banner1572

Tabi bakkal dükkanı yönetmeye benzemez!

Yönetici olmak, bir kitleyi yönetmek, yönlendirmek, peşinden sürüklemek. Ya da bir işyerini kazanca yönelik çevirip çevirmek, aileyi yönetmek, üstlendiğin meslek ne olursa olsun hak yemeden, adaletle toplumu yönetmek, ayrı bir beceri ister.

Her insana nasip olmaz!

Günümüzde, özellikle ekonomik şartların her geçen gün daha kötüye gittiği şu günlerde, aile kavramının, komşuluk ilişkilerinin, adil olmayan adaletin, çıkara dayalı ortaklıkların hayat bulmadığı günümüzde, bırakın ortaklıkları, bırakın şirketi, bırakın siyaseti, çocuklarımızı yönetmek bile her geçen gün güçleşmeye başladı.

Çünkü toplum zıvanadan çıktı. Çünkü toplumda sevgi, saygı kalamadı. Çıkarı olmayan en yakınındakine selam bile vermekten imtina ediyor.

*

Meselemiz siyaset ve siyaseti yönetmek.

Siyasetin abisi, yani CEO’su yetenekli, barışçıl hareket eden, toplumsal değerler kadar insani değerlere de önem verdiğinde, herhangi bir siyasi parti ayrımı yapmadan şehrin çıkarı doğrultusunda kararlar alabilmek, toplumu kucaklamak, zor olsa da, seçilmişlerin bu yönde bir mecburiyeti var.

Bizde örneğin, abi olabilecek yetenekte, çapta, özgül ağırlıkta kim var?

Kime sorsanız yok diyecek.

Abi dediğinin çocuktan farkı yok!

Eleğini elemiş, ununu duvara asmış, artık metal yorgunluktan ne diyeceğini, nereye gideceğini bilemez hale gelenler, bu şehirde abilik yapamaz.

Yapamıyorlar da zaten.

*

Bir takım düşünün, sezonunu sonuna gelinmiş, bir alt lige düşmesi kesinleşmiş, oyuncular sahada adeta geziniyor, ‘maç bitse de gitsek!’ der gibi skor levhasındaki dakikaları dikizliyor.

Zaten ayakta duracak hali yok. Allah canımı al diye diye deli divaneler gibi dolaşırken sahada, tabi seyirci de ıslıklıyor.

Seyirci kül yutmaz! Oyuncunun çektiği numarayı yemez!

Ben örneğin ‘siyasetin abisi’ diye çıkacağım ortaya, toplumda karşılığı olmayan birinin koltuğunda kalması için ısrar edeceğim, sağda solda pot kıracağım, espri yapmak ne kelime, gülümsemeyi bile seçmenden, çevremden, arkadaşlarımdan esirgeyeceğim, şehre dair hikâye de yazmak gibi niyetten uzağım, benden ne köy olur, ne kasaba!

*

Zaten yukarısına giden raporlar dosyalanıyor. Bir kelebek ömrü kadar kalan siyasi ömürler tükendiğinde, birkaç hafta sonda ismini dahi hatırlayan çıkmayacak.

Aynı şey ticaret için de geçerli. Sanayicilerin, ticaret erbabının abisi de yok bu şehirde. Bırakın sanayi esnafını, kendi çalışanları içinde bile kredisi, itibarı olmayanlar, ancak yapabilirlerse kardeşlerine abilik yapar.

Sana, bana, bize değil.

*

Özetle, biz ne çekiyorsak dört dörtlük abimizin olmamasından, bizi temsil edecek, bizi yönlendirecek, bizi hareketli ve bereketli kılacak adımlar atamıyorsa ister sanayi baronu olsun, ister siyasetin patronu, kusura bakmasın, ‘pabucumun abisi’ derlerse üzülmesin!

Ha, bu şehre müstehak mı, fazlasıyla!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1413

banner1560

banner1574

banner1575