Bilen bilir, hayatını okuyan, şiirlerini bilen insanların büyük üstada dil uzatmak gibi bir edepsizliği olamaz.

Konumuz büyük düşünür, edebiyatçı, şair ve yazar; şehrimizin yetiştirdiği nadide kıymet üstad Necip Fazıl Kısakürek.

Maraş’ta doğmamış olsa bile, köke bak!

O, sadece şehrimize değil, tüm Türkiye’ye, hatta dünya edebiyat tarihine geçmiş bir düşünür. Çektiği çileleri, sanat ve edebiyat dünyasına kazandırdıklarını göz ardı edip, kalkıp da onun özel hayatına girmek, yok bilmem şundan para istedi, yok bilmem kimden yardım dilendi gibi hiç de etik olmayan tavırlar sergilemek, sanat ve edebiyat dünyasına hakarettir, ihanettir.

Her yerde bunlar konuşuluyor, yazılıyor, okunuyor.

Onu çok iyi bilenler, tahlil edenler, sükuta bürünmüş vaziyette iken, yine de içinden geçirmeden yapanlar var;  “Üstadın böyle şeyler yazması imkansız!” deyip şaire toz kondurmasalar da, içlerinden bir acaba…’dır gidiyor.

Neden?

Necip Fazıl Kısakürek üzerinden prim yapmak.

ADNAN MENDERES’E MEKTUP YAZDI MI?

Tarihe meraklı, düşkün birisi olarak, bu tür yardım mektuplarının ulusal gazetelerde çıkması ardından derin bir araştırma içine girdim.

Hatta, bazıları utanmadan üstadın kumara düşkünlüğünü bile yazıverdi. Bir tarafta sanatı, diğer tarafta ise özel hayatı vardır insanların, bu ikisi birbirinden tamamen ayrıdır ama, Türk edebiyatının önemli şairlerinden olan Necip Fazıl maalesef toplumdaki kamplaşmanın sembollerinden biri haline getirildiği için, şiiri ile özel hayatı kolayca birbirine karıştırılmaktadır.

Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’e mektup yazmış da, para istemiş. Kumar borcunu kapatmak için. 

Dedim ya, bundan prim yapmaya çalışanlar var.

Tanınacaksan, öne çıkacaksan, ünlü olacaksan, ünlü birine vuracaksın ki, şanın şöhretin artsın!

Nasıl şan şöhret ise!

Üstelik de, Menderes döneminde 102 yıl hapsi isteniyor. Akıl kârı mı?

KİN KOKAN YAZILAR

Üstelik ortada sosyal medya denen yerlerde son özellikle Aralık 2012 ayı içerisinde yazılan ve kin kokan mesajlar meselesi de var.

Bazıları daha ileri gitmişler, aşık olduğu kadına yazılan mektupları yayınlamışlar.

Hepimizin günlük yaşamında birilerine, sevdiklerine (zaten insan sevdiklerine, yakınlarına mektup yazar genellikle – ticari  ve toplumsal mektuplar, talepler hariç) mektup yazmıştır,  yazması da gayet normaldir. İnsan birine gönül verir, kime ne?

O kadına, 1030’lu yıllarda mektup yazmış da, “Gel…” demiş.

Kime ne?

DÜNYA ÜNLÜLER ANSİKLOPEDİSİNDEKİ ŞAİR

Bilmem bilir misiniz, Necip Fazıl Kısakürek, dünya ünlüler ansiklopedisinde yer alan 4 Maraşlıdan birisi…

Diğer ikisinin soyadı Beyazıt, diğeri de Elbistanlı Mükremin Halil Yinanç’tır.

Hal böyle olunca, bu büyük üstadı küçük düşürmek adına özele hayatına balıklama dalmak, ne gazeteciliktir, ne insanlık.

Derseniz ki, ünlülerin özel hayatları didik didik edilir, bunu yapmak da gazetecilerin görevidir.

Pes yani, pes doğrusu!


 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol