İstanbul, uluslararası bir dünya şampiyonasına daha ev sahipliği yaparken, Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Dr. Şeref Eroğlu’nun Türk güreşini nereden alıp nereye taşıdığı gerçeği ile yüzleşti sporseverler, güreşseverler.

Bir çürük bina, depremde yıkıldığında, veya sağlam olarak ayakta kaldığında insanlar şunu sorar bir birine, ‘müteehhidi kimdi, mimarı kimdi?’

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Dr. Şeref Eroğlu, bir siyasi figür değil, spor adamı. Eroğlu, Türk güreşini yeniden ihya ve inşa eden mütetahhid, güreşi ayağa kaldıran spor mühendisi.

Başakşehir’deki devasa spor kompleksinde birkaç gündür süren U17 Dünya Şampiyonasına ilgi büyüktü. Şunu da gördük ki, böyle bir şampiyonaya ev sahipliği yapmak, organize olabilmek, her babayiğidin harcı değil. Hele hele hariçten gazel okuyanların hiç!

*

58 ülkeden yaklaşık 600 güreşçinin katıldığı şampiyonada gördük ki, Dr. Şeref Eroğlu faktörü her nerede olursa olsun, öne çıkıyor. Buna şahit olanlardanım.

Cuma günü akşamı, 5 yıldızlı Pullman Oteldeki gecede, ki hem Cumhuriyetin, hem de Türkiye Güreş Federasyonunun 100. kuruluş yıl dönümünde düzenlenen geceye damgasını vuran yine Dr. Eroğlu olmuştu.

Gençlik ve Spor Bakanı sayın Osman Aşkın Bak da gelmişti. Coşkulu, heyecanlı insan. Güreş camiasına ‘Burası benim ailem!’ diyordu. Alkış aldı alabildiğine.

Cumhuriyetin ve Türkiye Güreş Federasyonunun 100. Kuruluş yıldönümü onuruna gerçekleşen gecenin açılış konuşmasını, bir dönemin efsanevi güreşçisi, Türkiye Güreş Vakfı Başkanı, Türkiye Güreş Federasyonu eski başkanlarından Ahmet Ayık yaptı.

Başta Başkan Dr. Şeref Eroğlu olmak üzere, Türk güreşine emeği sinen tüm Dünya-Avrupa şampiyonlarını, teknik adamlarını tebrik etti; “Başkan Şeref Eroğlu davet etti. Kıramadım. Onu başarılı görmek, başarılarına ortak olmak benim için mutluluktu. Burada olmaktan bahtiyarım!” dedi.

Aslen Rizeli olan, spor camiasının içinden gelen, güreşe damgasını vuran tüm şampiyonları, sporcu ve yöneticileri tanıyan Gençlik ve Spor Bakanı sayın Dr. Osman Aşkın Bak da; “Bugün ailemle beraberim, bu ailenin bir parçası olmaktan da gurur duyuyorum, Şeref Eroğlu ile de gurur duyuyorum.” derken, yeni şampiyonlar beklediğini, yeni madalyalar istediğini de sözlerine eklemeden yapamadı.

*

Şahsım şehrinin Dereköy Mahallesinin bağrından kopup gelmiş, dünya ve Avrupa şampiyonlukları yaşamış, Yunanistan’daki olimpiyatlarda 2. olarak yüzümüzü ağartmış, istiklal marşımızı dinletmiş, güreşin altın adamı, Dr. Şeref Eroğlu da konuşmasında güreş yaşamından kesitler aktardı önce.

Sonra güreşe dair hedeflerini, projelerini sıraladı bir bir. “Tarih yazmak için kolları sıvadım. Ben siyasi değil, güreş adamıyım. Kendimi Türk güreşine adadım.” Dediğinde alkışların büyüğünü alıyordu salından.

Mutluydu, yüzü gülüyordu. Dostları, arkadaşları, güreşe camiası onun mutluluğuna tanıklık ve ortak olmak için gelmişlerdi.

*

Hele hele Dünya Güreş Birliği Başkanı, “Güreş Türklerin DNA’sında var” diyen Sırp asıllı Nenad Laloviç, uzun zamandır tanıdığı, dostum dediği Şeref Eroğlu’na teşekkür etti.

Plaketler dağıtıldı, toplu fotoğraflar çekildi, canlı müzik konseri ile güreşsever camiası, felekten bir gece çalarken, bizim de söyleyeceklerimiz vardı elbette.

8 milletvekilimiz var. Hiçbiri yoktu. Belediye Başkanları da yoktu. Oysa davetiye gitmişti. Gelselerdi, hemşehrilerine destek verselerdi, kıyamet mi kopardı, deprem mi olurdu, tusunami mi yaşanırdı. Bütün dünya gelmiş, Maraş yoktu içlerinde. Birkaç kişi dışında.

Bir ölmüş tavuk dürümü açılışına, bir nikaha, bir düğüne gitmek için can atan, iki ayak da ödünç alan siyasiler, böyle büyük bir organizasyonda hemşehrilerini neden desteklemezlerdi?

Hayırdır!

*

Siz gelmeseniz de Dr. Şeref Eroğlu’nun kaybedecek bir şeyi yok. Altın yere düşmekle değerinden kaybetmezken, kaybeden Maraş oluyor, sizler oluyorsunuz.

Onun milletvekili olmak, belediye başkanı olmak gibi bir niyeti, heva ve hevesi yok. O, kendini Türk güreşine, projelerine, hedeflerine adamış altın adam!

Bırakın gelmeyi, bırakın ‘Hayırlı olsun, başarılar dileriz hemşehrim!’ demeyi, bırakın destek olmayı, ona köstek olmayın, ayak bağı olmayın yeter! Hani ünlü düşünür Diyojen diyor ya, ‘Gölge etme başka ihsan istemem!’

Siz de öyle yapın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol