Ülkeleri, şehirleri ve işyerlerini zengin yapan, doğal kaynaklardan çok, yetişmiş ve kaliteli insan gücü ve bu insan gücünün iyi yönetilmesidir. Bir işyerindeki iş ahlakı, o şehrin iş gücünün kalitesinin önemli bir göstergesidir. Tek başına teknik bilgi zenginlik yaratmaya yetmemektedir. Herkesin çalışmadan zengin olmayı düşlediği, kısa yoldan para kazanmanın her şeklinin mübah sayıldığı, kamu yönetiminin rüşvet ve yolsuzluklar içinde çalkalandığı bir ülkede iş ahlakı yerleşmeden yeni yatırımlar ve istihdam artışı beklemek hayalcilik olacaktır. Şüphesiz kalkınmış Batı ülkeleri iş ahlakının mükemmel olduğu yerler değildir; ancak bu ülkeler temel iş ahlakı ilkeleri açısından gelişmekte olan ülkelerden daha ileri durumdadır.

*

İş ve meslek ahlakı bir ülkenin beşeri sermayesinin çok önemli bir bileşenidir. Medyanın patronu, akil insanı, gazeteci-yazar Mehmet Fiskeci ağabeyim her zaman der, yazar da, “Çalışanı yöneten başarılı patrondur, liderdir, müdürdür…”

Zira, son senelerde yerlerde sürünen iş ahlakı, çalışanı disipline etme meselesi, her geçen gün daha zorlaşıyor.

Ülkemizdeki beşeri sermayenin sadece teknik yönden değil, ahlaki yönden de kalitesinin artırılması gerekmektedir. Teknik beceri ve donanıma sahip ancak iş ve meslek ahlakından yoksun bir işgücü ve girişimci sınıfı, bir ülkenin kalkınmasında hiç de olumlu bir rol üstlenemez. Atalarımızın Ahilik gibi dünyaya örnek teşkil edecek bir ahlaki yapıyla ticareti organize etmeleri bize bugün de örnek olmalıdır. Yurt içinde ve dışında Türk girişimcileri dürüstlük ve ahlak timsali olmalıdırlar ki yüksek teknoloji üreten ülkelere göre mukayeseli bir avantajımız olsun.

*

AKDO olarak, Esentepe Şubesinin sorumlu müdürü olarak, bu meselede zorlandığımızı rahatlıkla söyleyebilirim. Yeni şubeler açma gayretinde olan bizler, ne yazık ki elimizdeki elamanları tutmakta zorluk çekiyoruz. İki gün çalışana, bakıyorsun bir başka yere kapağı atmış, giderken de kırıp dökerek üstelik.

İşi ahlakı, iş kültürü bunun neresinde diye sorarsanız,  verecek cevap bulamıyorum.

Kuşkusuz yüksek bir iş ahlakıyla organize edilmiş bir Türk sanayi ve ticaret sistemi içinde, çalışan işçisinden mühendis ve yöneticisine kadar herkes, dünyaya parmak ısırtacak bir kalkınma örneğine imza atabilir. Türk işçisinin Alman sanayii içinde göstermiş olduğu çalışkanlık da bu tezimizi desteklemektedir. Az gelişmiş bir tarım ülkesiyken gelişmekte olan bir sanayi ülkesi durumuna gelen başta Kahramanmaraş olmak üzere Türkiye'de bu hızlı değişimin yarattığı ahlaki erozyon iş ve ticaret ahlakında da kendini hissettirmektedir.

Bir musibet bin nasihatten evladır atasözünü doğrularcasına üst üste geçirilen ekonomik krizler sonrasında toplumuzda yolsuzluklara karşı geliştirilen tepkiler artmakta, iş ahlakı konusundaki duyarlılık da en azından 1980'lerle karşılaştırıldığında yükselmiş görünmektedir.

*

NOT: Bu mesele burada kapanmadı, devam edeceğiz, tüm müşterilerimizin, çalışanlarımızın ve memleket insanımızın mübarek Ramazan Bayramını canı yürekten kutluyorum.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol