Önce, Başkanı olduğu dernek ve Fettahlıoğluailesinin tarihçesinden kesitler aktarmasını istedik. Dernek Başkanı Ali Çakmak, bakın bize ilkin ne söyledi; “Ailemiz ülkemiz topraklarında ki, yedi farklı coğrafya da yaşam süren ve geçmişten, günümüze bulunduğu yerleşim yerlerinde birbirlerinden haberdar ve dayanışma içerisinde olan bir ailedir. İletişim ve ulaşım olanaklarının günümüzdeki kadar yeterli olmayışının yanı sıra gelir düzeylerinin de sınırlı oluşu nedeni ile farklı coğrafyalarda yerleşik yaşam süren aileler bir birleri ile yeterince temas kuramamışlardır. Ancak 60'lı yılların sonlarına doğru, Osmaniye'nin Düziçi ilçesinden değerli aile büyüğümüz Erkan Fettahoğlu'nun görevi nedeni ile Rize'de bulunduğu dönemde, geçmişte aile büyüklerinin söylemlerinden edindiği bilgilere dayanarak, kendi girişimleri sonucu, Rize ve bölgesinde yerleşik yaşam süren akraba ailelerimizi bulup, onlarla yakın temas kurmasıyla başlar her şey. Geçmişten günümüze, aile büyüklerimizin anlatımları ile gelen aile geçmişimizi, tarihçemizi ve elimizdeki yazılı belgelerin ışığında hala süren araştırmalarımızla edindiğimiz bilgileri aile bireyleri ile paylaşmayı sürdürüyoruz. Elbette kuşaktan kuşağa gelen söylemler ve var olan belgeleri bilimsel tarihle eşleştirmek ve doğrulamak oldukça zaman alıcı, bilimsel çalışmalar ve kaynaklar gerektiriyor. Fettahoğulları Ailesi'nin Anadolu'daki göç yolları ve yerleşim yerleri, gelenek ve görenekleri, sosyal ve kültürel yaşam tarzları mercek altına alındığında geçmişte bir Türkmen beyliği olduğu görülür. Fettahoğlu Ailesi'nin Anadolu'ya gelişi ile ilgili, geçmişte aile büyüklerimiz her zaman “Ebu Müslim Horasani” ve Irak’ta “Küfe”yi(Al-kufal) referans olarak vermişlerdir. Dolayısı ile tarihin o dönemleri ile aile büyüklerimizin ve Azerbaycan'daki akrabalarımızın anlatımlarını yan yana getirdiğimizde, Fettahoğlu Ailesi'nin de diğer Türk boyları gibi eski Horasan bölgesinden çıkış yaparak Anadolu'ya geldikleri görülür. Dönem ise, Abbasilerin halifeliği ele geçirdiği dönemlere rastlamaktadır. Abbasilerin Emevileri yenerek halifeliği ele geçirmelerinde, Türkmen bir lider olan Ebu (Eba) Müslim Horasani ve önderliğinde ki, başta Türk ve diğer etnik toplulukların çok önemli bir rolü olduğu bilinmektedir...”
MİR MAHMUT FETTAHOĞLU’NA NASIL ULAŞTIK!
Göç yollarını inceleyerek, genişlettiğimiz araştırmalarımızda, geçmişte aile büyüklerimizin Azerbaycan'da akrabalarımızın olduğu söylemlerinden yola çıkılarak bu ülkede izlerine rastladığımız Prof.Dr. Abbas Zamanov Fettahoğlu'nun 1993 yılında vefat ettiğini öğrendik. Abbas Zamanov Fettahoğlu Azerbaycan'ın Sovyetler Birliği'nden bağımsızlığını kazanmasında çok önemli rolü olan, bir edebiyatçı, metin yazarı ve tanınan bir düşünce adamıdır. Ancak araştırmalarımızı daha da derinleştirerek, şuan Azerbaycan'da bir siyasi partinin genel başkanlığı görevini sürdüren, Mir Mahmut Fettahoğlu'na ulaştık. Kendisinden Azerbaycan'daki akrabalarımızın Semerkant ve Buhara'dan çıkış yaparak, yani eski Horasan sınırları içinde kalan bu bölgeden, Azerbaycan'a geldiklerini öğreniyoruz.
Mir Mahmut Fettahoğlu'nun bu açıklaması, bizim araştırmalarımızı da doğrular niteliktedir. Zira adı geçen yerleşim yerlerini, biz genel olarak bilinen adıyla Güney Türkistan olarak tanımladık. Ailemizin göç yolları tarihi ile bugüne kadar “Eski Horasan”dan geriye gidememiştik. Sonuç olarak göç yolları izlendiğinde zaten Türklerin en yoğun olarak Güney Türkistan bölgesinden, o tarihlerde Türkmen Bektaşi kültürünün merkezi haline gelmiş Horasan'a ve değişik yollardan Anadolu'ya geldikleri görülür. Atalarımızda aynı tarihi süreç içersinde, eski Horasan sınırları içerisinde kalan, şuan ki Kuzey Horasan'a gelmişler ve bölge halkının İslamiyeti kabulü ile yaygınlaşan Arapça bir ad alma geleneğine uyarak, bir aile büyümüzün de “Abd-al-fattah” (Abdülfettah) adını aldığını, ailenin şuan anıldığı namın buna dayandığını, Horasan'dan bir kolun Azerbaycan'a, diğer büyük kolun Irak'a geldiklerini, Irak'ta başlarında Fettahzade Esat Şahna adında bir komutanları olduğunu ve sonrasında Türklerin Anadolu'ya ilk varış ve yerleşim yeri olarak önem kazanmış, şuan ki Van'ın, Ahlat ilçesine gelerek, oradan başta Karadeniz ve K. Maraş üzerinden Samsat (Diyarbakır, Ş. Urfa) ve Cebelibereket (Osmaniye) bölgesine ve Anadolu'nun farklı yerlerine dağıldıklarını biliyoruz. Zira Irak'ın yakın tarihinde de bu ülkede akrabalarımızın izlerine rastlamak mümkündür. Örneğin Irak Türkmenlerinden gazeteci ve yazar Orhan Ketene bir araştırma makalesinde bu tarihlerde Irak Türkmen liderleri olan Nazım ve Kerim Fettah Beylerin varlığından ayrıntıları ile söz etmiş ve bu liderlerin 1922 de M. Kemal Atatürk'le Irak meseleleri üzerine yakın temasları olduğunu belgeleri ile yazmıştır.
AHLAT’TAN ÇIKIP KAHRAMANMARAŞ’A YERLEŞETİLER
Ahlat, Anadolu'ya ilk varış noktası olması itibarı ile genel olarak Türk beylikleri için geçici bir yerleşim yeridir. Atalarımızın da bir müddet burada kaldıkları ve sonra buradan ayrılarak yollarına devam ettiklerini biliyoruz. Fettahoğlu Beyliği'nin Ahlat'tan ayrılmasının bir nedeni olarak da, Bedirhanoğulları ile geçimsizlikleri gösterilir. Ancak genel aile tarihimize bakıldığında Fettahoğlu Beyliği'nin bir yerleşim yerini bu gibi bir nedenle terk ettiği görülmemiştir. Zira Fettahoğulları tarihlerinde yurt tuttukları her yerde idarecilik vasıflarına sahip olmaları nedeni ile söz sahibi olmuşlar ve adaleti sağlamışlardır. Trabzon Rum İmparatorluğu’nun fethiyle birlikte Fettahoğulları'nın diğer birçok beylikle birlikte Karadeniz'e dağılıp yerleşmiştir. Bu tarihlerde İbrahim Kurt Bey ve Hasan Bey Fettahoğlu Beyliği'nin öne çıkan adlardır. Fettahoğulları Ailesi'nin önemli ve büyük bir kolu (Hacıfettahzadeler ve Kaldırımoğulları) fetih esnasında, Van-Ahlat bölgesinden hareketle, İspir ovası ve Bayburt üzerinden Çaykara'ya (Eski adıyla Zeno Köyü) ve sahilden önce Of'a, sonra batıya Akçaabat, Vakfıkebir, biraz güneye Maçka, Tonya, Hayrat'a ve doğuya doğru Rize, Çayeli, Liman köy, Çaycılar Köyü ve diğer yerlere gelerek Karadeniz'de daha birçok yerleşim bölgesini yurt tutmuşlardır. Yine Ahlat bölgesinden çıkarak K. Maraş bölgesine gelip yerleşen atalarımızdan bir kol K.Maraş bölgesinden ayrılarak Diyarbakır üzerinden Siverek'te Samsat mezrasına Boy Beyi olarak yerleşmişlerdir. Atalarımız bu bölgeye Osmanlı Devleti'nin iskân politikaları ve Fettahoğulları'nın yönetim kadrolarında görev almış bir aile oluşu nedeniyle yerleştirildiklerini berat ve buna benzer belgeler ortaya koyuyor. Hicri 1144 (Miladi 1731) tarihli belgede Fettahlıların aynı zamanda Mutasarrıflık (Sancak yöneticisi) yapan Diyarbekir Alay Beyi Abdulfettahzade Mehmet'in Siverek ve Samsat bölgelerinde malikâne sahibi oldukları belirtiliyor. O dönemdeki Ordu ve toprak sistemi gereği elindeki toprakla orantılı olarak seferde Bağdat muhafızı Vezir Ahmet Paşa komutasında 1000 tımar askeri ile hazır olduğu belirtilmektedir. Siverek'teki Fettahlı ailesinin Osmanlı’nın son dönemlere kadar etkin oldukları, Viranşehir varidat kâtibi Siverekli Abdülcelilzade Zühtü (Bayar)'nün kendi el yazma, “Keşkül” adlı eserinde de değinilmiştir. Yine Siverek yerel yönetiminin yakın tarihine bakıldığında, 1955 ve 1973 tarihleri arasında geçen 18 yıl süre ile Siverek’teki en uzun belediye başkanlığı görevini aile büyüğümüz H. Yılmaz Fettahlıgil yürütmüştür.
GAVUR DAĞLARINDAN GÜLEK BOĞAZINA KADAR OLAN BÖLGE
Fettahoğlu ailesinin kalabalık bir kolu da eski adı Bulanık olan Osmaniye iline bağlı Bahçe ilçesi ve çevresidir. Ailemiz bu bölgede daha da çoğalarak Düziçi, Hasanbeyli ve K. Maraş’ın diğer yerleşim yerlerini yurt tutmuştur. 1337 tarihi itibarı ile bu bölgede yaşamlarını sürdüren Fettahoğlu Ailesi’nin tarihi ve yaşanan olaylar ile ilgili birçok belge vardır. Fettahoğulları Ailesi’nin eski adı Cebel-i Bereket olan bu bölgede geçirdikleri tarihi süreç içerisinde aile büyüğümüz ilk mütesellim (Yerel İdareci) Türkmen Bey ve sonrasında Osmanlı Sarayı tarafından kendisine Gâvur Dağlarından, Gülek Boğazına (Pozantı) kadar olan bölgenin Ayanlığı verilen Bahçe Ayanı Fettahoğlu Ağca Bey önemli kişilerdir. Alaiye Sancağına bağlı olarak oldukça kalabalık bir akraba grubu da bildiğimiz ana yerleşim yerleri olan Antalya bölgesinde, Aksu, Fettahlı Köyü, Gündoğdu, Manavgat, Konya bölgesinde, Karapınar, Ovakavağı, Cihanbeyli yöresine gitmiş ve yerleşmiştir. Şuan da, Antalya Yörük İl Beyi olan, işadamı Sayın Ömer Fettahoğlu'nun yöredeki Fettahoğulları ile ilgili tarihsel yaşam öykülerinde; Özellikle çok genç yaşta başından geçen badireleri atlatıp, ailenin başına geçen ve bugüne kadar adından söz ettiren aile büyüğümüz, Fettahoğlu Ahmet Bey'e ayrı bir yer veriyor. Bugüne kadar yaptığımız araştırmalardan elde ettiğimiz bilgilere dayalı olarak, Fettahoğlu Ailesi’nin Antalya bölgesinden Denizli Acıpayam ve Yumrutaş Köyü, Tavas güzergâhından Aydın ve İzmir'e kadar gittikleri, bir kısmının Aydın'da kaldıklarını, bir kısmının ise Antalya bölgesine tekrar döndüklerini öğreniyoruz. Bu arada yine Konya bölgesinden de Denizli'nin Bekilli ilçesi civarına gelip yerleşmiş ve şuan da Candoğan soyadını taşıyan akrabalarımızın olduğunu da hatırlatmadan geçmeyelim. Yine tarihi süreç