banner1483

Zaman ve zemin düşünmeden, tartışma ortamlarında bu soru çok sorulur! Siyasetten anlayan biri olsam, partilerin iviğini diviğini ortaya saçar, kulislerde konuşulanları size aktarır, kamuoyunu en gerçekçi bilgilerle bilgilendirirdim ama, değilim. Eh, ticaret lisesini zar zor bitiren adamdan da daha fazlasını beklemeyin artık!

*

Gazeteci, her şeyi bildiğimizi, her şeyden haberdar olduğumuzu iddia edenler ve düşünenler, sorunun cevabını bizden beklerler! Sorarlar ama yine de cevabını kendileri verirler sana-bana fırsat vermeden!

Gazeteci her şeyi bilmez, bilmek zorunda da değil. Bazen öyle müthiş fikirler, öyle can alıcı iddialar, öyle dişe dokunur öneriler ortaya atılır ki, hiç ummadığınız birisinden üstelik, şaşar, hayret eder, küçük dilinizi yutarsınız.

“Adam haklı birader! Ben niye düşünmedim bunu?” dediğimiz, dediğiniz anlar olmadı mı zannediyorsunuz!

*

Bir erken veya zamanında yapılacak seçim kapıya geldi dayandı, eşiklikte bekliyor. Daha tartışması, heyecanı şimdiden milleti germeye, sarmaya başladı.

Eh, millete de laf gerek. Sohbet ortamında ne konuşacaklar, tabi ki siyaset. Spor desen, şehrin tek profesyonel takımı vardı, Kahramanmaraşspor, o da 3.lige düştü, maçlarını oynayacak stat arıyor harıl harıl, bulunmadı da, oysa maçların başlamasına vakit de kalmadı, ki tarih de 4 Eylül.

Otur kara kara düşün, derdine yan!

3 S’nin bir başka ayağı olan seksi de her yerde konuşamazsın zaten. Ayıp ve günah! Ancak akıllardan en çok gezen, hatta hiç çıkmayan seks…

Geriye ne kalıyor, siyaset. Yalanı, iddiası, dedikodusu, palavrası en bol malzeme. Salla gitsin, yalan söyleyeni Ahırdağı’na da kaldırmıyorlar nasıl olsa, eh senin de fikrin var bu konuda, önüne gelene giydir, saydır! Neden, niçin, niye diye soran da yok! Yalan söyleyenden gümrük de almıyorlar, hadi başla!

*

Yaklaşık 4 sene önce, bir siyasi darbe sonucu AK Parti İl Başkanlığından alınan, sonra da milletvekili olan sayın Ahmet Özdemir’e yeni dönemde de şans verenlerin sayısı oldukça fazla. Yerel siyasetin hafızası ve patronu haline gelen Özdemir, şu sıralar çok revaçta.

Aklıma gelmişken yazayım, MHP’nin önümüzdeki seçimde milletvekili çıkartması zor, hatta mümkün değil. Yeniden aday olmayı düşünür mü, tekrar mecliste olmayı ister mi bilemem de, Sefer Aycan ağzıyla kuş tutsa, olmaz, olamayacak!

Onun yerine partiyi yerlerde süründüren, insanları partiden soğutan, uzaklaştıran birileri aday gösterilir mi, valla burası Türkiye hemşerim, olmaz olmaz demeyin!

Yılanın sevmediği ot başucunda bitermiş!

*

AK Parti ile devam edecek olursak, İl Başkanı Fırat Görgel, Allah için her bir üst görevi hak eden, başarabileceğine inandığımız bir siyasetçi. Sağlam karakteri, hizmet için ortaya koyduğu performansa bakarak yazıyorum, gönlünden ne kopuyor bilemem de, olursa Onikişubat Belediye Başkanı, ya da milletvekili olarak meclise gitmek ve şehrimizi temsil etmek.

Yakışır da.

Cihat Sezal’a yüzde 50 şans verenlerin sayısı oldukça fazla. O da, rahmeti rahmana kavuşmadan önce, geçen yıl Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan Kahramanmaraş’a geldiğinde, eski belediye başkanımız ve milletvekili merhum Ali Sezal’ın Gafarlı’daki bağına gitmiş, her zaman ‘Ali abi’ dediği Ali Sezal’a geçmiş olsun dileklerinde bulunurken, merhum Sezal da oğlu Cihat’ı sayın Cumhurbaşkanına emanet etmişti.

O açıdan diyorum, vefa varsa yüzde 50 mecliste Cihat Sezal.

*

E hadi devam edelim, daha önce Erzurum, Manisa ve Şanlıurfa’da Valilik, arkasından Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuş, devlet terbiyesi ile büyümüş, siyaset yapmış, iki dönemdir de hem Kahramanmaraş milletvekili, hem de TBMM İçişleri Komisyonu Başkanlığı gibi önemli görevi üstlenmiş Celalettin Güvenç’te mental yorgunluk var mı, kendisine sormak gerek.

O’nun da aslında gönlünden büyükşehir belediyesi geçtiği, olmazsa milletvekili olarak siyasetini sürdürmek istediği bilinen gerçek iken, fikrimi sorarsanız, hıh, sormayın daha iyi diyeceğim de, olmaz ve yok.

*

Yeni isimler, yeni yüzler diyoruz, diyorsunuz da, 10 kişi bir araya gelse, mecliste bizi adam gibi temsil edecek isim bulmakta zorlanıyor insanlar. Deneyin isterseniz, nasıl olsa bedava!

Mümkünse gelenlerin, olanların Şeyhadil Mezarlığında tanıdıkları olsun! Kerhen de olsa bayramda fatiha okumaya giderler! Padişahın püsküllü oğlu olsa dahi…

Şu olsun, hıh, bu olsun, hayır, asla! Öteki, beriki olsun, ‘Ondan hayır gelmez, milletvekili olursa memleketi satar!’ tepkileri…

Kimse de kimseyi beğenmiyor zaten, herkes birbirine burun kıvırıyor, birinin ismini ortaya atsanız, kirli çamaşırları dökülüyor ortaya! ‘Sen ol, yakışırsın!’ desen kerhen, pişmiş kelle gibi sırıtıyor, neden olmasın havasına giriyor.

Velhasılı kelam, size adam beğendirmek, deveye hendek atlatmaktan zor!

*   

Bakın, yazı yine lastik gibi uzadı. Şimdi kamuoyunun aklından geçen, benim de kişisel düşüncemin ürünü olan, toplumda karşılığı olan-olamayan diğer siyasileri, Ali Öztunç’u, Habibe Öçal’ı, Mahir Ünal’ı, bunun yanında siyaseti sevdiğini bildiğimiz, milletvekili olmak için varını yoğunu ortaya koyacağına inandığımız kimseler var da, yer kalmadı birader!

Ne diyordu sayın Cumhurbaşkanı, biraz daha sabır!

Sabredin! Bu kardeşiniz, bu fakir her şeyi yazacak!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol