Rezerv alanı meselesi ve Ekinözü

11 Haziran 2024, 13:35

Depremden sonra şehirlerin ihya ve inşası için devlet devreye girdi, TOKİ ve Emlakkonut vasıtasıyla yapılanmaya gidilince, Allah yalanı sevmez, şehir bir anda şantiye alanına döndü.

Her tarafta adını sanını bilmediğimiz büyük büyük araçlar, makinalar ve çalışanlar, binaları, konutları yükseltmeye başlayınca, vatandaş da mutlu olmaya başladı. En azından yarınlarına dair endişeleri silindi kafalarından.

Diyorum ya, Allah devlete millete zeval vermesin!

Fakat vatandaşın kafası karışık olduğu kadar kafasının tasının atmasına ramak kalmış olmalı ki, yine sektörün ve Bakanlık kararıyla bazı alanların rezerv alanı ilan edilmesi, vatandaşı yerinden yurdundan etme çalışmaları, esnafı isyan noktasına taşıdı.

Zaten şehirde ikamet edecek konut kalmadığı gibi, olanlar da ateş pahası iken, işyeri sıkıntısı sürüyor. Bu süreçte rezerv alanı sebebiyle insanları mağdur edercesine işyerlerinden koparmak, haklı olarak vatandaşı çileden çıkarttı. Hatta eylem yapanlar bile oldu.

CHP Milletvekili Ali Öztunç da meseleyi Mecliste gündeme taşıdı. Halkın, esnafın yükselen sesi oluverdi.

Rezerv alanı içinde olmasına rağmen, yapı stoku ve kat şartlarının uygunluğuna rağmen sağlam binaların yıkılacak olması, sesleri daha da yükseltirken, bayramdan sonra birçok işyerinin yıkılacak olması, mağduriyetlerin üzerine tuz biber ekmeye başladı.

Örneğin Milletvekili Ali Öztunç, Dulkadiroğlu ilçe teşkilatında düzenlediği basın toplatışında, özellikle Ekinözü ilçesinin tamamının rezerv alanı içine alınmasını önerdi.

Zira ilçe depremde ciddi yıkım yaşadı ve birçok konut, işyeri yerle bir olurken, Öztunç, ilçede Aşağıiçmeler, Yukarıiçmeler’in birleştirilerek, bir bütün halinde rezerv alanı içine dahil edilmesini önermesi mantıklı geldi.

Ne demek Aşağıiçmeler, ne demek Yukarıiçimeler. İlçe sağlık turizminin önemli bir merkezi ise vakit geçirilmeden ilçe baştan aşağı rezerv alanı kapsamına alınmalı, ilçe yeniden ihya ve inşa edilmelidir.

Merkeze gelecek olursam, Arıkan’lara ait olduğu bilinen Kıbrıs Meydanına bakan yüzünde ve Derepazarı içerisindeki işyerlerinin de yıkılacak olması, şehirde zaten yok hükmündeki işyerleri sıkıntısını da beraberinde getirirken, İş Bankası ile Semerciler Çarşısı arasındaki 11 işyerinin de bu kapsam içerisinde bayramdan sonra yıkılacak olması, esnafı tedirgin ediyor.

İsyanları, tepkileri bu yönden. Bir işyeri bulana kadar, taşınabilme fırsatı adına süreyi uzatın, kolaylık sağlayın. Sanki ha deyince işyeri bulunuyor. Bulunsa da ateş pahası herşey. Esnaf zaten bitmiş vaziyette, bir de siz üzerine tuz biber ekmeyin, suça, günaha ortak olmayın.

Büyükşehir Belediyesinin bu meselede yapabileceği bir şey yok. Hadise ve tebligatlar tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uhdesinde, sorumluluğunda ve yetkisinde.

Tamam da, bayram sonrası bu alanları yıktığınızda yaklaşık 450 kadar esnaf nereye gider, nerede ekmeğini çıkartır, nerede yaşar?

Zaten deprem vurmuş, Allah vurmuş bir de siz vurmayın yeter!

Bir de bu açıdan bakmak gerekiyor.