Büyükler söyler bunu. Ben bir yerden uydurmadım! ‘eliyle hamur ovalar, gözüyle dana kovalar’ sözünü pek bilmezsiniz belki. Hamuru kim yoğurur, kadınlar. Gerçi günümüzde elinin hamuru ile kadının işine burnunu sokmayan erkek kalmadı ya, neyse…

İki işi birden yapmaya kalkışanlar için söylenir. Eliyle hamur ovalayan kadın, aynı anda danayı kovalamaya kalkışırsa, hamurun kıvamını tutturamaz.

Lakin şimdi kıvama, mıvama bakan, aldıran yok! Gerçi çoğunun eli işte, gözü oynaşta!!!

*

Burada, bir başka meseleye değinmek istiyorum. Ki bizim için de çok önemli. Onikişubat Belediye Başkanı sayın Hanefi Mahçiçek’i 1999 Mart’ından beri tanıyan biri olarak, başarılarına, yüreğinde biriktirdiği insan tutarına, gönül dostluğuna her daim saygı duydum, inandım, güvendim.

Eksiklikleri yok muydu, olmadı mı, elbette olmuştur. Hataları da olmuştur, olacaktır. Çalışan insanın bir yanı eksik kalabilir. Önemli olan niyet, samimiyet. 24 senedir tanıdığım, yüreğinde insan biriktirmek, yaşanabilir model ve modern bir ilçe yaratmak için çırpınan, Türkiye’de Antalya’dan sonra şehrimizde hayata geçmesine ramak kalan (deprem sebebiyle bu proje 2024 Mart ayına ertelendi) EXPO 2023 projesi ile kültür, ticaret ve yaşam merkezi kadar bu şehre hizmet etmekten başka düşüncesi olmayan sayın Mahçiçek, bir proje, bir öz kaynak yaratma mühendisi.

*

Mesleği ne olursa olsun, eleştirmek herkesin demokratik hakkı.

Ancak ‘Kendi kitabına bakmadan, başkasının özetini çıkartmaya kalkışmak’ hiç de etik değil. Kişi önce kendini teraziye koyacak, tartacak, özgül ağırlığını, karekökünü hesaplayacak, toplumdaki karşılığını göz önüne getirecek, yani önce kendi kitabına bakıp, sonra başkasının özetine çıkartmaya kalkışacak.

Bu, köyü görmeden köy romanı yazmakla eş anlamlı.

Ramazan ayındayız. Birkaç gün sonra bayram. Kurduğu gönül sofraları ile insanların yüreğine nakış nakış insan sevgisini, dostluğu, dayanışmayı işleyen sayın Mahçiçek, Belediye Başkanı olduğu Onikişubat için çırpınırken, basında çıkan yazılar, haberler çalışma şevkini kırıyor, insanlar farkında değil.

Şu bir gerçek, çalışan insan hata yapabilir, ama önemli olan niyeti, samimiyeti. Kaldı ki belediyenin bütün hesapları, Sayıştay Denetçileri tarafından her yıl denetlenir, incelenir. Hesap sormak ise mesele, başkanın her soruya, her hesaba verecek bir cevabı vardır.

*

Mesnetsiz, içi boş, sırf insanların kafasını bulandırmak, karıştırmak, algı operasyonu ile birilerini rencide etmek ne kadar ahlaki, ne kadar doğru, bunun yorumunu size bırakırken, insan bir önce aynaya bakmalı.

‘Ayna, ayna! Söyle bana! Benden dürüstü var mı?’ demeli.

Muhasebe, muhakeme yapmalı. Muhasebe sadece matematik değil, beyin fırtınası, vicdan mahkemesi.

Bir insan suya düştüğü için boğulmaz, insan sudan çıkamadığı için boğulur. Sudan çıkmaya karar verdikleri için insanlarda haklı bir korku, haklı bir şüphe, haklı bir kararsızlık belirir.

Eleştirilir herkes. Herkes de eleştiriye açık olmalı. Ama pusu kurmadan, kumpasa meyletmeden, tetikçilik yapmadan.

Bahanelerle, asılsız iddialar, dedikodular ve algılarla bir yere varılamaz, varılamadı da bugüne kadar. Doğru, gerçek bir tane. İkisi yok. Bahane, asılsız iddialar ve dedikodular kirli çorap. Hep pis kokar. Burnunuza götürseniz mideniz bulanır.

Dedim ya, önce ayna!

*

Morgenstern adlı iki matematikçi inşa etmiş Nobel ödüllü John Nash da geliştirmiş ve ünlendirmiştir. Teori şu; ‘İnsanlar, davranış kararlarını, kendilerini rakiplerinin kötülüklerinden korumak için alırlar!’

Bu teori, bir gözlem üzerine kurulmuştur. Palavralar değil.

Biz yerelde veya ulusalda yerel yöneticiler vatandaşlarının refahı, sorumlu oldukları il veya ilçelerin kalkınması, halkının refahı için göreve talip olurlar, seçilirler ve çalışırlar.

Çalışırlarken, proje üretirken, istihdam yanında, ilimizi ‘marka şehir’ yapmak, uluslararası arenaya taşımak, özel ve büyük projelerle Kahramanmaraş’ı kültür, ticaret ve yaşam alanları inşa etmek, model ve modern ilçe kavramını da yanına iliştirerek bu yaşına rağmen, gençlere taş çıkartırcasına özveriyle çalışan Başkan sayın Mahçiçek, örnek projeleriyle şehri 2071’e taşımak istiyorsa, buna şapka çıkartılmalı.

*

Eleştirmek herkesin hakkı. Ama yanlış algılarla, dedikodu ve fısıltı gazeteleriyle değil, yapılmayana ve yapılanmayanlarla insanlar bilgilendirilmeli.

Yoksa, yel’in kaya’dan bir şey götürmeyeceğini herkes biliyor.

Özetleyecek olursam, kazancı paylaşmayan, kaybı bölüşür!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol