Bir insan, uzak bir yere giderken, asker uğurlanırken, bir alışveriş veya pazarlık sonrası, bir kavga sonrası barışma ardından helallik istenir. Toplumsal  yaşam tarzımız, inancımız, geleneklerimiz gereği bunu gerektiriyor.

Meftanın cenazesi kılınırken, imam sorar; “Merhume hakkınızı helal ediyor musunuz?”

Kimsenin içinde kuyruk acısı, sancısı yoksa, ‘evet, ediyoruz!’ derler. Haberlere bakıyoruz, bazen teke tük de olsa ‘hakkımı helal etmiyorum!’ diyenler, isyan edenler çıkmıyor değil.

*

Müslüman, inanan insan, Allah’a ve Peygambere inanan temiz süt içmiş, asil insanlar merhametli olur, vicdanlı olur.

Bu yaşıma kadar insanlara hep güvendim. İnsan ailesine, çalışanlarına, patronuna güvenmek zorunda. Zaten ülke olarak, insanlar olarak ne çekiyorsak güvensizlikten çekiyoruz. Kıskançlık damarımıza kadar inmiş, ruhumuza sinmiş. Hasetlik, kandırmak, aldatmak, riyakarlık, ikiyüzlülük, başkalarına karşı saklanan ikinci maskeler, insanların gerçek yüzünü göstermenin önüne geçiyor.

*

İki yıl iki ay MÜSİAD İl Başkanlığını yaptığım süre içerisinde yanımda olan, iyi niyetinden kuşku duymadığım, samimiyetine inandığım gazeteci abilerime, ablalarıma hakkımı helal ediyorum.

Yanımda çalıştığı halde, bana, kurumuma ihanet etmeyen, kazık atmayan, arkadan kuyumuzu kazmayan kimler gelip geçtiyse, onlara da hakkımı helal ediyorum.

Firmamı, sorumlusu olduğum ülkemin en saygın sivil toplum kuruluşunu tanıtma noktasında, yani başkanlığım sürecinde sadakatinden emin olduğum, güvendiğim, inandığım, beni başkalarına karşı satmayan, gammazlamayan personelime hakkımı helal ediyorum.

Müessesemizden memnun ayrılan, bizi başkalarına, gittikleri uzak yerlerdeki dostlarına karşı iyi niyetlerle anlatan, tanıştıran müşterilerimize, dostlarımıza hakkımı helal ediyorum.

*

İhanet etmeyi sevmem. Arkadan vurmam! Kazık atmam kimseye. Helali haramı bilirim. Devletime, milletime sadık bir Türk vatandaşı olarak çalışırken yanımda olduğu halde ihanet maskesini yüzünden indirmeyenlere hakkımı helal etmiyorum.

Kul hakkını bilirim ve gözetirim. Kimsenin malında, canında, namusunda gözü olmayan bir esnaf, bir sade vatandaş olarak, bendeki hasletlerden uzak, eli işte gözü oynaşta misali iki kuruşluk çıkar için büyüklerini, abi dediklerini arkadan hançerleyenlere hakkım helal olmasın!

İhanet çok çirkin bir algı. Bu ülkeye, bu büyük devlete ihanet eden çok oldu. Ama hepsi de hak ettikleri belayı buldu, cezasını fazlasıyla ödedi.

Dedim ya, işin içinde kul hakkı var. Adam kul ama kul hakkından habersiz. Varsa yoksa çıkarı, varsa yoksa koltuk sevdalılığı, ama ne kuldan utanır, ne Allah’tan korkar. Bu tip insanlar haindir benim gözümde ve onlara elbette ki hakkımı helal etmem mümkün değil.

Bir küçük kusur yüzünden kimsenin ekmeğinden olmasına gönlüm razı olmaz, onu affederim. Gençliğine, cahilliğine veririm. Ama ihaneti bile bile sürdüren, bundan da çıkar edinen her kim ise ihaneti asla ve asla affedemem.

*

Bu meseleye ilişkin yazacaklarım bitmedi. İlerleyen günlerde devam ederiz.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol