banner1483

Haberlerini ciddiye almaz, sofra örtüsü bile yapmaktan, camı kirletir diye cam bile silmekten imtina ettiğim Takvim Gazetesini bir spor haberleri, bir de değerli dostum, Erzincan’lı Hakkı Yalçın’ın yazıları için alırım. Zaman zaman onun yazılarından da alıntı yaparım.

Eklentilerle birlikte bu da onlardan biri.

Eşyaların insanlardan çok yaşadığı devirlerin çocuklarıyız biz, diyecektim, vazgeçtim. Şimdi insanlar bütçesine, ödeme gücüne bakmadan, ayağını yorganına göre uzatmadan, neredeyse senede bir eşyalarını değiştirmeye yelteniyorlar.

Mahalle ağzıyla yazacak olursam, ayranı yok içmeye, tahterevalli ile gider ihtiyaç görmeye…

Az yaşayan insanların derin izler bıraktığı mevsimlerin çocuklarıyız. Hadi buna büyükleri de ekleyelim.

O yüzden "asalet nedir?" diye sorduklarında gerçek sanatçıları gösteririz.

Gerçek sanatçılar hem toplumun aynasıdır hem rehberi.

Sadri Alışık'ı, merhum Turist Ömer’i bugünün gençleri ve çocukları pek bilmez.

Filmleri oynatılmaz ekranlarda, muhabbetlerde konusu geçmez.

Şu sıralar Bir Zamanlar Çukurova dizisinde izlediğimiz oğlu Kerem Alışık tarafından adına açılan sanat merkezinden yetişen oyuncular bilir Sadri Alışık'ı.

Ve onun filmleriyle büyüyen bizim gibiler.

*

Sadri Alışık sokaktaki sefil çocuklara cebindeki son kuruşu verirken eğilir ve onlarla aynı boy hizasına gelirdi.

Çocuklara eğilmek büyüklüğün şanından gelirdi.

Onların ayakkabılarını bağlamak için de eğilirdi, dostlarının dizlerinin çözülen dizlerinin bağları için de.

Neyin afra tafrası, neyin kibri?

Konuşurken bile sesi acıtırdı yüreklerimizi.

O yüzden Sadri Alışık sadece bir sinema sanatçısı değildi.

Mahallelere ilham veren, delikanlılığa gönül veren onurlu bir insandı.

Boş cebinden çıkardığı elini uzatırdı gönül zenginliğiyle.

Pantolon bankasında!

*

Mekanı cennet olsun, Sadri Alışık diğer sanatçıların da ışığıydı, balkanların sarmaşığı Ekmekle oynamazdı Sadri Alışık küfretmezdi mekan basmaz, vicdan ve zarafetin insanlığın kitabında yazılı olduğunu bilirdi.

O yüzden Sadri Alışık kuşağı talihli bir kuşaktır, zeytin ekmekle doysa da.

O yüzden Sadri Alışık döneminin sanat ve futbol resimleri bugün bile tarihten sızan ışıktır.

*

Bir zamanlar futbol güneşin altında oynanan oyundu, karanlık adamların peydahlanması gece maçlarını beraberinde getirdi. Ruhlar karanlık olduğu için, gece lamba ışıkları da yetersiz kalıyor!

Çirkinliğin itibar görmesi televizyonların evlere girmesiyle başladı.

Gaz odalarında adalet adına tek kelime etmeyenler popülerlik sevdasını özne yaparken, güneş bu ülkede kimlere doğar?

Çocuklara doğmadığına göre!

*

Paradan başka hiçbir gerçeğin özne olmadığı bir düzendeyiz artık.

Asaletin de büyüsü bitti adaletin de. El üstünde tutulan adamların gözlerine bakıyorum göz değil, sözlerine bakıyorum söz değil.

"Neden Sadri Alışık benzeri bir adam yok?" diyorum ekranların hayatında!

Cevabını gerçekler veriyor.

"Film icabı da olsa üretilen zorbalık televizyonların sosyal statüsüdür."

*

Bitirimliğin hem sanat dünyasında hem futbolda itibar gördüğü bir düzende çocuklar için kahroluyorum.

Kötü insanların paha biçilmez olduğu bir düzende ölü çocuklarını doğuruyor hayat.

Bizim çocuklarımızı!

Çünkü onların rehberlerinde zerre kadar sevgi ve saygı yok ve sadece paraya uzanıyor elleri.

Yere düşene değil!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol