Editör
Editör
Yazarın Makaleleri
Arsızı, hırsızı serbest bırakıp, merhameti, vicdanı tutuklamak…
Yılmaz Özdil'in 16 Temmuz tarihli yazısından bazı bölümleri, ibret-i alem için köşeme taşıyorum. Ülkemin yaşadığı güven sorunu bundan daha iyi anlatılamazdı. Gelinen noktada fuhuş serbest, arsızlık zaten memlekette para ediyor...
Oynayan oynayana!..
‘Oynatmaya az kaldı!' diyecektim, AK Partili dostlarım, ‘Mehmet abi yine rahat durmuyorsun, hayırdır seni kızdıracak ne oldu, kim kafanı bozdu?' tarzındaki sitemlerini duyacağımı bildiğim için, siyasi arenada istediği gibi at oynatanları...
Hadi gel, Kasım’da erken seçime gidelim!
Havalar sıcak mı sıcak, insan bunalıyor ve çoğu zaman da dışarı çıkasım gelmiyor. Malum, biz 70'i devireli seneler oldu, tehennili hareket etmem gerekiyor. Gerekiyor da, görev aşkı ve memleketime olan sorumluluğum, yaş maş dinlemiyor...
Rüzgâr gelecek delikleri tıkamak!
Aslında bu yazının başlığı, hani her başkan, her siyasetçi, her önüne gelen ‘kadim şehir' diyor ya bizim için, ben de cinlik, fesatlık olsun diye ‘Maraş 5'ten büyük mü?' diyecektim, baktım şimdi kalkıp o anlı şanlı(!)...
Celalettin Güvenç’i anlamak ve anlatmak…
Her kim ise konu, mesele; tanımadan, bilmeden ne anlatırsınız, ne anlarsınız. Her zaman derim ya, 'Gördüm ve başımdan geçti demek, duydum demekten daha iyi muhakeme şeklidir!” Kulaktan dolma bilgiler, asılsız ve mesnetsiz iddialar insanları...
'İddia ediliyor' gazeteciliği!
Gazeteciliğe sahip çıkmak, gazeteciliğin ilkelerine ve ahlakına sahip çıkmakla mümkün.. Büyüklerimizden böyle öğrendik.. Elbette hatalarımız olmuştur, ama yaşam standardımıza baktığınızda, bu değerlere uymuş olmanın çıtasını...
Sahada top çeviren mi, topu taca atan mı, topu oyuna sokan siyasetçi mi daha başarılı?
Branş olarak toplumda en çok dikkat çeken, üstelik şehirlerin de tanıtımında önemli rol oynayan, büyük küçük herkesin tuttuğu birtakımı olan, fırsat buldukça da herkesin oynamaya çalıştığı spor, futbol… İzleyeni, taraftarı en...
Başkan Okumuş’un 2. meydanı ve kibir abideleri…
Ve nüfusu 100 bine yaklaşan ilçeye şanına yakışır belediye hizmete sarayı diker, yanına da Kaymakamlık binasını monte ederken, ilaveten metrop0ol ilçelerimiz de bu sarayları ilçesine kazandırır, takiben Afşin, Andırın ve Göksun sırasını...
Kripto hayatları mahvederken ve bitcoin krizi…
Gözümüz aydın, nur topu bir krizimiz daha oldu. Adını ne koyarsanız koyun. İsim koymaya da gerek yok, çünkü kriz ölü doğdu, ki doğacı da belliydi. En popüler kripto para birimlerinden ikisi olan Bitcoin ve Luna fiyatları birçok uzmanın...
Gönlünü verseydin ömrümü verirdim, şimdi ömrünü versen de gönlümü alamazsın!
Hani türküde, halk dilinde diyor, söyleniyor ya, 'Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye!” Seninki de o hesap be ede! Hangi tıynette, karakterde olduğun da belli değil, bu bakımdan çözemedim seni. Sağda mısın, solda mısın,...
Hal’den anlayan Halit Orhan’ı anlamak ve anlatmak…
İnsan psikolojisini iyi tahlil eden, insanların ruh halini tahlilde sıkıntı çekemeyen, varlığı ve yokluğu bilen, yüreğinde biriktirdiği insanlarla yol yürümeyi ilke edinen ve hayırda yarışan insanlar için, ‘Halden anlayan adam!'...
Ayvalı Sulama Birliği ve Erol Geyik gitti, gidiyor!
Son günlerin çok tartışılan, çok konuşulan ve çok yazılan meselesi bu iken, çiftçinin ürünleri tarlada çürümeye, saman olmaya aday iken, tam da sulama mevsiminde kendine ihtiyaç duyulurken, Sulama Birlik Başkanı Erol Geyik'in izne...
Sami Kervancıoğlu’nu anlamak ve anlatmak…
Hem gazetemin, hem de maraskimlik.com'un yazarı olunca, üstelik de bir aile bağı yanında gönül bağı da olunca aramızda, hani terzi kendi söküğünü dikemez derlermiş ya, benimkisi de o hesap, galiba Sami ustamızı anlamak değil de, anlatırken...
Kel başa şimşir tarak!
Günümüzde kullanılan pek çok atasözü ve deyimin geçmişini merak ederiz. İşte onlardan bir tanesi... Şimşir sözcüğü, kılıç anlamına gelir. Deyimde kullanılan şimşir sözünün aslı çok sert ve dayanıklı olduğundan, tarak, cetvel...
Elbistan müzik festivali, Gürbüz’ün tutumu, Demet Akalın’ın MADO saplantısı
Uzun uzadıya yazmaya gerek yok, insanoğlunun sosyalleşmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Belediyeler, sadece teknik anlamda hizmet vermezler. Herşey asfalt, kilit parke, park-bahçe değil. Sosyal belediyecilik de insanlar için gerekli. Sosyal belediyeciliğin...
Kopya çekmeye mecbur değilsin, dersine çalış!
Hiç kimse, ama hiç kimse, görevi ne olursa olsun, bir işin başına geçtiğinde elinde sihirli deynek yoktur. Bürokrattan siyasetçi, diğer adıyla belediye başkanı olmaz denilse de, göreve gelenlerin, ya da seçilmişlerin ilk işleri...
Ayılana gazoz, bayılana kolonya ikramımdır!
Peçeteyi de kim tutarsa tutsun! Şarkısını, filmini bıraktım bir tarafa da, ben işin magazin, şamata ve gırgır tarafında olan birisi olarak, şahsım şehrindeki her nerede ve nasıl yaşanıyorsa silahlı kavgaların sayısının artmasından...
Prof. DR. Mahmut Yardımcıoğlu’nu anlamak ve anlatmak…
Allah yalanı sevmez, ben bu adamı çok sevdim, seviyorum. Dobra, mert, açık sözlü, hani eskilerin deyimi ile, sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemeyen kimselerden. Sözünün nereye gittiğini, gideceğini iyi biliyor. O bakımdan, senelerini...
Eşek arısından bal beklemek!
Sakın aklınızdan geçirmeyin, sakın beklenti içine girmeyin, sakın ‘beklersem muradıma ererim!' diye düşünmeyin, sakın ha kendinizi kaptırıp da hesap-kitap içinde olmayın, sakın ha arıların lafına güvenip de bir başkasına taahhütte...
Mehmet Parlakyiğit’i anlatmak ve anlamak…
Senelerdir, mesleği ne olursa olsun, insanların kalbine girmiş, sadece mensubu olduğu partide değil, sadece tuttuğu takımdan dolayı hiç değil, toplumda karşılık bulmuş, insan biriktirmiş, insan odaklı icraatlar sergilemiş insanları burada...
Serhat Gümüş’ü anlamak ve anlatmak
Biz zaman zaman, bu şehirde başarı hikâyeleri yazmış, kendine dair hikâyeleri de olan, insanların yaşam kalitesine katkı sağlayan insanları onure etmek adına size servis ederken, bu değerli dostların kurdukları gönül bağı ile çevresinde...
Cebimde yoktu, yüreğimden verdim!
Usta yazar, şair Nazım Hikmet'in eserinden arakladım başlığı. Zaman zaman kendi kendime beyin jimnastiği yapıyor, aklımı kontrole çalışıyor, ruhumda esen fırtınalara kapılarak kendimi rüzgarın akışına amı bırakıyorum diye düşünmüyorum...
Bir hanımefendi diyor ki;
'1919 yılı idi. İstanbul baştan aşağı İngilizlerin işgali altındaydı. Liseyi yeni bitirmiştim. Güzel bir kızdım. Dünür gelmeye başladılar. Biri avukatmış. Gösterdiler uzaktan, boylu poslu yakışıklı bir delikanlıydı, beğendim....
Kaybolan eşek bulundu mu?
Yüce Mevlam, fakirin önce eşeğini kaybettirir, sonra sevindirirmiş. Hatırlayın, bir zamanlar İstanbul Adalar'da kaybolan atlar vardı. Her gün haberleri çıkardı. Kimisi kesilip sucuk olmuştur, kimi bakımsızlıktan ölmüştür, kimileri...