içerisinde, Fettahoğlu ailelerinin belirli dönemlerde Kırşehir, Kayseri, Erzincan, Yozgat bölgelerinde ve Sivas'ın Zara ve Şarkışla kazalarında yaşam sürdükleri bilinmektedir. Örneğin şuan Ankara'da yaşamlarını sürdüren Demirkol, Sayın ve Sonyürek soyadlarını taşıyan ailelerimiz Sivas bölgesinden Ankara'ya gelip yerleşmişlerdir. Geçmişte Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş sınırları içerisinde kalan ve 20. yy. da Yunanistan'ın Batı Trakya bölgesinde, Trakya basın tarihinde ilk müstakil gazete olan Yeni Ziya adıyla zikredilen gazete 1925 yılında Osman Nuri Fettahoğlu ve Mehmet Hilmi tarafından yayınlanmış, ancak yer verdiği aşırı milliyetçi yazılar yüzünden mahkeme kararı ile kapatılmıştır. Şairlik yanı da olan O. Nuri Fettahoğlu Yunanistan'daki Batı Trakya Türkleri'nin haklarını savunma mücadelesinde adından söz ettirmiş, liderlik vasfı sahibi önemli bir kişiliktir. O. N. Fettahoğlu'nun bazı aile bireyleri Manisa bölgesine gelip, yerleşmişlerdir. Yine Atalarımızın yaşam sürdükleri yerlerden söz edecek olursak, bir Balkan ülkesi olan Makedonya'da, Makedon Türklerinden Yusuf Fettahoğlu'na değinelim. Kendisi 1. Dünya savaşı yıllarında işi gereği Makedonya'dan Almanya'nın Bavyera eyaletine gitmiş ve burada tıp doktorluğu kariyeri yapmıştır. Tıp alanında kendinden söz ettirmiş ve Almanya'da tanınır hale gelmiştir. Şimdilerde oğlu Turan Fettahoğlu Almanya’da bir üniversite de ekonomi alanında akademisyen olarak aynı başarılara imza atmaktadır. Kendisiyle Ankara’da tanışma şansına sahip olduğum Sayın Mehmet Ali Kurban, beraberinde getirdiği aile şeceresi ile yedi kuşak öncesinden Fettahoğlu Ailesine mensup olduklarını belgeleyerek, Osmanlı Devletinin Balkanları fetih süreci ile birlikte, Konya'nın Ilgın bölgesinden göç ederek Bulgaristan'da iskan edildiklerini ve son mübadele (karşılıklı yer değişimi) yılları olan 1935'lerde, Anavatan'a döndüklerini, ailenin bir kısmının daha önceki yerleşim bölgeleri olan Ilgın tarafına, kendilerinin de dahil olduğu diğer kısmının ise Polatlı bölgesine döndüğünü ve yerleştiğini anlatmaktadır. Yine kısmi araştırmalarımıza göre şuan Suriye'nin Lazkiye bölgesinde akrabalarımızın yaşam sürdüğü birkaç köy olduğunu biliyoruz.
Fettahoğlu Ailesi geçmişte olduğu gibi 20. yy sonlarına doğru Anadolu'da da göç etmeyi sürdürmüş ve bu dönemde özellikle Bayburt'un Yazyurdu(Eski adı Çakmas) köyünden İstanbul Anadolu yakasına, Rize'den İstanbul’un her iki yakasına, yine Trabzon bölgesinden, Amasya, Tokat, Kastamonu, Samsun, Zonguldak, İzmit, Adapazarı, Bursa, Yalova, Manisa, Balıkesir, Aydın, İzmir ve Hatay, Kırıkhan'a giderek yerleşmişlerdir. Bugün bakıldığında Fettahoğlu Ailesi'nin ülkemizin yaklaşık 55 il ve bunun dışında irili ufaklı yerleşim bölgelerinde var olduklarını, aynı zaman da 21 Haziran 1934'de kabul edilen Soyadı Kanunu'nun uygulanmaya başlanmasıyla aldıkları ve şuana kadar tespit edebildiğimiz yaklaşık 170 farklı soyadı ile ülkemizin farklı coğrafyalarında, bulundukları yörenin kendine has kültürü ile iç içe yaşam sürdüklerini görüyoruz.
Ailemizin geçmişte göç edip, yurt tuttuğu yerlerde yaşam koşullarına uyum sağlayabilmesi ve sayıca kalabalık oluşu nedeni ile obalarda yöneticilik ve idarecilik yeteneğine sahip hep bir aile büyüğümüz olmuştur. Bu da, Fettahoğlu Ailesi içerisinden geçmişte olduğu gibi, günümüzde de liderlik özelliği taşıyan aile bireylerinin çıkmasına neden olmuştur. Bunun bir örneği de, Osmanlı'nın kuruluş yıllarında Osman Gazi'nin silah arkadaşı olan Akça Koca'dır. Torunu Gebze kadısı Fazlullah'ın Ekim 1434 tarihli vakfiyesine göre babasının adı Abdulmelik Bin Abdülfettah'tır(AbdülfettahoğluAbdulmelik). Ailesi Anadolu Selçukluları döneminde uç bölgelere yerleştirilmiş bir Türkmen boyuna mensuptur. Buna bir başka örnek ise, bugün Osmaniye'nin Bahçe ilçesinde Fettahoğlu Ağca Bey türbesi mezar taşındaki “Maraş nahiyelerinden Bulanık nahiyesi hanedanı kadiminden Abdülfettahzade Ağca Bey kabridir, 1271.” (miladi 1854) yazıdır. Hanedanı kadim sözlerinin, yönetici bir aile ya da topluluk anlamına gelmesi de bunu doğrulamaktadır. Aile tarihimizin farklı bir döneminde ise, IV. Sultan Murat’ın 27 Kasım 1639'da Bağdat'ı kuşatmasına ve 19 Aralık 1639'da altı gün süren şiddetli savaşa Fettahoğulları'nın bin (1000) atlı ile katıldığı, en ön saflarda Genç Osman olduğu halde çoğunun şehit düştüğü ve 24 Aralık 1639'da Bağdat Kalesi'nin fetih edildiği bilinmektedir. Ayrıca Osmanlı'nın çoğunlukla güvenliği sağlamak için güçlü bulduğu ve güven duyduğu aileleri sınır boylarına iskân ettiği bilinmektedir. Bu nedenle Fettahoğlu Ailesi de 1702 yılında Arap eşkiyalarına karşı Suriye'de, Rakka civarına yetkilerle donatılarak gönderilmiştir. Bunun yanı sıra ülkenin kuzeyinde Rusların Akçaabat'ı işgal etme girişimlerinde de her türlü zor koşullara rağmen yerel çetecilerin cesur ve etkili direnişleri Rusların iç kesimlere sızmalarını engellemiştir. Bu direnişçi Türk çete liderlerinden biri de Vakfıkebir'in Erde Köyü'nden H.Fettahoğlu Halim Ağa idi. 1900’lü yılların başlarında Akçaabat sınırları içerisinde yoğun çarpışmalar ve savaşlar olmuştur. Bu çarpışmalarda yerel çeteciler ve Teşkilat-ı Mahsusa birlikte hareket etmiştir. Ruslarla yapılan Soğuksu (1 Mayıs 1916) ve Eşekmeydanı(4 Mayıs 1916) muharebelerinde H.Fettahoğlu Halim Ağa ve oğulları 75 kişilik çetesi ve işgal kuvvetlerine karşı yaptıkları ani baskınlarla kahramanlık destanı yazmıştır. Bunun yanı sıra, yeri gelmişken, Fettahoğlu Ailesi'nin Milli Mücadele yıllarında Kuvay-ı Milliye hareketi içinde aktif görev yaptıkları ve liderlik sorumluluğu aldıkları da belgelidir. Vatan savunmasında gösterdikleri başarılarını bizlere gurur veren ve bu kahramanlıklarını İstiklal madalyaları ile perçinleyen aile bireylerimizin varlığından söz etmemiz bir vefa borcu olsa gerek. Fettahoğlu Ağca Bey ve kardeşlerinin torunlarından Ağca, Hasan ve Salih (Salih Bahçeli) Beyler milli mücadelede Cebeli Bereket’te, Düziçi (Eski adı Haruniye) ve Bahçe (Eski adı Bulanık) cephesinde çarpışarak istiklal madalyasıyla ödüllendirilmişlerdir. Fettahoğlu Ağca Beyin amca çocukları olan Büyük Mehmet Ağa ile Büyük Salman Ağa Milli mücadelede Pazarcık Müdafaa-i Hukuk Cemiyetini kurmuşlar ve gösterdikleri üstün hizmetlerinden dolayı kırmızı şeritli İstiklal Madalyasına layık görülmüş vatansever aile büyüklerimizdir. Bunlardan birisi de Haruniye'nin Fransız düşman işgalinden kurtuluşu sırasında şehit düşen Osman Fettahoğlu'dur. Günümüzde ise ailemize mensup çok sayıda kamu görevlisi, akademisyen, tıp doktoru, hukukçu, mühendis, bankacı, siyasetçi vb eğitimli ve üst düzey aile bireyleri olduğu gibi, sivil toplum kuruluşlarında ve özellikle ticari yaşamlarında kurumsallaşmayı başaran ve işletmeleri ile isim yapmış çok değerli aile bireylerimizin de olduğu dikkat çekmektedir.
Fettahoğlu Ailesi içinden çıkan değerlerine her zaman sahip çıkmış, olumlu adımlarını alkışlamış, onlardan güç almış ya da onlara güç vermiş ve yeri geldiğinde değerleri ile gurur duymuştur. Bu, öncelikle akrabalık bağlarına dayalı duygusal bir yaklaşımdır. Bilindiği gibi, Fettahoğulları oldukça kalabalık bir aile oluşu nedeniyle kendi bünyesinde de doğal olarak farklı siyasal görüş ve düşünceleri barındıran ve farklı partilere gönül veren çok renkli bir yelpazeye sahiptir.
SONUÇ;
Biz, Fettahoğlu Ailesi, bugün çok geniş bir coğrafyada ve farklı illerde, yaşam sürsek de, yüzyıllar öncesine kadar dayandığı bilinen geçmişimiz, kültürümüz ve kuşaktan kuşağa gelen öykülerimizle köklü ve oldukça kalabalık bir aileyiz…
İşte; hep bir arada olmak ve akrabalık bağlarımızı en üst düzeyde tutmak isteyişimizin en doğal nedeni böyle bir aile oluşumuzdan kaynaklanmaktadır…
Yüzyıllar önce bir Oğuz Boyu olarak Anadolu'ya gelen ailemizin; Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu döneminde uygulanan çeşitli iskân politikaları sonucu ya bölgenin ıslahı, ya da farklı birtakım nedenlerle, Suriye’den, Balkanlara, Anadolu’nun Kuzeyinden Güneyine, Doğusundan Batısına farklı yerleşim bölgelerinde iskân edildiği anlaşılmaktadır. Günümüze kadar gelen kuşaklarımızın ise, bugün başta sosyo-ekonomik, eğitim, sağlık, iş hayatı ve bilinen diğer birçok nedenlerle ülkemizin dört bir yanına dağılıp, yerleştiklerini görüyoruz.
Bugün ülkemiz genelinde, genel merkezi başkent Ankara'da bulunan toplam beş aile derneğimizle, varmaya çalıştığımız hedeflerimiz; Ailelerimize, aile bireylerimize ve gençlerimize akrabalık bağlarını ve değerlerini hatırlatmak, sosyal yaşamın bir gereği olarak onları zaman zaman bir araya getirmek, özlemlerini gidermek, birbirleriyle kucaklaşmalarını, tanışmalarını, iletişimlerini, yardımlaşma ve dayanışma içerisinde olmalarını, kültürel paylaşımlarda bulunmalarını, bunun yanı sıra Fettahoğlu Ailesi'nin tarihteki ve günümüzdeki yeri ile ilgili bilgi ve belgeleri aile bireylerine, gelecek kuşaklara aktararak, ortak kültürel bir birliktelik oluşturup, bu birikimin kalıcı ve süreli olabilmesini sağlamaktır. İşte bütün bu faaliyetleri ciddi ve belirli bir disiplin anlayışı ile yürütebilmek için 90’lı yılların ortalarında Fettahoğlu Ailesi, çağdaş güncel yaşamın gereği, ilk adımı kendi bünyesinde atarak dernekleşmeye karar vermiştir. Bu amaçla, 1995'te kurulan aile derneğimiz, 2000 yılından bu yana Başkent Ankara'da ki kendi binasında ailemize hizmet vermeyi sürdürmektedir. Geçen bu süreçte, ilki K. Maraş-Düzbağ'da(Helete) tertiplenen ve sonrasında Trabzon-Uzungöl, Antalya-Manavgat, Osmaniye-Düziçi/Bahçe ve son olarak Trabzon-Vakfıkebir'de, ülkemizin dört bir yanından katılımların olduğu büyük aile toplantıları düzenlenmiş ve bu toplantılarda ülkemizin farklı bölgelerinde yaşayan akrabalarımızın tanışıp, kaynaşmaları sağlanmıştır. Başta Ankara dernek genel merkezimiz olmak üzere ortak yürütülen yeni projelerle bu faaliyetlerimizi daha da etkin bir şekilde sürdürmeye gönüllü ve kararlıyız.
Bütün bunların yanı sıra, yeri gelmişken, bugüne kadar büyüklerimizden dinlediğimiz öykülere de baktığımızda Fettahoğlu Ailesi kendine özgü karakteristik yapısından olmalı ki, asla ve hiçbir zaman ırkçı bir tutum içerisinde olmadığı gibi, geçmişte olduğu gibi günümüzde de ırkçılığa karşı tutumunu eldeki kanıtlarıyla bu güne kadar sergilemiştir. Bu nedenle, zaman, zaman kullandığımız tarihsel anlatım ve açıklamalar tamamen geçmişe dayalı bir süreç ve trajik yaşam öyküleriyle dolu tarihimize, önceki kuşaklarımıza ve aslımıza bağlılığımızı ifade etmekten öte bir anlam taşımadığını özellikle belirtmek isterim.
Bu arada, Ailelerimizin bir araya gelme faaliyetleri ile ilgili olarak, belirli aralıklarla yazılı ve görsel medyada bir takım çevreler tarafından “Fettahoğulları” hakkında saptırılmış haberler ortaya atılmış, iş soy milliyetçiliği düşünceleri ile yola çıkan ve bu amaçla güç birliği oluşturmak isteyen bir aşiret benzetmesine kadar götürülmüş, hatta ailemiz, siyaset adamı olan aile bireylerimizin gönül verdikleri ve aktif görev aldıkları farklı siyasi partiler ve görüşlerle anılır hale gelmiştir. Alt yapısı ve haber değeri olmasa da, bütün bunlar bireysel yorumlara dayanan ve sadece okuyucu kitlelerinin dikkatini çekebilme girişimleridir. Oysa Fettahoğulları bugün 800 bini aşkın nüfusları ve ülkemizin farklı coğrafyalarında, farklı sosyal ve kültürel ortamlarda yaşam sürmeleri nedeni ile doğal olarak bünyesinde farklı görüş ve düşünceleri barındıran ve kesinlikle kendisine feodal bağlamda bir aşiret kavramını değil, “aile” kavramını yakıştıran köklü ve kalabalık bir ailedir. Ayrıca; Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızda belirtilen vatandaşlık bağları ile ülkesine, milli değerlerine, tarihine, Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyetimize bağlılık, ülkemizi, bayrağımızı sevmek, her Türk vatandaşında olması gereken bir ulusal bilince sahip ve ülkemizin bölünmez bütünlüğünden yana olmak, çağdaş, kültürel, sosyal ve toplumsal yaşam ilkelerini benimsemek Fettahoğlu Ailesi’nin ortak değerleridir. Ve doğal olarak bu ortak değerlerimize, bağlı kalmak kaydı ile hangi siyasi parti ya da oluşumda yer alırsa alsın, aile bireylerimize öncelikle akrabalık bağları ile bağlı ve bunu tüm değerlerin üstünde tutarız.