banner1482

Pazarcık ilçemiz için bu bölgenin Alamanyası derler. Biliyoruz ki, bu bölgede yaşayan vatandaşlarımızın çoğu ışında ekmeğini kazandı, rızkını kovaladı. Halen de öyle. Bir anlamda halkın refah düzeyi yüksek diyebiliriz. Kaldı ki merkeze Türkoğlu’ndan sonra en yakın ilçemiz. Ancak kabul etmek gerekirse, ticaretinin çoğunu Gaziantep ile yaparlar.

Sosyal medyada gezinirken, bir okurumun (Yemliha Çetin) sitemi, kahrı, bir anlamda isyanı çıktı karşıma. Olmayan, senelerdir hayata geçirilemeyen küçük sanayi sitesi için ‘Bu vebal kimin?’ diye sormuş ve demiş ki; “Pazarcık Küçük Sanayii Sitesi ile ilgili bu açıklamayı kendime vicdan borcu olarak gördüğümden yazıyorum. Yarın bir gün hak divanda, bu memleketin evlatlarının yakama yapışıp hesap sormasından korktuğum için yazıyorum. Dünyanın en nadide beldesi olan Pazarcık’ta bir sanayii sitesinin olmamasının verdiği utanç duygusu ile yazıyorum. Bunu bir öz eleştiri olarak göreceğiniz ümidiyle, affınıza sığınarak yazıyorum.

Bugüne kadar yapılamayan sanayii sitesinin vebali kimin?

- Her gelenin ilk vaadi olmasına rağmen, tek gayreti esnafı avutmaktan öteye gitmeyen gelmiş geçmiş bütün siyasilerindir.

- Siyasi otoritenin sözlerini sorgulamayan, hatırlatamayan, her platformda dillendiremeyen esnafın sorunlarından ve memleket meselelerinden bihaber sivil toplum örgütlerinindir.

- Bu güne kadar esnafı bilgilendirip ortak bilinç oluşturamayan, daha arsa alımı için bir girişimde bile bulunamayan, talip olduğu arsanın mahkeme sürecine taşınmasından ve davanın takibinden bi haber, üyelerinden ve esnaftan kopuk küçük sanayi kooperatifi yönetiminindir.

- Siz ne iş yaparsınız diye hesap sormayan, ‘bana ne’ci zihniyetin tutsağı kooperatif üyelerinindir.

- Zihinleri bulandırmak ve top çevirmekten öteye geçmeyen, çözüm üretmekten uzak, esnafın çatı örgütü konumundaki esnaf sanatkarlar odasınındır.

- TOKİ ile oturup imza atan, ardından gelip “TOKİ çok pahalı bu anlaşmayı bozalım” diye esnafı dolduranlarındır.

- Seçim bildirgesinde küçük sanayi sitesi vaadinde bulunan ama bırakın sanayi sitesini üç yıldır mahkemelik olan arsanın ahvalini bile merak etmeyen Büyükşehir Belediyesinindir.

- Sanayi bizim kırmızı çizgimizdir diyen fakat bu süreçte sessiz kalan Pazarcık Belediyesinindir.

- Talipli olunan ve mahkemeye taşınan hazine arazisini savunmaktan aciz, daha bir avukat bile tahsis etmeyen, milyonluk bir arazi için sadece bir memurunu muhakkik tayin etmekle yetinen kamu kurumunundur.

- Elinden kalem, kamera, gazete düşmeyen her konuda bir fikri olan ama bu konuda duyarsız kalan bunca aydın, yazar, çizer, gazetecinindir.

- Tüm bunlar göz önünde olurken vatandaşlık vazifesini sadece oy kullanma tercihinden ibaret sanan ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir şehir bırakma borcu olan biz Pazarcık halkınındır.

Bu ayıp bize yeter... Her üzerine alınması gerekenin kendine pay çıkarması ümidiyle.”

*

Yemliha Çetin kardeşimizin Sitemi, kahrı ve isyanını tam bitirmiştim ki, bir önceki dönem bu ilçemizde belediye başkanlığı yapmış, başarısı ve varlığı ile onur duyduğum kardeşimiz Yakup Hamdi Bozdağ’ın açıklaması ile karşılaştım.

Meseleye tamı tamamına açıklık getiriyordu yüreklice, cesurca, alnı açık şekilde.

Şimdi de sayın Yakup Hamdi Bozdağ Başkanımın açıklamasına bakalım; “Sosyal medyada bugün Yemliha Çetin kardeşimizin Pazarcık küçük sanayi sitesi ile ilgili yazısını okudum. Yapılan çirkin yorumları görünce dönemin Belediye Başkanı olarak cevap hakkım doğmuştur.

Seçim vaatlerimden biri de küçük sanayi sitesi idi. PESOB başkanı Kemal Salim ve sanayi esnaflarımızla birlikte toplantılar yaparak, sanayimizi müteahhitlerle mi yoksa devlet garantisi olan TOKİ ile mi yapalım diyerek birçok istişarelerde bulunduk. Bu istişareler neticesinde ''müteahhitler iflas edebilir, TOKİ daha garanti olur'' diyerek TOKİ'ye karar verdik. Pazarcık’ta ilk kez Milletvekili, Kaymakam, Belediye Başkanı, İlçe Garnizon Komutanı, PESOB başkanı, Kooperatif başkanı Murat Çoraplı ile birlikte TOKİ Başkanlığına defalarca gittik. TOKİ sanayi siteleri için bir karar almış, en fazla 36 ay vade ile yaptıklarını söylediler. Hatta TOKİ başkanı kendi ilçesine bile bu şartlarla yaptırdığını, bu vadenin üzerine çıkamayacaklarını beyan etti. Bütün ümitlerimiz kırılmışken 2 ay sonra bir arkadaşım vasıtasıyla TOKİ'de üst düzey bir yetkilinin odasında ben ve PESOB Başkanı Kemal Salim yarım saat görüşerek esnafımızın durumunu anlattık. 60 ay vade konusunda kendilerinden destek istedik. 15-20 gün sonra görüştüğümüz yetkili beni cepten arayarak ''hayırlı olsun 60 ay vade olacak'' dedi. O an ki mutluluğumu anlatamam. Çünkü ben çalışma hayatımda hiçbir işi bu kadar kovalamadım. Neticede 25 Ocak 2018 tarihinde ilgili taraflarla protokol imzalanmıştır.

Asıl olay bundan sonra cereyan etti. ''60 ay nasılsa olmaz'' diyen, olunca da başarımızı istemeyen, 2007'den bu yana çözülemeyen bu sorunun kısa zamanda sonuçlanmasından rahatsız olan ve daha ihaleye çıkmadan bütün esnaflarımızı ''metrekaresi 1600-1800 TL'' diyerek yalan beyanlarla dolduran, esnaflıkla alakası olmayan birkaç çapulcu yüzünden, esnaflarımız taksitleri ödeyememe düşüncesine kapılmışlardır. (Bizim protokolün imzalandığı aynı ay içinde, Aksaray ilimizde TOKİ 3500 dükkanın ihalesini 36 ay vade ile metrekaresi 1000 TL'nin altında yapmıştı.) Bunu da Belediye konferans salonunda esnaflarımıza anlattık. Sanayi sitemizin yapımı için kooperatifimizin anlaştığı mimarın hazırladığı 3 boyutlu görseli de esnaflarımıza sunduk.

Eğer esnaflarımız kandırılmamış olsaydı bugün küçük sanayi sitemizin yüzde yetmişi bitmiş olacaktı. 2020 yılında da demir ve çimento fiyatlarının nasıl arttığını herkes çok iyi biliyor. Orda da esnafımızın büyük kazancı olacaktı.

Esnafımızı temsil eden arkadaşlar protokolü neden imzaladılar?

Yine bu arkadaşlar niçin imzalarının arkasında durmadılar?

En kısa ve en yalın haliyle durumu buradan özetlemeye çalıştım. Ben esnafımıza verdiğim sözü tuttum ve küçük sanayi sitemizi protokolle yapım aşamasına kadar getirdim. Bu konuda alnım açık başım dik. Her platformda da belgeleriyle birlikte taraflarla tartışmaya açığım.”

*

Daha ne yapsın, daha ne desin sayın Bozdağ. Meseleyi özetlemiş, elinden gelen gayreti göstermiş. Yani yüzmüş yüzmüş, kuyruğuna kadar getirmiş meseleyi.

Şimdi top mevcut Pazarcık Belediye Başkanı İbrahim Yılmazcan ile Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör’de. Ve tabi ki en büyük sorumluluk ve yük, siz isterseniz bunun adına vebal de diyebilirsiniz, siyasilerimizde ve bürokratlarımızda.

Ne yani, Pazarcık ilçemiz bir küçük sanayi sitesini hak etmiyor mu? Diyorum ve aradan çekiliyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol