banner1451
banner1461

Gazetelerin üçüncü sayfalarını bırakın okumayı,  görmekten bile tiksiniyorum, iğreniyorum.  Her gün kadına şiddet, cinayet, her gün darp, her gün taciz göz zevkimizi bozduğu bir yana, insanların günlük yaşamlarını ve psikolojilerini allak bullak ediyor.  Alın işte, epey zaman öncesinden kalan bir şiddet arkası haberi.

"Ankara 2. Aile Mahkemesi Türkan A.'ya ölüm tehditleri yağdıran eski kocaya tüm koruma tedbirlerinin uygulanmasına hükmetti."

Eski kocanın yaptıklarına bakın.

1997 yılında evlendiklerinde sınırsız şiddet. Hakaret ve ölüm tehditleri. Kadının başına gelenlere bakın. Feci şekilde dövülmek ve bıçaklanıp ölümden dönmek! Adamın yattığı hapis cezası yaptıklarının yanında çayda çıra!

Ve bu gün de kadına şiddete hayır günü imiş. Zaten gün’süz günümüz geçmiyor.

*

Başta yazacaktım, unuttum. Gazeteci büyüğümüz Mehmet Fiskeci ile hemen her gün değilse de ara ara bir araya geliriz. Önceleri tanımazdım. Sonra tuttu müessesem olan AKDO ile nezih bir yazı yazınca, tanışmak şart olmuştu ve tanışmıştık. Müşteri olunca, karşılaşmak da doğaldı. Birgün umulmadık zamanda, dostluk ve muhabbet ilerleyince, samimiyete binaen köşe yazmamı teklif etti. Aslında böyle bir teklif beklemiyordum. Ha, bu şehre, bu insanlara, bu topluma dair yazacaklarım, söyleyeceklerim yok muydu, tabi ki vardı. Benim de bir hikâyem var, her şehrin, her insanın hikâyesi olduğu gibi. Bunu kamuoyu ile sizlerle paylaşmak adına düşündüm ve sonunda ‘peki’ dedim.

*

Bu nedenle uzun zamandır kaşınızdayım. Beni sizlerle tanıştırdığı, buluşturduğu için büyüğüm sayın Fiskeci’ye teşekkür ediyorum. Konumuza devam edecek olursam, kurumlar, başkanlar, yetkili ağızlar ve kadın dernekleri, zaten özetlemiş içimden geçenleri, duygularımı özetleyen haberler geçiyor sürekli.  Gazeteler, magazin kokan cıvık haberler ve insanın midesini bulandıran üçüncü sayfa haberleri. Okurken gına geliyor,

Şimdi eski koca 6 ay hastaneye yatırılacak ve psikolojik tedavi görecek. Kadına koruma verilecekmiş, eski kocaya elektronik kelepçe takılacakmış.

Pardon ama böyle birinin bir daha hapisten çıkamayacak kadar suç işlemesi mi gerekiyor? Hapishaneden bile tehdit yağdıran birinin o hapishaneden kolayca çıkmasını sağlayan düzen değil mi bu tehditleri cesaretlendiren?

*

Hukuku tartışıyoruz, kadın haklarını tartışıyoruz da, özgürlüğün kozasını örmektir hukuk. Kötülerin hesabını görmek. Böyle adamları yıllarca hapiste tutabilecek yasalarımız olmadığı için!

Kim tutar zorbalığı! Çünkü biliyoruz ki, kadınların hayatıyla oynamak erkekler için çocuk oyuncağı.

Neredeyse her güne bir kadın ölümü düşüyor. Bu delikanlı erkekler de kendi aralarında gururu bölüşüyor. "Elimdeki bıçağı 35 kere sapladım!" marifetmiş gibi, böbürlenerek anlatıyor üstelik.

Şu televizyon dizileri. Eski Amerika ve Brezilya rezil dizilerini geçtiler hepsi de. Televizyon dizileri delikanlı kaynıyor. Onlar emekli kadının maaşını çalacak kadar delikanlı! Onlar küçücük çocuğu istismar edenlere gözlerini kapatacak kadar erkek meslekleri! Delikanlılık kendi isteğiyle hayatına son verdi.

Kadınları sırtından vurmaya başladıktan ve Sadri Alışık filmlerinin yerine soysuz dizilere merak sardıktan sonra!

O yüzden futbol, sanat, medya çukurları "delikanlı leşleriyle" dolu. Çocukları ve kadınları taciz etmeyi gurur sayan sistemin kalleşleriyle!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol