banner1483

Birkaç gündür ulusal basın ve şehir bu meseleyi yazıyor, konuşuyor. Tabi insanların inançları, tuttukları takım, gönül verdikleri siyasi irade farklı olunca, hani bir söz var, ‘eşeğin kuyruğunu kesersen, kimi uzun der, kimi kısa’ bu da o hesaba dönüştü, herkes kafasına, meşrebine ve duygularına göre yorum getirdi.

Öyle ki, hadiseyi, gündemi 1978 Maraş Olaylarına getirenler, taşıyanlar da olunca, iş mezhepçiliğe kadar uzandı.

Gazeteci-yazar Çiğdem Toker, pazartesi günkü yazısında, özel nitelikli kişisel veriler meselesini gündeme taşımış, olay büyük yankı uyandırmıştı.

Tabi muhalefet bunu kullandı, alıp farklı mecralara taşıdı. Büyükşehir Belediyesi ile gazeteci-yazar Çiğdem Toker arasında bir telefon, tıvıtır trafiği yaşanınca, Büyükşehir Belediyesi Çiğdem hanımla görüşüp, olayı bütün çıplaklığı ile anlatınca, yazar da bir açıklama, köşesinde meseleyi daha net biçimde okurlarına duyurma kararı aldı, cevap hakkına saygı gereği değerlendirmelere yer verdi.

Doğrusu buydu.

*

Evet, Belediyenin özel verilerle işi yok! Herkesin ırkı, mezhebi, cinsiyeti, özel yaşamı kendine.

Bakın, Büyükşehir Belediyesi yazar Toker’e ne diyor açıklamasında; “Kanun gereği bizim bu bilgileri sunuyor almamız gerekiyor. Yoksa Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi olarak özele nitelikli verilerle bir işimizi yok. onları işlemiyoruz. Çalışanlardan da ırk, mezhep, cinsellik gibi konularda herhangi bir geri dönüş istemiyoruz!”

Sağ olsun, gazeteci-yazar hanımefendi de bu açıklamalara aynen yer vererek, bilgi kirliliğinin önlenmesi adına gerçek anlamda gazetecilik görevini yerine getiriyor.

Tabi muhalefet iki seksen yerle yeksan!

*

Aslında bu meseleyi uzatmak, insanları büsbütün germek istemiyorum.

İsterseniz yazıyı, Toker’in yazısındaki son iki paragrafı sayfaya taşıyarak yazıya nokta koyayım da, maraza çıkmasın!

“Sonuç, bu yazı ve yazı dolayısıyla yaptığım görüşmelerden, kişisel verilerin korunması kanunu ve uygulamasına dair farkındalık konusunda, daha alınacak çok mesafe olduğu izlenimi edindim.

Belirtmeden geçemeyeyim, yaptığımız görüşmede, öncelikle yazımın sonundaki ‘Maraş Katliamı’na atıfta bulunan kısmından üzüntü duyulduğu, şehrin bunca zaman sonra ‘bu olayla’ değil, kalkınma ve gelişmişlikle anılmak istendiği de belirtildi.”

Nokta!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol