız yazılarım, ama etik kurallar çerçevesinde mesleğini idame ettirmeye çalışan bir basın emekçisi diye adlandırın beni, yeter!

Özetle…

Evet, bir seçime gidiyoruz, savaşa değil. Etik kurallar çerçevesinde, belden aşağı vurmadan, incitmeden, kırmadan dökmeden olsun ne olacaksa. Kim kazanacaksa, kime hayırlı ise…

Seçime adım adım gidilirken, vakit daralırken; çok kalpler kırılacak, çok mesafeler açılacak, çok insan incinecek, çok selam-sabah kesilecek! Seçimi kim kazanırsa kazansın…

Ne diyorsam, o…

İtidal, birlik ve beraberlik anlayışı, ekip çalışması, şehir milliyetçiliği ruhu, sağduyu ve hassasiyet bizi başarıya götürecektir.

Nokta!

*

NOT: Dün DÜNYA Gazetesinde çıkan, şehrimizin önemli sanayicilerinden, işadamlarından değerli dostların ihracata, ekonomi ile alakalı görüşlerinin yer aldığı gazete haberine dair köşe yazım, yarın…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol