banner1483

Tarımdan sanayiye evrimleşen şahsım şehrinde rol model, kentin kaderini ve çehresini değiştirecek güç ve yetenekte aktörler de mevcut iken, senelerdir bu şehre siyaseten, ticareten ve toplumsal anlamda söz sahibi olabilecek, karar verebilecek bir abi aradık.

Bunun açısını, yokluğunu hep çektik. Birini örnek ve aday gösterdiğimizde, kırk dereden su getirdik, ‘Ondan abi olmaz!’ diyerek burun kıvırınca, kimse de abi olmak için kendini ortaya atmadı, öne atılmadı.

Biz isimler üzerinde abi toto oynarken, hep bahanelere sağındık, şehri özellikle sanayi sektöründe temsi edecek bir isim önerildiğinde kendi ayağımıza kurşun sıkmak derecesinde sayfa dolusu aleyhte haberler, yazılar, çirkin iftiralar, iddialar döküverdik ortaya.

*

Hal böyle olunca da kimse cesaret edip de, ‘Yahu ben adayım, benden çok iyi abi olur!’ diyenleri de bozuk para gibi harcamayı meziyet saydık. Çıkacak olanların cesaretini kırdık, hevesini kursağında bıraktık.

Herkese bir isim, bir kulp taktık, kendimiz aynanın karşısına geçmeyip, başkalarının gözündeki çapağı laf ettik.

Her fırsatta, Gaziantep’i, komşu ilimizin babası diyebileceğimiz, ağır abisi, söz ve karar noktasında hükümet üzerinde de etkili olan sayın Abdulkadir Konukoğlu’nu emsal gösterip, ‘niye bizde bir abi yok!’ diye hayıflandık senelerdir.

*

Siyasetçileri de aynı kefeye koyduk. Birini başımıza taç ettiğimizde, bir yerlere layık gördüğümüzde, varsayalım yaşanan tüm olumsuzlukların faturasını ona kestik. Sayfalar dolusu dosyalar gönderip, daha memleketine gelmeden önüne barikat çektik, ne kadar engel varsa döşedik yolu üzerine.

Bindiğimiz dalı kestik. Bir değeri, bir insanı, bu şehre hizmet edebilecek bir rol model siyasetçi, bürokratı, işadamını tırpanlamayı, ayağına prangalar vurmayı, yoluna mayın döşemeyi, düşüncesini almadan darağacına çekmeyi marifet, meslek saydık.

Geçmişleriyle yargılamaya gittik, kendimizi hakim ve savcı yerine koyduk. Oysa şöyle bir arkamıza yaslandığımızda, geriye baktığımızda hepimizin de geçmişinde kırık-dökük izler, cam kırıkları bulunurken, sahaya çıkana sahiplenmek yerine itibarsızlaştırmaya gayret ettik.

Ne geçti elimize? Ne geçecek ya da!

*

Babası gibi kendisi de tarımdan, çiftçilikten gelen biriydi. Ailecek…

Sonra 40 sene önce tekstile girdi. Gümüşer ailesi ile birlikte KİPAŞ’ı kurdu, ortak oldular, büyüdüler, iplikle başladıkları sanayi serüveninde çeşitliliği de şehre getiren rol model yatırımcı, girişimci iş insanı oldu Mehmet Hanifi Öksüz.

Sanayi ve iş dünyası için sayın Öksüz’ün fikirleri, tavsiyeleri önem taşıyor. Taşımalı da…

Artık şehrin abi’siydi.

14 bin kişiye iş veriyordu. Vergi rekortmeni oluyor, İSO’nun ilk 100 işletmesi arasına giriyor, şehrin özellikle sanayi kesiminin sorunları için gecesini gündüze katıyor, evini barkını ihmal edip sağlığını dahi hiçe sayarak yeni yatırımlar, yeni projeler için çırpınıyordu.

Son olarak Tomsuklu Organize Sanayi Bölgesinin sorunlarının çözümü için gitmişti Ankara’ya. Görüştüğümüzde yol alındığını söylediğinde, sanayiciler adına sevinmedim desem yalan olur.

*

Şimdi önümüzde bir Ticaret ve Sanayi Odası seçimi var. Muhtemelen Kasım ayının ilk haftasında, ya da ortasında, her neyse…

Sayın Öksüz artık abi. Kuşkusuz o da sanayi ve iş dünyasının kurumsal bir kimlikle tanıtılmasını, temsil noktasında çıtanın yüksek tutulmasını ister.

O’nunla, O’nun olduğu yerde sanayi kesiminde, sorunların hallinde problem yoktu.

Bugün itibariyle 7 bin üyeye sahip Oda’nın 69 meclis üyesi var. Meclis üyelerinin belirlenmesinde bile ağırlığını koyacak görünüyor. Kendisi Meclis Başkanlığına niyetli değil. Daha çok zaman ayıracak, efor sarf edecek birisi olursa, çekilecek, ancak ihtiyaç halinde bu büyük ve kutsal sorumluluktan kaçamayacak, Meclis Başkanlığını yürütecek. İhtiyaç hasıl olursa…

Kendi ifadesiyle, belli bir yaşa geldi, yoruluyordu haliyle.

*

7 bin üyenin yüzde 70’i esnaf, ticaret erbabından oluşuyor. Bu firmaları bir çatı altında toplayan bir de meslek komiteleri var. 29 tane.

Meslek komiteleri sektörün büyüklüğüne ve önemine göre değişirken, azami 7 kişi, 7 de yedek üyeden oluşuyordu. Sektörün sorunlarını bu komite başkanı ve üyeleri masaya yatırıyor, çözüm noktasında herkes elini taşın altına koyuyordu.

Şu sıralar komite başkanlığı için kıyasıya bir yarış var. Seçime 2 aydan az bir zaman kala, başkan adaylığı için ismi geçenler, harıl harıl üyelere dokunuyor, görüşmelerle, kulislerle kendilerine oy vermelerini sağlama noktasında, nokta atışları yapıyorlar.

*

Ortaya şöyle bir mesele, daha doğrusu kanaat çıkıyor. Ekip gençleşmeli. Yeni yüzler, yeni vitrin ve vizyon sahibi aktör olarak aktif rol almalı.

Artık devir gençlerin devri. Gelecek, umut onlarda. Heyecanı kalmamış, enerjisini yitirmiş kimselerin Oda’dan elini ayağını çekmesini, dinlenme odasına çekilmesini isteyenlerin sayısı, oranı her geçen gün artıyor iken, yeni yüzler, yeni aktörler Oda’ya enerji getirmeli, çıta yüksek tutulmalı, temsil anlamında hem şehir, hem sektörler hak ettiği yere gelmeli, getirilmeli.

O bakımdan genç isimler revaçta.

Bir anlamda, tecrübe ile gençlik yarışta kozlarını paylaşacaklar!

*

Bu meseleye dair daha çok yazı yazarım. Şimdilik bununla yetinin. Tekrarında yarar var, lafıma son cümleyi eklerken, Hanefi Öksüz bu şehrin abi’si. Elbette onun da aklından, gönlünden geçen bir isim var. Dedim ya, sektörün selameti için, ayakta kalabilmesi için fikirlerine, tavsiyelerine önem ve kulak verilmelidir.

Demem o ki, bu şehrin, sanayi ve iş dünyası sektörünün abi’si sayın Hanefi Öksüz’dür.

O’nun olduğu yerde asayiş berkemal.

Nokta!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol